KTÖS Mali Sekreteri Mustafa Baybora, Türkiye’nin para birimi olan Türk lirasının Kıbrıs’ın kuzeyinde zorunlu para birimi olarak kabul edilmesinin ülkeyi olumsuz etkilediğini açıkladı
“TL’nin kabul edilmesinin üzerinden 38 yıl geçti”
Baybora açıklamasında şunları kaydetti:
16 Mayıs 1983 tarihinde dönemin Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin almış olduğu karar doğrultusunda, Türkiye’nin para birimi olan Türk lirasının Kıbrıs’ın Kuzeyinde zorunlu para birimi olarak kabul edilmesinin üzerinden 38 yıl geçti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin alt yönetimi olan Kıbrıs’ın Kuzeyi doğal olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin para politikasından olumsuz etkilenmektedir.
Geçen bunca yıla rağmen gelip giden hükümetler bu yaşananlar karşısında siyasi irade gösterip çare üretememiştir.
İki yıla yakındır salgının yarattığı olumsuzluklar yanında, ülkemizdeki siyasi ve ekonomik istikrarsızlık sonrasında toplum büyük bir infial içerisindedir.
“UBP /DP/YDP koalisyon hükümeti zam ile günü kurtarmaya çalışıyor”
Tüm bu yaşananlar karşısında siyasi ve ekonomik sorunlara çare üretemeyen UBP /DP/YDP koalisyon hükümetinin siyasi iradesizliğin bir sonucu olarak tüp gaza ve akaryakıta yapmış olduğu zam ile günü kurtarmaya çalışmaktadırlar diyen Baybora, “Bu zamlar karşısında toplum her geçen gün fakirleşmekte ve alım gücü azalmaktadır. Özellikle dar gelirli ve asgari ücret ile geçinmeye çalışan vatandaşlar açlık sınırının altındadır” dedi..
Kıbrıs’ın kuzeyinde yarım asra yakındır yaratılan alt yönetim Kıbrıslıtürklerin varlığını koruyabilmesi için sürdürülebilir değildir.
Sürdürülebilir bir yapının olabilmesi için;
1)Kıbrıs’ın Kuzeyinin alt yönetim olmaktan kurtulması gerekmektedir.
2) Ekonominin temelini oluşturan üretimin sürdürülebilir olması için doğru temeller üzerinde geliştirilmesi gerekmektedir
3) Kıbrıs’ın Kuzeyindeki reel üretimin kooperatifçilik temelinde geliştirilmesi gerekmektedir. Bu gelişim hizmet sektörüne ve ekonomiye doğrudan katkı sağlayacaktır.
4)Coğrafi ölçeği ve konumu nedeni ile Kıbrıs’ın Kuzeyindeki ekonomik döngünün temelini hizmet sektörü oluşturmaktadır.
5) Enflasyonist ekonomik yapı düzelinceye kadar, alım gücünün korunması adına hayat pahalılığı ödeneği her ay çalışanlara ödenmelidir.
6)Asgari ücret en düşük kamu maaşı ile sabitlenmelidir.
7) Adaletli vergi ve gelir sistemi yaratılması gerekmektedir.
8)Belli bir ölçek üzerinde mal varlığı bulunanlardan servet vergisi alınmalıdır.
Kıbrıs Türk Toplumunun karanlıktan aydınlığa çıkabilmesi için çare mevcuttur, yeter ki siyasi irade hayat bulsun.