InstagramKıbrısManşetSiyaset

Erhürman: Sarayönü’nden nutuk atarak sesimizi duyuramayız






Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının değişim iradesinin net bir şekilde görülebileceğine işaret etti

Erhürman: Olumsuz sonuçlar doğurma potansiyeli yüksek

Kanal T’de Damla Dabis’in sorularını yanıtlayan Erhürman, “Şengen” meselesinin esasen bir vize meselesi olduğunu kaydetti, AB ülkelerinin büyük çoğunluğunun da bu sisteme üye olduğunu söyledi.

“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” Şengen’e üye olma durumuyla ilgili konuşan Erhürman şunları söyledi;

“Bu, AB açısından yapılması gereken bir iştir, bunu görüyoruz ve anlıyoruz. Ancak esas mesele, Kıbrıslıtürklerin giderek görünmez hale gelmesidir. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ Anayasası’ndan söz ediyorsak, Kıbrıslı Türkler bu Cumhuriyetin kurucu ortaklarından biridir” dedi.

Bu gelişmelerin, Kıbrıslıtürkler açısından olumsuz sonuçlar doğurma potansiyeli taşıdığını kaydeden Erhürman, “Bizde bu konuyla ilgilenen herhangi bir makam var mı? Bu konudan haberdar dahi olmadıklarından eminim. AB burada bir hata yapmaktadır. Bizim taraftan ses çıkmaması da buranın sanki “normal bir yer” olduğu izlenimini yaratıyor.

Bu anlayışla da ‘Şengen’i buraya da getirelim’ yaklaşımı sergileniyor. Oysa durum böyle değil ve bunu AB’ye anlatmak gerekiyordu zaten. Doğru düzgün bir görüşme bile yok. Bu konuyu anlatacak bir makam da yok. AB’ye yönelik algı da negatif yönde geliştiği için bu tür girişimlerde bulunma refleksi tamamen ortadan kalkmış durumda” dedi.

“Sarayönü’nden nutuk atarak sesimizi duyuramayız”

“Şengen meselesi bu haliyle geçerse, ‘Karma evliliklerden’ doğan yurttaşlarımızın güney Kıbrıs’a geçişinde sorun yaşanacağı çok açık” diyen Erhürman, bu nedenle girişimlerde bulunulması gerektiğine işaret etti.

Bu girişimleri yapabilecek tek makamın ise Cumhurbaşkanlığı makamı olduğunun altını çizen Erhürman, “AB ile düzenli temas içerisinde olursanız, bu gelişmelerden haberdar olursunuz. Aksi halde, atı alan Üsküdar’ı geçer. Tehditlerle, bağırarak, Sarayönü’nde konuşmalar yaparak bu halkın sorunlarını çözemezsiniz. Bu halkın sorunları diyalog ve diplomasiyle çözülür” dedi.

Tufan Erhürman, “Ekim ayından sonra mülkiyet, karma evlilikler ve kapsamlı çözüm konularında, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi masada olacak” dedi ve ekimden sonra hızlı bir diplomasi süreci yaşanacağına işaret etti.

“Sarayönü’nden nutuk atarak sesimizi duyuramayız” diyen Erhürman, onlarca yıllık müzakerelerden çıkarılması gereken dersler olduğunu belirtti.

“Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını yeniden masaya koymamız gerekir” diye konuşan Erhürman, bunun yolunun diyalog ve diplomasi olduğunu yineledi. Mülkiyet meselesinde de aynı şekilde, Güney’de mal bırakan Kıbrıslıtürklerin olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğine vurgu yapan Erhürman, son dört buçuk yılda dünya ile ilişkilerimizin koptuğunu ifade etti.

“Çözümsüzlük çözümdür mesajı veriliyor”

Tufan Erhürman, “AB ile kurulmuş onlarca ilişki ortadan kalktı. BM ile ilişkiler asgari düzeye indi. Esas mesele, bu ilişkilerin yeniden kurulmasıdır. Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi yeniden gösterilmelidir” diye konuştu.

Mülkiyet konusuyla ilgili konuşan Erhürman, ortada salt hukuki değil, siyasi bir mesele olduğunu vurguladı. Önceki yıllarda çözüm iradesinin, Kıbrıs Türk tarafında olduğunu anımsatan Erhürman, “Karşı taraf müzakereden kaçıyorsa, bu taraftaki bireyleri tek tek hedef haline getiremezsiniz diyorduk. Çözümsüzlüğün bedeli halka ödetilemez diyorduk. Şimdi çözüm iradesi yok” dedi.

İki devletlilik söylemiyle dünyaya “çözümsüzlük çözümdür” mesajı verildiğine dikkat çeken Erhürman, Hristodulidis’in açtırdığı davaların ise hukukun bir araç olarak kullanılması olduğunun altını çizdi. Erhürman, “Bu siyasi bir hamle gerektirir. Çözüm iradesini masaya koyacak ve dersinize çalışacaksınız” dedi.

Bir dönem Cumhurbaşkanlığı’nda düzenli toplanan mülkiyet masası bulunduğuna işaret eden Erhürman, “Sayın Talat döneminde kayıplar konusunda dava açtık. O güne kadar sadece Kıbrıslırumların kaybı olduğu sanılıyordu. Karşı davalara ihtiyaç kalmayacak şekilde çözüm iradesi devam etseydi, bugünlere gelmezdik. 2005’te hangi karşı davalar açılabilir diye makale yazdım. Ne yapmak istediğimizi biliyoruz. Müzakere masası vardı, mülkiyet masası vardı. Şimdi müzakere masası da yok, mülkiyet masası da” dedi.

“Planlama yok, yönetim yok”

İstişarenin tek taraflı bir şey olmadığını belirten Erhürman, “Doğru zeminde kurulan iyi ilişkiler ortadan kalktı. Türkiye açısından baktığımızda da özne olma sorunumuz var. Özne olmak, konuna hâkim olmak ve Türkiye Cumhuriyeti ile bu temelde istişare yürütmektir” dedi ve “Son dört buçuk yıldır ne BM, ne AB, ne de Türkiye nezdinde özne olma durumu var” ifadelerini kullandı.

Diyalog ve diplomasinin her zaman iyi olduğuna dikkat çeken Erhürman, “İnşaat sektörü sallanıyor. Turizm sektörü yok denecek kadar az. Sanayide enerji fiyatları ciddi şekilde etkiliyor. Ticaret güneye kayıyor. Bütün alanlarda maliyenin gelir kaybı var. Piyasa çok pahalı ve öngörülemez durumda. KKTC vatandaşı olan birçok insan, mecburen çocuğunu özel okula gönderiyor, sağlık hizmetini özelden alıyor. Önümüzdeki dönemde daha da azalan bir alım gücüyle karşı karşıya kalma riskimiz var. Kılını kıpırdatmayan bir yapı ile karşı karşıyayız” dedi.

“Planlama yok, yönetim yok. Mesele sandıkta çözülür. Sahada gördüğümüz net bir şekilde Kıbrıs Türk halkının değişim iradesidir. Bu değişim iradesiyle bu sorunlar çözülmeye başlanacaktır” diyen Erhürman, ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin memlekete geri döndürülemez zararlar verdiğine vurgu yaptı.











Başa dön tuşu