Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, hiçbir kazanım elde edilemeyen ve önceden kazanılan hakları da tehlikeye attıkları Cenevre‘deki toplantı için, ‘Beklediğimizi bulduk’ dedi
Bekledikleri çözümsüzlükmüş: “Cenevreden mutlu döndük”
Ertuğruloğlu, Cenevre’de gerçekleşen 5+1 gayrıresmi görüşmeleri sonrası Türkiye‘nin havuz medyasında yer alan Milliyet Gazetesi’ne konuştu.
Rum tarafının ne diyeceğini bilmediklerini ve kendilerini şaşırtmadıklarını söyleyen Ertuğruloğlu, esas eleştirilmesi gerekenin, uluslararası camianın Kıbrıs politikası olduğunu belirtti.
Ertuğruloğlu, “Cenevre’den mutlu döndük ve beklediğimizi bulduk” dedi.
“53 yılımızı boşa harcadılar, çaldılar”
Cenevre’de onurlarını, devlete, egemenliğe ve özgürlüklerine sahip çıktıklarını ifade eden Ertuğruloğlu, , Türk askerinin etkin ve fiili mevcudiyetinden asla vazgeçmeyeceklerini bir kez daha ortaya koyarak mücadeleye devam ettiklerini belirtti.
Ertuğruloğlu, “53 yılımızı boşa harcadılar, çaldılar. Hiçbir başarı şansı olmayan bir sürece bizi kitlediler. İyi niyet göstererek bütün süreçlerde yer aldık. Anlaşma olasılığı olan her teklife de olumlu yanıt verdik. Rum tarafıysa, yıllardır sergilediği tüm uzlaşmazlığa rağmen bedel ödemedi, aksine ödüllendirildi. Bizim uzlaşmazlık diye ortaya koyduğumuz bir tavır yok. Biz hakkımızı talep ediyoruz” dedi.
“Rum tarafı şart koydu”
Guterres’in 2-3 ay içerisinde yeni bir 5+1 görüşmesi yapmayı düşündüğünü belirten Ertuğruloğlu, Türk tarafı olarak bunun karşısında olmadıklarını ama buna olumsuz cevap vererek şart ortaya koyanın Rum tarafı olduğunu iddia etti.
Ertuğruloğlu, “Maraş ve denizdeki hidrokarbon araştırmalarıyla ilgili ‘Türk tarafı yeni hamle yaparsa, 5+1 görüşmelerine tekrar katılmayacakları’ beyanatında bulundular. Bunca yıldır şımartılmış bir tarafın, ellerindeki oyuncağın alınma riskinin ortaya çıkmasıyla birlikte sergilenen uzlaşmaz tavırlarını bir kez daha ortaya koydular. Görüşmeye çağırıp çağırmama kararıysa, Genel Sekretere ait. Çağırırsa varız, ancak Cenevre’de ortaya koyduğumuz pozisyondan sapacak değiliz. Anastasiadis, açık açık ‘beni tatmin edin’ diyor. Biz onları tatmin etmeye değil, haklarımıza sahip çıkmaya gidiyoruz” ifadelerini kullandı.
KKTC’nin tanınmayı talep eden bir devlet konumuna gelmek istediğini ifade eden Ertuğruloğlu, “Eğer kabul edilmezse kendimiz tanınma adımlarını atmakta kararlıyız. BMGK’dan istediğimiz, tarafların eşit uluslararası statüsünün sağlanmasıdır. AB boyutu da konuya bu yolla dahil oluyor. Kaldığımız yerden devam edemeyiz, federasyon devri bitti. Yeni bir sayfa açmaktan başka şans yok” dedi.
İngiltere tanır mı?
Ertuğruloğlu, İngiltere’nin KKTC’yi tanımaya hazır olduğu iddiaları için de şunları söyledi: “İngiltere, Kıbrıs sorunun bu kadar karmaşık bir hale gelmesinin sorumlusudur ve sorunu asla müzakereler yoluyla çözmenin mümkün olmadığı noktaya getirmiştir.
Rum tarafına tek başına Kıbrıs Cumhuriyeti sıfatını taşımasına izin verendir. Kendi ulusal çıkarları ve egemen üs bölgelerinin geleceği için Kıbrıs Türk’ünü cezalandırmayı göze alan bir ülkedir. Dışişleri Bakanı Raab ile ikili temasta bulunduk Cenevre’de ve bilinen resmi politikası dışında bir şey konuşmadık. İngiltere, bizim hatırımıza Rum tarafıyla başını derde sokacak politikaları gündeme getirmez. İnşallah yanılırım”
“AB ile görüşmedik”
AB temsilcileriyle görüşmediklerini söyleyen Ertuğruloğlu, “AB, müzakere masasında yoktu, olmasını gerektiren bir durum da yoktu. Hellim ticareti konusunu ise başından beri eleştiriyorum. Konunun, Rum tarafının onayına bırakılmaması ve o limandan pazarlanması doğru değil. Bu konu Cenevre’de gündeme gelmedi. AB, tarafsız bir örgüt değildir. Ticaretimizin Rum tarafından yürütülmesi, bizim tercih edeceğimiz bir konu hiç değil” dedi.
Maraş ve hidrokarbon meselesi
Ertuğruloğlu, Rum tarafının şart koştuğu konular, Maraş ve hidrokarbon mesalesine ilişkin ise, “İki konuda Rum tarafının olumsuz yaklaşımı bizim sorunumuz değil, gerçek bir ortaklığa hazır olmadıklarını gösteriyor. Aldatmaca artık bitti” dedi.