Kıbrıs’ta bulunan Avustralya, İrlanda, Hollanda ve İsveç Büyükelçileri, kadınların Kıbrıs barış sürecine tam katılımıyla, resmi müzakerelerin yeniden başlamasına elverişli bir ortamın yaratılabileceği belirtti
“Kadınların Kıbrıs barış sürecine tam katılımı olmalı”
Avustralya’nın Kıbrıs’taki Yüksek Komiseri Sam Beever, İrlanda’nın Kıbrıs Büyükelçisi Deirdre Ní Fhallúin, Hollanda Büyükelçisi Elke Merks-Schaapveld ve İsveç Kıbrıs Büyükelçisi Anders Hagelberg imzasıyla basın açıklaması yayımlandı.
Açıklamada, kadınların Kıbrıs barış sürecine tam katılımıyla, BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda, resmi müzakerelerin yeniden başlamasına elverişli bir ortamın yaratılabileceği ve tüm Kıbrıs halkı için sürdürülebilir bir çözüme ulaşılabileceği belirtildi.
“Bunu yapmanın faydaları yadsınamaz”
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Kıbrıs’ta barışın inşasında kadınların tam, eşit ve anlamlı katılımı ve liderliği esastır ve gelecekteki herhangi bir çözümün sürdürülebilir olmasına katkıda bulunacaktır” (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2561 (2021) sayılı Kararı, 29 Ocak 2021).
Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik çabalarda kadınların ön saflarda yer almasını sağlamanın şimdi tam zamanıdır. Bunu yapmanın faydaları yadsınamaz.
Kadınlar barış süreçlerine dahil edildiğinde sonuç daha adil ve eşit toplumların ortaya çıkmasıdır. Kadınların katılımıyla sağlanan barış ayrıca daha sürdürülebilirdir. Bu küresel deneyim tüm Kıbrıslılar için geçerlidir; Kıbrıslı kadınlar sürdürülebilir bir çözüm için itici güç olabilir.
“Demokrasilerimizin mükemmel olduğunu iddia etmiyoruz”
Toplumlarımızın geleceğini belirleyen kararlarda, kadınlarının eşit katılım fırsatına sahip olması tüm demokrasilerimizin vazgeçilmez bir ölçütüdür.
Demokrasi, hükümetin vatandaşlarına karşı sorumlu olduğu duygusuyla belirginleşir.
Demokrasilerimizin mükemmel olduğunu iddia etmiyoruz – hiçbiri mükemmel değil-, her toplum kendine özgü yolunu bulur, ancak, ırkları, dinleri veya cinsiyetleri ne olursa olsun tüm vatandaşlarımızın seslerinin duyulmasını sağlamaya çalışmak hepimiz geliştirir.
Kadınlar çatışmalardan doğrudan ve dolaylı olarak ve genellikle erkeklerden farklı şekillerde etkilenirler. Ancak çoğu zaman barış süreçlerinde yer almazlar.
“Kadınlar her aşamada ‘masada söz sahibi’ olmalıdır”
Bu nedenle kapsayıcı bir barış süreci, kadınlara yönelik bilinçli bir odak değişimini içermelidir. Kadınlar sadece “odada” olmamalı, aynı zamanda barış müzakerelerinden barış inşasına ve çatışma sonrası uzlaşmaya kadar her aşamada “masada söz sahibi” olmalıdır.
Bunun 2021 yılında tartışmalı bir kavram olmaması gerektiğine inanıyoruz. Kadınların sürece anlamlı katılımı ve etkisi, normatif bir insan hakkını yansıtır. Kadınları her adıma dahil etmenin yanı sıra, tüm süreç boyunca toplumsal cinsiyet perspektifleri de dahil edilmelidir.
Kıbrıs’ta BM Kadın, Barış ve Güvenlik gündeminin yerel Dostları olarak, Kıbrıs Barış Süreci’nin daha kapsayıcı bir yaklaşımdan fayda sağlayacağına olan inancımızı vurgulamak zorunluluğundayız.
