Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Meclis’te yaptığı konuşmada yükseköğretimde yaşanan sıkıntılarla ilgili konuştu ve “Burası üniversiteler adasıdır sloganı başka, gerçekler başka” ifadelerini kullandı
Erhürman: Meclisin duyarsız kalması mümkün değil
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman bugün Meclis’te üniversitelerle ilgili olumsuz gelişmeler yaşandığına dikkat çekerek, başka alanlarda olduğu gibi bu alanda da birtakım sıkıntıların yaşandığını uzun zamandır dile getirdiklerini hatırlattı.
Söz konusu alanda önlemlerin alınması gerektiğini defalarca söylediklerini vurgulayan Erhürman, bugün yaşandığı iddia edilen şeylerin, yaşanıyor olduğuna dair şüphelerin bugün ortaya çıkmadığını ifade etti.
Bu konuyu hasıraltına itme gibi bir şanslarının olmadığına dikkat çeken Tufan Erhürman, çok kısa bir süre içerisinde, YÖDAK ve üniversitelerin denetimi konusunda bir araştırma komitesi kurulması önerisini meclise getireceklerini kaydetti.
Bu konulara meclisin duyarsız kalmasının mümkün olmadığını belirten Erhürman, “Üniversitelere sektör demesek de ekonomik anlamda bu ülkeyi ilgilendiren bir alanı ifade ediyor” dedi.
“Burası üniversiteler adasıdır sloganı başka, gerçekler başka”
“Burası üniversiteler adasıdır” sloganının başka, gerçeğin ise başka şeyler olduğunun altını çizen Erhürman, üniversite sayısı ve öğretim sayısı itibariyle yaşanan enflasyondan bahsetti.
Gerçekten öğrenci olmayıp da adada bulunanlarla ilgili de konuşan Erhürman, söz konusu durumların çok ciddi değer kaybı yarattığını vurguladı.
“Burada dingil koptu, sonuçlarıyla karşı karşıyayız”
Söz konusu alana meclisin hızla müdahale etmesi gerektiğine işaret eden Erhürman, “Var olan kurumsal yapının, arzu edilen işleri yapmadığı ya da yapamadığı ortadadır. Çok kısa bir süre sonra YÖDAK ve üniversitelerin denetimiyle ilgili araştırma komitesi önerisini getireceğiz” ifadelerini kullandı.
Hem mevzuat yetersizlikleri hem de YÖDAK’ın ne yapıp ne yapmadığıyla ilgili konunun, kurulacak olan komitede görüşülmesi gerektiğine dikkat çeken Erhürman, söz konusu alanda yaşanan “enflasyonla” nasıl başa çıkılacağının da tartışılması gerektiğini belirtti ve “Burada dingil koptu, sonuçlarıyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
“Kalite esas alınmalı”
Üniversitelerde çalışan öğretim görevlilerinin mali ve iş yükü durumunun da konuşulması gerektiğine işaret eden Tufan Erhürman, sosyal sigortası asgari ücretten yatmaya devam eden öğretim üyelerinden de bahsetti ve kalitenin bu şekilde sağlanamayacağının altını çizdi.
DAÜ ile ilgili de konuşan Tufan Erhürman, “DAÜ bu ülkede kalite odaklı yükseköğretimin öncüsü olması gereken yerdir. Orada belirlenen standart, kriter belirleyici hale geliyor” diye konuştu.
DAÜ ile ilgili sıkıntıların artık, “olması gerektiği gibi” bitmesi gerektiğine işaret eden Erhürman, kalitenin esas alınması gerektiğinin altını çizdi.
“Sadece kalite odaklı değerlendirmelerle bu işi sonlandırmak lazım”
Tufan Erhürman, “DAÜ vasatlaşırsa, yükseköğretimin bir bütün olarak daha da aşağıya inmesine yol açacak” dedi.
DAÜ’yü konuşurken, bu ülkede yükseköğretimin standartlarının da konuşulduğunu belirten Erhürman, “Sadece kalite odaklı değerlendirmelerle bu işi sonlandırmak lazım” diye konuştu.
