Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Başkanı Ahmet Özant, geç de olsa Sosyal Sigortalar İdare Meclisi‘nin aldığı karar neticesinde ilk toplantılarını gerçekleştirdiklerini belirtti
Özant: Geç de olsa Sosyal Sigortalar İdare Meclisi ile ilk toplantı gerçekleşti
Yazılı açıklama yapan Öztant, 6 ay önce başlayan ve hala süren ‘reçete soruşturması’ nedeni ile hastaların, sigortalı emekçilerin ve bakmakla yükümlü oldukları yakınlarının ilaca erişimindeki sıkıntıların da hala sürdüğünü belirterek, kamusal nitelikli ve yasa ile kurulan meslek örgütü olan Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin, sorunun çözümünde mutlak sürette sürece dahil olması gerektiği ve buna rağmen sürecin dışında tutulduğunu defalarca yazılı ve sözlü olarak dile getirdiklerini kaydetti.
Özant, “Geç de olsa, 13 Şubat’da Sosyal Sigortalar Dairesi İdare Meclisi’nin oy birliği ile aldığı karar neticesinde resmi davet yazısı 27 Şubat’da elimize geçmiş ve 28 Şubat’da İdare meclisi üyeleri ile ilk toplantı gerçekleştirilmiştir” dedi.
“Doktor ve eczacılar için güvenli, daire için usulsüzlüklerin olamayacağı bir sistem kurulmalı”
Özant, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Olumlu bir havada başlayan toplantıda KTTB ile İdare Meclisi arasında emekçilerin ilaca erişimindeki sorunların çözümü ve hekim-daire arasındaki sözleşmedeki ve sistemdeki sorunlar görüşüldü. Yazılı verilen itiraz ve önerilerimiz ile ilgili tekrar görüşme yapılması kararı toplantıya katılan herkesi mutlu etmiştir. Kısa sürede yaşanan mağduriyetin son bulması için iyi niyetle çalışmalara devam edebileceğimizi umuyorum.
Sürecin başında belirttiğimiz gibi, hassasiyetle üzerinde durduğumuz nokta, sigortalı emekçilerin ilaca güvenli erişiminin sağlanması, doktor ve eczacılar için güvenli, daire için usulsüzlüklerin olamayacağı bir sistem kurulmasıdır.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği yönetim kurulu olarak, görevimizin ve sorumluluklarımızın farkındayız. Sağlığı ilgilendiren her sorunun çözümünde mutlaka sürece dahil olması gereken bir kurum olduğumuzu, dışlandığımız veya etkisizleştirilmek istendiğimiz durumlarda asla kalıcı ve kabul görecek bir sonuca ulaşılamayacağını yeniden belirtmek isteriz”