Bu kanaatte yalnız değiliz.
Ocak 2021’de oybirliğiyle kabul edilen ve Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü misyonunu genişleten 2561 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı, kadınların katılımının önemini hepimize hatırlattı.
Güvenlik Konseyi, “Kıbrıs’ta barışın inşasında, kadınların tam, eşit ve anlamlı katılımının ve liderliğinin esas olduğunu ve her iki tarafın daha geniş ölçekte kadın aktörleri bir araya getirme çabalarını memnuniyetle karşılayarak bunun gelecekteki herhangi bir çözümün sürdürülebilir olmasına katkıda bulunacağını kabul etti.
“Birçok uluslararası kadın arabulucu ağı mevcuttur”
Ve 2453 (2019) sayılı karara yanıt olarak 17 Şubat 2020’de başlatılan toplumsal cinsiyete duyarlı sosyoekonomik etki değerlendirmesinin, Kıbrıs’ta bir çözümün ertelenmesinin mevcut siyasi statükonun hem ekonomik hem de ekonomik olmayan maliyetleri artırdığını da aynı şekilde kabul etti”
Bunun yanında “değerlendirmenin tavsiyelerinin eksiksiz ve hızlı bir şekilde uygulanması, tarafları kadınların ihtiyaçlarının ve bakış açılarının gelecekteki bir çözümde dikkate alınmasını sağlamaya teşvik ettti”
Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir çözüme olumlu katkıda bulunabilecek yetenekli kadın eksikliği yoktur. Ayrıca daha fazla ilham verebilecek birçok uluslararası kadın arabulucu ve sivil toplum kuruluşu ağı mevcuttur.
“Paydaşlarla birlikte çalışacağımızı belirtiyoruz”
Örneğin, Kuzey İrlandalı kadınlar, 1998’de Hayırlı Cuma/Belfast Anlaşması’na yol açan barış sürecindeki önemli rollerinin hikayesini anlatmak için adayı ziyaret etmişlerdir. Birçok kadın grubu, uzlaşma için çalışmaya ve ‘barış kültürü’ yaratılmasını desteklemeye devam etmektedir.
Liderler tarafından oluşturulan ve hem Kıbrıslı Rumları hem de Kıbrıslı Türkleri içeren Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Teknik Komitesi, birbirini izleyen BM Güvenlik Konseyi kararlarının gerektirdiği şekilde önemli bir role sahiptir. Tüm bu önemli grupları desteklemek için daha fazlası yapılabilir.
Kadın, Barış ve Güvenlik Dostları Grubu olarak, kadınların daha fazla katılımı için desteğimizi taahhüt ediyoruz ve bu taahhüdün anlamlı bir şekilde uygulanması için BM ve ilgili paydaşlarla birlikte çalışacağımızı belirtiyoruz.
Kadınların ve kadın gruplarının daha fazla güven ve itimat inşa etmede önemli bir rolü olduğuna inanıyoruz. Kıbrıs Barış Sürecinin daha çeşitli, cinsiyet eşitliğine sahip ve kapsayıcı bir yaklaşımdan fayda sağlayacağına inanıyoruz.
Kadınların Kıbrıs Barış Sürecine tam katılımıyla, BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda, resmi müzakerelerin yeniden başlamasına elverişli bir ortamın yaratılabileceğini ve tüm Kıbrıs halkı için sürdürülebilir bir çözüme ulaşılabileceğini umuyoruz”
Sam Beever, Kıbrıs’taki Avustralya Yüksek Komiseri
Deirdre Ní Fhallúin, İrlanda’nın Kıbrıs Büyükelçisi
Elke Merks-Schaapveld, Hollanda’nın Kıbrıs Büyükelçisi
Anders Hagelberg, İsveç’in Kıbrıs Büyükelçisi