Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (Kamusen), Kadın ve Çocuk Hakları Komitesi, 8 Mart’ta taleplerinin, “İLO 190” sözleşmesinin mecliste yasallaşması olduğunu kaydetti
Özdemirağ: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Sekreteri ve Kadın ve Çocuk Hakları Komite Başkanı Ayşe Özdemirağ, sendika adına yaptğı yazılı açıklamasında şunları ifade etti:
“Kamusen Kadın ve Çocuk Hakları Komitesi olarak 8 Mart’ta isteğimiz, “İLO 190” sözleşmesinin Meclisimizde yasallaşmasıdır.
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü, öncelikle bu günün anlam ve önemini anlatarak 8 Mart’ın neden kutlandığını, geçmişte kadınlarımızın neler yaptığını belirtmek istiyoruz;
Bundan 164 yıl önce 8 Mart 1857’de ağır çalışma koşullarını protesto etmek için direnişe geçen 129 dokuma işçisi kadının, çıkan çatışma ve yangında yaşamını yitirmesiyle başlayan sürecin ardından 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 8 Mart’ı “Kadın Hakları ve Dünya Barışı Günü” olarak ilan etmiştir.
Böylece, 8 Mart kadınların mücadele ve dayanışmasının kutlandığı gün olmuştur.
“Söz konusu şiddet içerisinde fiziksel ve psikolojikile tecavüzler öne çıkmaktadır”
Bizler Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası “Kadın ve Çocuk Hakları Komitesi” olarak, yüzyıllar öncesinden bugüne gerçekleşen eşit ve adil bir yaşam için haykıran ve bu uğurda canları pahasına mücadele eden kadınlar önünde saygıyla eğiliyor, tüm kadınlarımızın “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.
Toplum olarak yaşadığımız Pandemiden dolayı kısmi sokağa çıkma yasakları, önceden var olan kadın-erkek eşitsizlikler daha çok artmış, sağlık hizmetleri ve sosyal korumaya erişim dahil olmak üzere sosyal, siyasi ve ekonomik sistemlerdeki ayrımcılığı ve şiddeti ortaya çıkarmıştır.
Çocuklarına bakmakla sorumlu olan kadınlar, düşük gelirli aileler ve gençler özellikle baskı altında kalmışlardır. Pandemiyle mücadele kapsamındaki sokağa çıkma yasakların başladığından günümüze, geçim sıkıntıları çekilmeye başlamasıyla paralel oranda aile içi şiddet de önemli düzeyde artış olmuştur.
Söz konusu şiddet içerisinde fiziksel ve psikolojikile tecavüzler öne çıkmaktadır.
“Görmezden gelinen, yeterince değer verilmeyen emekçi kadınlarımız vardır”
Hükümetlerin Pandemiyle mücadele planlarına, kadın ve kız çocuklara karşı şiddetin önlemesine yönelik ek kaynaklar tahsis edilmesi gerekmektedir.
İşletmelere verilen desteğin, kadınların sahip olduğu mikro, küçük ve orta ölçekli işletmeler ile kadınların yoğun olduğu, ağır darbe alan sektörlere ve mesleklere yönelik olması gerekmektedir.
Günümüzde değişen çalışma ve zor yaşam koşulları olduğu aşikardır.
Hükümetimizin bu zorluklarla başa çıkmak için, COVİD-19 ile ilgili toplumsal cinsiyet sorunlarını ele almak, istatistik ve verileri toplamak, bunlarla uyumlu stratejiler geliştirmesi, tasarlaması ve uygulamaya koyması gerekmektedir.
Görünen odur ki birçok sektörde çalışan fakat büyük çoğunlukla görmezden gelinen, yeterince değer verilmeyen emekçi kadınlarımız vardır.
Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse; sağlık, bakım, temizlik, kasa vb gibi işlerde görev yapan kadınlarımızdır.
“Eşit işe, eşit ücret”
Hükümetimiz, “pandemi” ile birlikte “aile içi şiddet” sorununa, etkili mücadele edilmesini sağlamak amacıyla işletmelere, toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen sorumlu işletme davranışını ve kapsayıcı kurumsal kültürün yaygınlaşmasını hızlandırmaya teşvik etmesi gerekmektedir.
Eşit işe, eşit ücret ödemeye, işyerlerindeki cinsel tacize sıfır tolerans politikaları üretip uygulamaya geçmelidir.
Kamusen Kadın ve Çocuk Hakları Komitesi olarak ileriki dönemlerde Covid-19’un etkilerinin azalması veya bitmesi ile birlikte işe alımlarda haksızlıkların, iş yerlerinde rekabetin de artacağını ve bunlarla birlikte mobbingin ve şiddetin de artacağını öngörmekteyiz.
“ILO 190” Sayılı Sözleşme’nin yasallaşmasını beklemekteyiz”
Pandemiyle mücadele kapsamında alınacak önlemler arasına bu durumların da göz önünde bulundurularak tedbirlerin alınması gerektiğini hükümetimize hatırlatmak istiyoruz.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün “ILO 190” Sayılı Sözleşme; “Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılmasına” ilişkindir. Bu sözleşmenin Cumhuriyet Meclisimizde en erken zamanda kabul edilip yasallaşmasını beklemekteyiz.
Söz konusu sözleşme, “stajyer ve çıraklar dâhil eğitimdeki kişileri”, istihdamı sonlandırılan işçileri, gönüllüleri, iş arayanları ve iş başvurusunda bulunanları, bir işverenin yetkisini, görev veya sorumluluklarını yerine getiren bireyleri, çalışma yaşamındaki işçileri ve diğer kişileri kapsamakta ve korumaktadır.
Bu sözleşme, ülkemizde kayıtlı veya kayıtsız çalışan tüm sektörlerde uygulanması gerektiği, ve iş esnasında meydana gelen, işle ilgili veya işten kaynaklanan çalışma yaşamındaki şiddet ve tacizi sonlandırıcı nitelik taşımaktadır.
Kamusen Kadın ve Çocuk Hakları Komitesi olarak ülkemizde yaşanılan çalışma hayatında şiddet ve tacizin önlenmesi adına şiddet ve tacize karşı “sıfır toleransın” genel ortamını teşvik etmesi için Hükümetimizden talep eder, “yan yana güzel günler adına yürüyen ve insanca çalışıp insanca paylaşmak isteyen tüm emekçi kadınlarımız”ın gününü kutlarız”