
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin “Kıbrıs’ta İnsan Hakları Sorunu” başlıklı son raporuna paydaş olarak katkı sunan İnsan Hakları Platformu (İHP), ilgili raporu paylaştı ve değerlendirmelerde bulundu
İHP: Bu rapora paydaş olarak katkı sunmuş olmaktan memnuniyet duyuyoruz
İHP’den yapılan açıklamada, Avrupa Birliği (AB) tarafından Kıbrıs Türk toplumuna yönelik “AB Yardım Programı” kapsamında finanse edilen ve İHP tarafından yürütülen “İnsan Hakları Platformu Projesi“nin; “demokratik katılım, insan ticareti, LGBTİ+ hakları, ve mülteci hakları” gibi alanlarda yürüttüğü izleme ve savunuculuk çalışmalarına dayanarak BM İnsan Hakları Konseyi’nin “Kıbrıs’ta İnsan Hakları Sorunu” başlıklı son raporuna paydaş olarak katkı sunmuş olmaktan memnuniyet duydukları belirtildi.
“Raporda, AİHM’de görülen ‘Kanatlı v. Türkiye’ kararına atıfta bulunuldu”
Söz konusu raporun, adada yaşanan insan hakları ihlallerini çok yönlü bir çerçevede ele alırken, Kıbrıs Türk toplumunun Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yaşadığı eğitim, sağlık, dil engeli ve bilgiye erişimle ilgili sıkıntılara da değindiğine işaret edilen açıklamada, raporda ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “Kanatlı v. Türkiye” kararına atıfta bulunulmasının, vicdani ret hakkı ve ifade özgürlüğü bakımından Kıbrıs’ın kuzeyinde daha kapsamlı düzenlemelerin gerekliliğine işaret ettiğine de vurgu yapıldı.
İnsan ticareti ve LGBTİ+’ların hakları
İHP açıklamasında şunları kaydetti;
“Bu bağlamda raporun incelenip yapılan önerilerin uygulamaya geçmesi için ivedilikle adım atılmalıdır.
Özellikle adanın kuzeyinde insan ticaretine dair ciddi önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizen rapor, LGBTİ+’ların toplumsal yaşama ve hukuksal süreçlere katılımı konusunda eksik kalan yasal metinleri ve uygulamaları da gözler önüne sermektedir.
Mülteci programlarının yetersizliği
Bunların yanı sıra, mültecilerin geri gönderilme uygulamaları ve yetersiz prosedürlerle karşılaşması, uluslararası hukukun gerektirdiği standartlarla uyuşmamaktadır.
Bursların Yunanca sunulması sorunu
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sunduğu hizmetleri ve burs olanaklarını çoğunlukla Yunanca dilinde sunması, bilgiye ve kamu hizmetlerine erişimi zorlaştırırken karşılaşılan dil engelleri ve yurt dışı eğitim olanaklarına erişimde yaşanan sorunlar, adada hak eşitliğinin sağlanması için kapsamlı bir iş birliği ihtiyacını göstermektedir.
Aynı çerçevede, Kanatlı v. Türkiye kararı, Kıbrıs’ın kuzeyinde vicdani ret ve ifade özgürlüğü alanlarında uluslararası standartların önemini tekrar gündeme taşımakta ve vicdani reddin hak olarak tanınması gerekliliğine vurgu yapmaktadır.
Ali Kişmir ve Şener Levent’in davalarına gönderme
Bununla birlikte son zamanlarda Kıbrıs’ın kuzeyinde gazetecilere yönelik açılan soruşturmaların basın ve ifade özgürlüğü açısından da hak ihlallerine sebep olduğunu vurgulayan rapor Ali Kişmir ve Şener Levent’in davalarına gönderme yapmaktadır.
“Rapordaki tespit ve öneriler son derece kritik”
İnsan Hakları Platformu ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen İnsan Hakları Projesi olarak, böylesi önemli ve kapsamlı bir raporun yayımlanmasının, Kıbrıs genelinde insan haklarının korunması ve geliştirilmesi yönünde gerekli adımların daha hızlı atılmasına vesile olacağını umuyoruz.
Adada yaşayan herkesin onurlu, eşit ve özgür bir ortamda yaşam sürebilmesi için yürütülen çalışmaları desteklemeye ve sivil toplum, kamu temsilcileri ve uluslararası kuruluşlarla yakın iş birliğini sürdürmeye hazırız.
Adadaki mevcut yapısal engellerin aşılması adına rapordaki tespit ve önerilerin uygulanmasının son derece kritik olduğunu vurgulayarak, tüm ilgili tarafları harekete geçmeye davet ediyoruz”
Raporun Tamamına Ulaşmak İçin Tıklayın: https://docs.un.org/en/A/HRC/58/21