İstatistik Kurumu ile ilgili tartışmalara son verilmesi gerektiğinin altını çizen Erhürman, İstatistik Kurumu’nun verilerinin, inandırıcı olmayan veriler olarak tartışmaya açıldığını kaydetti.
“Narenciyede gelinen nokta dehşete düşürüyor”
Türkiye Cumhuriyeti’nde açıklanan hayat pahalılığı ile ülkemizde çıkan hayat pahalılığına bakıldığında bile ters giden bir şeylerin olduğunun görüldüğüne işaret eden Erhürman, “Oturalım, sepetine de sepetin uygulamasına da verilerle de bakalım. Bu alanda da komiteyi kuralım. Fiyatlar gözle görülür artarken, eksiliyormuş gibi yansıyor verilere. Bunları da gözden geçirelim. Veriler elimizde olsun ve buna göre konuşalım” dedi.
Narenciyede gelinen noktayı, “dehşete düşüren nokta” olarak niteleyen Erhürman, bugün itibariyle ihracat kapılarının ciddi şekilde kapandığı bilgisine ulaştıklarını vurguladı.
Kısa vadede ciddi bir problem var olduğunun altını çizen Erhürman, “Rakam o kadar büyüyor ki bu alanda ciddi endişeler var” dedi.
“Üreticiler, her sene bu sorunu yaşayacağıma, bu işten vazgeçeyim noktasına geliyor”
Gelecek yıl açısından bu işin nasıl olacağı sorusunun bütün üreticilerin kafasında olduğuna dikkat çeken Erhürman, “Bugün 5 buçuk liraya hallettin demek, gelecek sene bu üretimi yapacak insan bulabilecek misin sorusunu ortadan kaldırmıyor” dedi.
Birçok yerde narenciye bahçelerinin, yap-sata açılsın diye elden çıkarılmaya başlandığına işaret eden Erhürman, “Çünkü her sene bu sorunu yaşayacağıma, bu işten vazgeçeyim noktasına geliyor üreticiler” diye konuştu.
Narenciyenin bir numaralı ihracat ürünü olduğuna da değinen Erhürman, üreticilerin bir numaralı ihracat ürününün elden çıkarma noktasına geldiğine dikkat çekti.
Bazı yolların nasıl aşılacağıyla ilgili gerçekçi yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Erhürman, sorunların çözülmediğini dile getirdi.
“Az sayıda insan, çok büyük zararlara uğradı”
Geçitköy’de yaşanan sel felaketiyle ilgili de konuşan Erhürman, orada çok az sayıda insanımızın olduğunu hatırlattı.
Geçitköy’e giderek yaşananları gördüklerini belirten Erhürman, “Az sayıda insan, çok büyük zararlara uğradı” dedi.
Tufan Erhürman, “Size önerimiz, az sayıda insanın yaşadığı felaketi, gelin bir laboratuvar yapalım, eksiğimiz-fazlamız nedir ortaya koyalım” dedi.
Bölgenin neden bu kadar zarara uğradığına da bakılması gerektiğine işaret eden Erhürman, bürokratik sıkıntıların da masaya yatırılması gerektiğini kaydetti.
“Ben mi başka yerde yaşıyorum, başkaları mı?”
“Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşı olan bazı Kıbrıslı Ermenilerin ülkeye giriş sıkıntısı yaşandığıyla ilgili çıkan haber hakkında soru soran Erhürman, “Böyle bir şey var mı yok mu?” diye sordu.
Tufan Erhürman, “Sayın Ünal Üstel, hem ekonomik istikrarı sağladık hem de siyasi istikrarı sağladık diye açıklama yapmış. Normalde bunun üzerinde saatlerce konuşabilirim. “Hem ekonomik hem siyasi istikrar sağlandı” diyor. Ben mi başka yerde yaşıyorum, başkaları mı? Bilemiyorum” diye konuştu.