Güvenlik Kuvvetleri Komutanı (GKK) Komutanı Sayın İlker Görgülü‘ye açık mektup;
Sayın komutan;
Size sorumluluğunuzda olan Polis Genel Müdürlüğü‘nün, belli ki aldığı bir talimatla araştırma, soruşturma yapıp tutuklama gerçekleştirmek konusunda çekinceli davrandığı bir “İNSAN TİCARETİ” hususunda, elde ettiğimiz bilgi ve belgeler nedeniyle yazıyorum.
Anayasa’nın, “Geçici 10. Maddesi” gereği size bağlı olan, sizin emir ve görüşleriniz doğrultusunda hareket etmekle mükellef olan KKTC Polis Genel Müdürlüğü soruşturmalarını, uzunca bir süredir siyasilerin çıkarları doğrultusunda yürütüyor.
Bir bakıyorsunuz bir soruşturma en derinlere kadar inerken, başka bir soruşturma dosyasının kapağı dahi açılmıyor.
Tabi bu sadece Polis Genel Müdürlüğü uhdesinde değil, Savcılık uhdesinde de böyle. Birlikte hareket ediliyor.
Bu konuyu size yazmamın sebebi hem polisin sizin emrinizde olması hem de görüntü, video, belge ve röportajlarıyla ortaya koyduğumuz “İNSAN TİCARETİ” konusunun, direkt Türkiye‘yi ilgilendirmesi ve dış politikanızda elinizi zayıflatmasıdır.
Yaklaşık bir hafta önce Güzelyurt‘ta bir devlet kurumu olan Cypfruvex aracılığıyla ülkeye getirilen Bangladeşli işçiler, insanlık onuruna aykırı, aç, susuz atıldıkları KÖLE KAMPI‘nda tutuluyor.
Birçoğu çalıştırılmadığı gibi çalışan azınlık gruba da maaşları verilmiyor.
***
Sayın Komutan;
AKP-MHP iktidarı her zaman Filistin‘deki, Suriye‘deki ve Afrika‘nın çeşitli ülkelerinde tüm “mazlumların babası” olarak lanse ediliyor.
Buradan yola çıkarak, iktidarınızın Kıbrıs’ın kuzeyine getirilip açlıkla imtihan edilen Bangladeşli mazlumların da babası olduğunu düşünmekteyim.
Uluslararası alanda Türkiye’yi de suçlu duruma düşürecek bu İNSAN TİCARETİ sarmalının, siyasete, sosyal medya fenomenlerine ve siyasi atama müdürlere kadar uzandığını, bunun da yasa dışı şekilde ülkeye işçi getiren “danışmanlık” adı altındaki firmalar aracılığıyla yapıldığını yaptığımız araştırmalarda tespit ettik.
Elimizdeki tüm bilgi ve belgeleri polise de verdiğimiz halde; bugüne kadar herhangi bir tutuklama olmadı.
Olası tutuklamaların da verilecek ifadelerle uzanacağı yerler hesaba katılarak sınırlı tutulacağı endişesini taşıyorum.
Malumunuz; Polis Genel Müdürlüğü de siyasi baskılarla hareket eden bir kurum haline getirildi, toplumun güveni de günden güne zayıflıyor, adalet duygusu zedeleniyor.
Ancak düşüncem odur ki; bu İNSAN TİCARETİ‘nin önüne sadece sizin Polis Genel Müdürlüğü’ne vereceğiniz emirle geçilebilir.
Siz bu soruşturmanın, “ucu kime ulaşırsa ulaşsın ilerletilmesi” talimatı verdiğiniz an, kimsenin hiçbir şeyi gizleyemeyeceğine eminim.
Bangladeşli bu işçiler adaya gelebilmek ve bazıları da güneye kaçırılmaları karşılığında 8-10 bin euro arasında değişen paralar ödüyorlar.
Bu paraların kimler arasında bölüşüldüğü konusunda tahminlerimiz de bulunuyor.
***
Bu işin içinde;
-İşçilerin talep edilmesi konusunda; bazı şirketler,
-İşçilerin bulunması konusunda; “danışmanlık” adı altında yasa dışı faaliyet gösteren firmalar,
-İşin izin/onay kısmında; bazı bürokratlar,
-İşin toplum algısı boyutunda; sosyal medya fenomenleri kullanılıyor.
***
İşçiler Bangladeş’ten “yeni bir hayat, iyi bir iş ve maaş, temiz ve düzenli yatı evleri” ve bazıları da “Güneye yani Avrupa’ya kaçırılma” vaadiyle getiriliyor.
Aslında bu durum hali hazırdaki İş Yasası’na zaten aykırı.
Yani kâğıt üzerinde süs gibi duran yasalar uygulansa zaten bu durum hiç yaşanmayacak, yapmaya çalışanlar da cezalandırılacak.
Ama gelin görün ki; yasa sadece kâğıt üzerinde bir yasa.
***
Sayın Komutan;
Polis, elinde birçok ses kaydı bulunmasına rağmen soruşturmayı o yönde de derinleştirmiyor.
Bu işleri derinlemesine araştıran gazeteciler de sosyal medyada bazı iş birlikçi fenomenler tarafından itibarsızlaştırılmak için kötüleniyor.
Yani aslında sistem çok yabancı da değil.
Elbette buraya yazamadığım ve polise ifademde verdiğim başka bilgiler de var.
Bu açık mektubun size ulaşacağından şüphem yok.
Sizin emrinizdeki Polis Genel Müdürlüğü’ne bu konuda emir vereceğinizi umuyorum.
***
Sayın Komutan;
Burada daha önce GKK Komutanlığı yapmış olanlardan, bizzat kendi yaverleri ve yetkili polisler tarafından yanıltılmış olanlar oldu.
Bunu da defalarca yazdım, Zorlu Paşa bu konuda bana kızgın. Haklı olduğumu biliyor çünkü.
Umarım, Türkiye’yi de bizzat ilgilendiren İNSAN TİCARETİ konusunda kimsenin yalan/yanlış/eksik bilgilendirme çabalarına izin vermeden soruşturma emri verir ve sonuna kadar gidilmesini sağlarsınız.
Pınar Barut
Gazeteci