InstagramKıbrısManşetSiyaset

Dizdarlı: AİHM, Türkiye’nin sorumlu olduğunu ve tek meşru hükümetin KC olduğunu belirtti






Yüksek Yönetim eski Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Taşınmaz Mal Komisyonu’nu (TMK) ilgilendiren K.V Mediterranean Tours Limited V Türkiye davasının kararını yorumladı

Dizdarlı: 2010 yılında yapılan başvuru hâlen askıda durmaktadır

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin TMK hakkındaki kararı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (European Court of Human Rights), Strasbourg’da 10 Haziran 2025 tarihinde K.V Mediterranean Tours Limited V Türkiye davasını karara bağlamış ve aşağıdaki bulgulara yer vermiştir. Sizlere bu kararı yorumsuz olarak özetlemek istiyorum.

K.V. Mediterranean Tours Limited, Taşınmaz Mal Komisyonu’na 2010 yılında başvurarak Mağusa bölgesi, Kapalı Maraş’ta kain sahibi olduğu taşınmaz malları ile ilgili bazı taleplerde bulundu.

Taşınmaz Mal Komisyonu’na 2010 yılında yapılan başvuru aradan 15 yıl geçmesine rağmen hâlen askıda durmaktadır.

Davacı söz konusu yargılamanın makul süre içerisinde yapılmadığı, kapalı Maraş bölgesine ilişkin uygulamaların çözümden sonraya bırakıldığı ve Taşınmaz Mal Komisyonu’ndan Yüksek İdare Mahkemesi’ne yapılan istinafların, İdare Mahkemesi’nin tarafsızlığını koruyamadığı nedeniyle; İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1’nci maddesi, Protokol 1’in ihlal edildiğini ve bunun hak ihlali oluşturduğunu iddia ederek taşınmaz mallarının kullanımından mahrum bırakıldığı için tazminat veya zarar ziyan , söz konusu meblağlar üzerinden faiz ve dava masraflarını talep etmiştir.

“AİHM, Türkiye’nin sorumlu olduğunu ve tek meşru hükümetin KC olduğunu belirtti”

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yaptığı değerlendirmede, başvuru sahibinin şikâyet ettiği durumlardan Türkiye’nin sorumlu olduğu ve Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti varsayımından hareket ettiğini belirtmiştir.

Demopoulos ve Diğerleri davasında İnsan Hakları Mahkemesi, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun mülkiyet şikayetleri bakımından erişebilir ve tazminat (redress) için etkili bir çerçeve sağladığı kararına daha önceden varmıştır.

Bu nedenle Taşınmaz Mal Komisyonu’nu yeniden değerlendirilmesine gerek olmadığı sonucunu yenilemiştir.

“Yasal süre yıllar ölçeğinde aşıldı”

Yine duruşmanın, ilk safhasında olan ertelemelerin ve davanın beklemede olduğu dönemdeki ihmallerin tamamen KKTC makamlarından kaynaklandığını belirrtti çünkü 67/2005 sayılı yasaya göre ilgili makamın 30 gün içerisinde görüşlerini sunması gerekirken bu süre yıllar ölçeğinde aşılmıştır.

“Davacının duruşmaya gitmemesi gerekçe değil”

Başvuru sahibinin Taşınmaz Mal Komisyonu tarafından 2020 yılında verilen duruşma tarihlerine gelmemeleri TMK huzurunda bir davanın 15 yıl askıda kalması için gerekçe teşkil edemeyeceği belirtilmiştir.

“Mahkeme esas nedenin; TMK ve Başsavcılığın gecikmesi olduğunu söyledi”

Yine, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun pasif tutumu veya davranışı yargılamadaki tutarsızlığa katkıda bulunmuş ve davanın uzun bir süre ilerlemesini engellemiştir.

Mahkeme, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun pasif duruşu ve Başsavcılığın erteleme taleplerinin gecikmenin esas nedenlerini teşkil ettiğini değerlendirmiştir.

“TMK’nın İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiği bulgusu yapıldı”

Taşınmaz Mal Komisyonu bu davada; tutarlı bir şekilde hareket etmediği, başvuru sahibinin taleplerini titizlikle ve uygun süre içerisinde incelemediği cihetle İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Madde1, Protokol 1’in ihlal edildiğini gösteren yeterli bulgu olduğu sonucuna varmıştır.

Son olarak Mahkeme, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarında ve uygulamalarında ilerleme kayıt ettiğini ve çeşitli çareler sunduğunu kabul etmiş olmakla beraber çözümlerin sadece teoride değil aynı zamanda etkili olabilmek için mevcut çarenin uygulanabilir olması gerektiği hususunda vurgu yapmıştır.

“Mahkeme 3 ay içinde tazminatla ilgili tespitlerin sunulmasını istedi”

Netice itibariyle;

– Maddi zarar ile ilgili kararın (pecuniari damage) hazır olmadığı nedeniyle hükümet ve söz konusu başvuru sahibi şirketin, mezkûr kararın kesinleştiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde tazminat/zarar ziyan ile ilgili tespitlerini mahkemeye sunmalarına, taraflar arasında herhangi bir anlaşma olması halinde mahkemeye bildirilmesine;

– Dava masraflarının davacı şirkete Türkiye tarafından ödenmesine karar verilmiştir.

“TMK için hazırlanan yasa taslağı Meclis’e en kısa sürede sunulmalıdır”

Kararı özetledikten sonra üzerine kısaca fikrimi söylemek isterim:

– Taşınmaz Mal Komisyonu’nun ülkemiz için ne kadar önemli olduğu bir kez daha vurgulanmıştır.

Ancak bu kez bize verilen süreyi heba etmeyip Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını daha etkili bir hale getirecek yasal düzenlemelerin hızla yapılması gerekmektedir.

Tamamen gönüllü bir grubun Taşınmaz Mal Komisyonu’nun mali olarak güçlenmesine yönelik hazırlayıp yetkililere sunduğu yasa taslağının en kısa sürede Meclis’te tartışılıp yasallaşmasını sağlamak artık herkesin boynunun borcudur”











Başa dön tuşu