InstagramKıbrısManşet

KTİHV: Yönetimin baskın çoğunluğu siyasi atama ile göreve geliyor




Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı , “BRTK ve Kamu Yayıncılığı” hakkında açıklama yaparak, Bayrak Radyo ve Televizyon Kurumu (BRTK) yönetiminin baskın çoğunluğunun siyasi atama ile göreve geldiğini ve bağımsızlıktan uzak olduğunu belirtti

KTİHV: Bir kesimin propaganda aracı değil tüm halkın yayın organı olmalıdır

Vakıf tarafından yapılan yazılı açıklamada, BRTK Yönetim Kurulu’nda Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın bir temsilcisinin görev yapmasının, kurumu militarist bir yapı konumuna sokulmuş görünümü verdiği belirtilerek, “BRT, kamu yayıncılığı sorumluluğunda toplumun tüm kesimlerine açılmalıdır. Protokol haberciliği ve belli bir kesimin propaganda aracı değil tüm halkın yayın organı olmalıdır” denildi.

“İfade özgürlüğü konusunda, kamu yayıncılığının yeteri kadar önemsendiği söylenemez”

Açıklamanın tamamı şu şekilde;

“25 Aralık 2023 tarihinde Bayrak Radyo ve Televizyon Kurumu (BRTK) 60. Kuruluş yıldönümünü kutladı. BRTK, Kıbrıs’ın kuzeyinde kamu yayıncılığı yapan en aktif kurumdur. Aradan geçen 60 yıl içerisinde, BRTK’da kamu yayıncılığı açısından ilerleme kaydedilmiş ise de, ifade özgürlüğü konusunda, kamu yayıncılığının yeteri kadar önemsendiği söylenemez.

Kamu Hizmeti Yayıncılığı medya ortamında hayati bir rol oynamaktadır. Kamu Yayıncılığı yapan kurumlar ayrıca azınlıklara saygı çerçevesi içinde ulusal kimliği geliştirmeye ve sosyal olarak kapsayıcı ve insan haklarına saygılı değerleri teşvik etmeye hizmet etme görevini de yerine getirirler.

“Üyelerin bu organlara atanma şeklinin bağımsızlıklarını sağlaması çok önemlidir”

Birleşmiş Milletler öncülüğünde yapılan Kişisel ve Siyasal Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme (International Covenant On Civil and Political Rights)  29/2004 sayılı Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (Onay Yasası) ile iç hukukun parçası haline gelmiştir. Bu Sözleşmenin Denetim Organı olan İnsan Hakları Komitesi, söz konusu sözleşmenin uygulanması ile ilgili yapmış olduğu 34. yorumunda bu konu ile ilgili şu şekilde görüş belirtmiştir: “Taraf Devletler, kamu yayın hizmetlerinin bağımsız bir şekilde çalışmasını sağlamalıdır. Bu bağlamda, Taraf Devletler bağımsızlıklarını ve editoryal özgürlüklerini garanti etmelidir. Bağımsızlıklarına zarar vermeyecek şekilde finansman sağlamalıdırlar”.

Pratik açıdan, yayıncıların bağımsızlığının korunması, yayın düzenleyicilerinin bağımsızlığını teşvik etmekle aynı yolların çoğunda elde edilebilir. Özellikle, bunların yönetim kurulları tarafından denetlenmesi ve üyelerin bu organlara atanma şeklinin bağımsızlıklarını sağlaması çok önemlidir.

“BRTK yönetiminin baskın çoğunluğu siyasi atama ile göreve geliyor”

Diğer taraftan AİHM, Manole ile Moldava davasında, kamu yayıncılığı yapan kurumların editoryal bağımsızlığını ve kurumsal özerkliğini garanti eden yasal bir çerçeve olmasının, yönetim kurulu üyelerinin ve denetim organlarının statüsüne ve atanmasına siyasi müdahalenin olmamasını ve fikirlerin özgürce oluşmasını teşvik etmek için bilgi programlarının tarafsızlığının garanti altına alınmasının altını çizmiştir.

BRTK yönetiminin baskın çoğunluğu siyasi atama ile göreve gelmektedir ve bağımsızlıktan uzaktır. Bunun dışında, BRTK Yönetim Kurulunda Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının bir temsilcisinin de görev yapması kurumu militarist bir yapı konumuna sokulmuş görünümü de vermektedir. BRT, kamu yayıncılığı sorumluluğunda toplumun tüm kesimlerine açılmalıdır. Protokol haberciliği ve belli bir kesimin propaganda aracı değil tüm halkın yayın organı olmalıdır.









Başa dön tuşu