Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, ülkeye Turizm Bakanlığı üzerinden, turist adı altında turist olmayan insan getirildiğine dikkat çekti, belli rüşvet mekanizmalarıyla turist vizesi ayarlanarak ülkeye insan getirildiğini anlattı
Rahvancıoğlu: İnşaat sektörü üzerine kurulu kâr amaçlı ekonomik yapı, insan canına hiçbir önem vermiyor
Ada TV’de yayınlanan Nupelda Karabuğday’ın sunduğu Günaydın Ada programına katılarak gündemi değerlendiren Rahvancıoğlu, “Aklımız ve kalbimiz Adıyaman’da” diyerek, orada kaybettiğimiz canlarımız için ailelerin ve halkımızın adalet arayışının bir karşılık bulmasını umut ettiğini belirtti.
Türkiye hukuk sisteminin de bir sınavdan geçtiğini söyleyen Rahvancıoğlu, meselenin sadece bu insanlardan ibaret olmadığını, onlara bu izinleri verenlerin, yıllarca denetlemeyip durumun bu hale gelmesine izin verenlerin de cezalandırılması gerektiğini söyledi.
Rahvancıoğlu, inşaat sektörü üzerine kurulu ekonomik yapının insan canına hiçbir önem vermeyen bir anlayışta olduğunu, bunun da aslında değerlendirilmesi gereken önemli bir konu olduğunu söyledi.
Bu yaşananların, Türkiye’deki yaşanmış depremin değil hem Türkiye’de hem de Kıbrıs’ta yaşanması olası depremlere dair de bir ders olarak da değerlendirilmesi gerektiğini belirten Rahvancıoğlu, “Türkiye’de yaşananlardan sonra bizim hiçbir ders almadığımız aşikardır” dedi.
Rahvancıoğlu, ülkemizdeki binaları güçlendirmek için hiçbir adımın atmadığını ifade ederek, mimar ve mühendislerin gönüllü bir şekilde raporlar hazırladığını hatırlattı ancak hükümetin kulağının üstüne yattığını, “inşallah bizde deprem olmaz” anlayışına sığındığını anlattı.
Bunun bir bilim olduğuna dikkat çeken Rahvancıoğlu, “Kâr etmek için birileri adilik yapıyor ama onları denetlemesi gerekenler de o kardan pay alabilme uğruna göz yumuyor” dedi.
“Trafik kazalarını önlemek için toplu taşıma elzemdir”
Rahvancıoğlu, “Trafik kazalarının sebebi sürücüler değildir” diyerek, sürücülerin daha farklı davranması gerekliliği ortada durmakla birlikte, sadece sürücülere yüklenerek varabileceğimiz yere şu anda varmış bulunduğumuzu belirtti.
“Aydınlatmaya, yolların durumuna önem vermemiz gerekiyor” diyen Rahvancıoğlu, yollarda çok fazla araç olmasıyla ilgili sıkıntılara da dikkat çekti.
“Araç sayısını yollardan nasıl azaltırız diye sormamız gerekiyor” diyen Rahvancıoğlu, araç sayısını azaltmak için tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi toplu taşımayı geliştirmek gerektiğini vurguladı.
“Ülkeye devamlı ihtiyaç fazlası insan ithal ediyoruz”
Nüfus ile ilgili de ciddi bir sıkıntımız olduğunun altını çizen Rahvancıoğlu, ülkeye devamlı ihtiyaç fazlası insan ithal ettiğimizi söyledi.
“İnşaatta, restaurantta, benzincide çalışacak insana ihtiyacımız elbette var” diyen söyleyen Rahvancıoğlu, var olanlara rağmen yeni insanların getirildiğini söyledi. Ne kadar çok işçi olursa emeğin değerinin o kadar düştüğünü vurgulayan Rahvancıoğlu, kısacası ucuz işçi yaratmak için ihtiyaç fazlası insan ithal ettiklerini söyledi.
“Trafik sorunuyla, nüfus, muhaceret ve çalışma yaşamı politikaları birbiriyle bağlantılı”
Ülkeye Turizm Bakanlığı üzerinden, turist adı altında turist olmayan insan getirildiğine dikkat çeken Rahvancıoğlu, belli rüşvet mekanizmalarıyla turist vizesi ayarlanarak ülkeye insan getirildiğini anlattı.
Rahvancıoğlu, trafik sorunuyla, nüfus, muhaceret ve çalışma yaşamı politikalarının aslında birbiriyle bağlantılı olduğuna işaret etti, “Toplu taşıma sistemi kurmanın önemi kadar insan ithali meselesini de gündeme almamız gerekiyor” dedi.
Ülkede insan ve yaşam odaklı bir sistem kurmak yerine, kâr odaklı sistemin kurulduğunu ifade eden Rahvancıoğlu, 75 yaşında bir insanın toplu taşıma olmadığı için araç kullanmak zorunda kaldığını, sonrasında da kaza yaptığını, aşka bir ülkede o yaşta insanların toplu taşımayı kullanmayı tercih ettiğini sözlerine ekledi.
“En büyük sorun kâra dayalı ekonomik sistem”
Rahvancıoğlu, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın uygulamaya koyacağı elektronik etiket sistemi ile ilgili de açıklamalarda bulundu, bu uygulamanın kısmi de olsa bir engel teşkil edebileceğini söyledi.
Perakende satış yapan şirketlerde kâr oranlarının çok yüksek olduğuna dikkat çeken Rahvancıoğlu, genel olarak elektronik etiket sisteminin hayat pahalılığını düşürmekte ise işe yaramayacağını, belli marketlerin belli ürünlerde yapmış olduğu fahiş fiyat uygulamalarını engelleyeceğini dile getirdi.
Denetimin elbette önemli bir şey olduğunun altını çizen Rahvancıoğlu, en büyük sorunun kâra dayalı ekonomik sistem olduğuna vurgu yaptı.
“Pahalılığı önlemek için üretim, dağıtım ve satış kooperatifleri oluşturulması tek çözüm”
Rahvancıoğlu, pahalılığı önlemek için üretim, dağıtım ve satış kooperatifleri oluşturulmasının tek çözüm olduğunu ifade etti.
Patates örneğinde görüldüğü gibi üreticinin çok kârı olmadığına dikkat çeken Rahvancıoğlu, dağıtım ve satış esnasında fiyatların yükseldiğini söyledi.
İthalatın bir çözüm olduğunu kesinlikle düşünmediklerini belirten Rahvancıoğlu, “Yerli üretim desteklenmeli, teşvik edilmeli” dedi.
Ultra zenginlere teşviklere karşı bir parti olduklarını vurgulayan Rahvancıoğlu, tarıma, üretime ve hafif sanayiye yapılacak teşviğe kesinlikle karşı olmadıklarını söyledi.