UBP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Adayı, Başbakan Ersin Tatar, katıldığı programda vizyonunu paylaştı. Tatar’a program öncesi UBP’li gençler, alkışlarla destek oldu
3 tur halinde düzenlenen programda Tatar, adaylık gerekçeleri, Kıbrıs konusunda yeni bir gelecek ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ile Türkiye-KKTC ilişkilerini değerlendirdi
Tatar: Tarihi bir misyon yüklenmiş durumdayım
Tatar, programın başında, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın programa katılmamasına ilişkin olarak, “Duyduğum kadarıyla Mağusa’ya gitmiş. Mağusa’yı; buraya tercih etmiş, bu onun kendi taktiridir” dedi.
Adaylığı ile ilgili de Tatar, “Sayın Akıncı’nın yanlışları, Türkiye ile ilişkilerde gelinen nokta ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler UBP’nin seçime kendi adayıyla girmesini gerektirmiştir. Bir halk adamı olarak ve devletin varlığına inanan ülkenin en büyük partisi UBP’nin takdiriyle tarihi bir sorumluluk üstlenmiş durumdayım ve bunun bilincindeyim” diye konuştu.
“Devleti kuramazsın dediler kurduk, yaşatamazsın dediler yaşattık”
Kıbrıs’ta artık bir şeylerin değişmesi gerektiğini ifade eden Tatar, “50 yıldır hep federasyon konuşulmuştur, halk çok zamanlar kaybetmiştir. Rumların anladığı federasyonla bizim anlatmak istediğim federasyon arasında dağlar kadar fark vardır” ifadelerini kullandı.
Tatar, “Sayın Akıncı, Crans Montana’da büyük hatalar yapmıştır, harita vermiştir, süreci sıfır asker-sıfır garanti noktasına getirmiştir. Anastasiadis bunları ‘en büyük başarım harita almak ve Türkiye’nin garantörlüğünü tartışmaya açmaktır’ diye anlatmıştır. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet temeline dayalı çözüm olmaz deniyor. Şu anda Kıbrıs’ta iki ayrı devlet yok mudur? KKTC vardır! Gerekirse BM parametrelerinin değişmesini talep etmemiz gerekecektir. Her halkın kendini yönetme hakkı vardır. Bunun örnekleri vardır. Son örneklerinden biri de Kosova’dır. Tatar şöyle konuştu: Crans Montana’dan sonra konjonktür değişmiştir. Federasyon tezi tüm verilen yanlış ve aşırı tavizlere rağmen çökmüştür. Kıbrıs’ta egemen eşitlik temelinde iki devletli bir çözüme ulaşmak lazımdır. Federasyon masadayken hiçbir zaman rahat olmadık. Çünkü son derece tehlikeli bir yaklaşım içermektedir. Zaten Crans Montana’da söylenen söylenmiştir ve süreç çökmüştür. Artık kendi devletimizi savunma dönemi başlamıştır. Bize “Devlet kuramazsınız” dediler kurduk. “Yaşatamazsınız” dediler yaşattık. Şimdi de artık kendi devletimize daha fazla sahip çıkma zamanıdır. İnanıyoruz ki halkımız da bize gerekli desteği verecektir.
“Ben Türkiye ile ilişkilerin güçlenmesinden yanayım”
Türkiye ile ilişkiler konusunda da Tatar, “Bana “Türkiye’nin adamısın” deniyor. Benim Türkiye ile ilişkilerimin iyi olduğunu herkes bilir. Ama günü geldiğinde Maliye Bakanı olarak en ciddi tedbirleri de aldım. Siyasi bedelini de ödedim. Barış Pınarı Harekatı ile ilgili Sayın Akıncı’nın yaptığı açıklama iki ülke halkları arasındaki ilişkiyi sıkıntıya sokmuştur. Bir Başbakan olarak bunu düzeltmek bana düşmüştür. Yaptığım açıklamalar Türkiye’de kabul gömüştür. Ben Türkiye ile ekonomik, siyasi ve kültürel bağların güçlenmesinden yanayım” dedi.
Tatar, 15 ayda 2 İktisadi Ve Ekonomik İşbirliği Protokolü’ne imza attıklarını, Pandemi Hastanesinin yapımı ve Su Projesi ile ilgili çalışmaların sürdüğünü, tüm bu ilişkileri halkların arasında nifak sokmak için çarpıtmanın kimseye yakışmadığını söyledi.
“Kıbrıs Türkü artık aşağılanmak istemiyor”
Tatar, “BM parametreleri Allah’ın emri değildir. Kıbrıs’ta 46 yıldır bu BM parametrelerine bağlı olarak federasyon görüşülmüştür. Hiçbir şey başarılamamıştır. Crans Montana’da Kıbrıs Türk Halkı’nın aşağılandığı olayları herkes gördü. Biz artık aşağılanmak istemiyoruz.
Biz “Artık yeter!” diyoruz. Ayağa kalkıp yeni bir geleceğe yürüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti BM parametrelerinin değişmesi için girişim başlatacağını söylüyor. 50 yıl daha aynı parametrelerle görüşme sürecine girmenin zemini kalmamıştır.
Artık Kıbrıs Türk Halkı da daha onurlu bir yaşam istemektedir. Kendi geleceğini tayin etmek istemektedir. Geleceğe umutla bakmak istemektedir. Aşağılanmak istememektedir. Yolumuz bu yoldur” diye konuştu.