Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, dünkü imamlı/dualı Yüksek Mahkeme temel atma töreni nedeniyle gelen eleştirilere cevap verdi, Türkiye yetkililerinin de her açılış yaptıktan sonra, ertesi gün atılan manşetlerden memnun olmadığını söyledi
Erhürman: Mesele dün yaşanan bir mesele değil
BRT‘de Aziz Karaaziz’in sorularını yanıtlayan Erhürman, eleştirileri saygıyla karşılayıp ders çıkarmaya çalıştıklarını söyleyerek, sorunun; sadece dün yaşanan bir mesele olmadığını, toplumu bölmeye parçalamaya çalışanların yarattığı iklim olduğunu belirtti.
Erhürman, “Mesele özetle şu; bu ülkenin halkı açık şekilde ‘Ben burada bir halkım, Türkiye halkıyla kardeşlik ilişkisi içindeyim, acısıyla acı çeker, sevinciyle sevinirim ama ben burada ayrı bir halkım, kendi örf ve adetlerim, geleneklerim, teammüllerim, yaşam biçimim vardır. Ben bunlarla yaşıyorum, bunlarla yaşamaya devam etmek istiyorum, bunların değiştirilmesi suretiyle, aslında benim başkalaştırılmamı kabul etmiyorum’ diyor” dedi.
“Dünkü açılışın hiçbir yerinde Kıbrıs Türk makamlarının yeri yoktu”
Erhürman şöyle devam etti;
“Kendi Yüksek Mahkeme’mizin açılış töreni, bu ülkede sorun değil sevinç kaynağı olması gerekiyor değil mi? Yüksek Mahkeme ihtiyacı kendisi söyledi zaten, kendisi tespit etti.
Bu ihtiyacı karşılayan bir açılışın ardından bu tepkilerin ortaya çıkmaması gerekiyor. Ama dünkü açılışın hiçbir yerinde Kıbrıs Türk makamlarının yeri yoktu. Hani organizasyon yapan yapı var ya devletin; protokol müdürlüğü vardır, sunucuyu ve ne söyleyeceğini de siz belirlersiniz.
“Ben Yargıçlarımızın yanında olmak isterim böyle bir günde”
Ben mesela bir hukukçuyum, ana muhalefet partisi başkanıyım. Yüksek Mahkeme hepimizin Mahkemesi, orada meslektaşlarım var. Anketlerde en çok güvenilen kurumlardan biri olarak çıkıyor.
Ben Yargıçlarımızın yanında olmak isterim böyle bir günde. Ama madem bizim mahkememiz, organizasyonunun da bu Yüksek Mahkemenin de katıldığı bir protokol organizasyonu içinden çıkmasını beklerim.
Bize davet altında Yüksek Mahkeme’nin ambleminin bulunduğu ama Ulaştırma Bakanlığı’nın ambleminin de bulunduğu yani 5 amblem vardı davetiyede.
Sunucular dahi Kıbrıs Türk sunucular değil. Buraların yapıları içinden çıkmış değil. Yani bizim sunucularımız bu işleri yapamaz mı? Bizim protokolümüz böyle bir programı çıkaramaz mı?
“TC yetkilileri çok mu memnunlar, her gelip açılış yaptıklarında, ertesi gazetelerde bunları görmekten?”
Böyle olmuyor ve Kıbrıs Türk halkının geleneklerine uymayan açılışlarla karşı karşıya kalıyoruz. Ve bu tip her açılış bir gün sonra gazetelerde manşet oluyor.
Ben de Yüksek Mahkeme Başkanımız da eleştiriliyor.
Tabi Türkiye’nin katkılarıyla yapılan bir şey, Türkiye yetkililerinin orada olması da anlaşılır ama bizim ülkemizin insanları programı hazırlayacak, sunacak, uygulayacak.
Bundan artık bu toplum yoruldu.
Okullardaki düzenlemeyi de bizim ülkemizin uzmanları, öğretmenleri, yetkili yapıları çıkaracak. Olması gereken de budur, olacak olan da budur. Bundan bu halk yoruldu.
Peki bunun TC-KKTC ilişkilerine bir yararı mı var yoksa zararı mı var?
TC yetkilileri çok mu memnunlar, her gelip açılış yaptıklarında, bir katkı yaptık dediklerinde ertesi gazetelerde bunları görmekten memnun mu?
“Yüksek Mahkeme Başkanı’nın konuşmasında, ‘Davet üzerine buradayız’ dedi”
Cumhurbaşkanlığı seçimleri var ve böyle bir kriz işe yarar diye düşünen varsa onu bilemem.
Yüksek Mahkeme Yargıçları bizim arkamızda oturuyordu, benim yerim de Bakanlardan öncedir ama bende Bakanlardan arkada oturuyordum
Bu da çok rahatsız ediciydi. Yüksek Mahkeme Yargıçlarının bizim önümüzde oturması gerekiyordu.
Yüksek Mahkeme Başkanı’nın konuşmasında, ‘Davet üzerine buradayız’ dedi. Davetli mi Yüksek Mahkeme, hayır, ev sahibi.
“Net tavır koyuyorum; bu böyle olmayacak”
Ama söylediği yanlış mı? Değil. Onların dahlinin olduğu bir süreç yok. Yani bunu da mı konuşamayacağız bu ülkede?
Net tavır koyuyorum ve diyorum ki; bu böyle olmayacak.
Elbette Türkiye yetkilileri, katkı koyduğu projelerde davetlimiz olacak ama organizasyon bizim tarafımızdan yapılacak ve uygulanacak”
