Hava Trafik Kontrolürleri Sendikası (HTKS), 2012 yılında ellerinde devasa çeklerle Ercan Havalimanı’nın özelleştirildiğini halka müjdeleyenlerin eserini ve Ercan Havalimanı’nı ne hale getirdiklerini gözler önüne serdi belirtildi
HTKS: Ercan Havalimanı’nın özelleştirildiğini devasa çeklerle müjdeleyenlerin eseri
Sendikadan yapılan yazılı açıklamada, 2012 yılında ellerinde devasa çeklerle fotoğraflar çekip Ercan Havalimanı’nın özelleştirildiğini adeta bizlerle dalga geçercesine halka müjdeleyen hükümetlerin eserini, Ercan Havalimanı’nı ne hale getirdiklerini gözler önüne serdikleri belirtildi.
Açıklama da şunlar kaydedildi;
“Ercan Havalimanı özelleştirilirken, sırf devlet hiçbir harcama yapmasın, devletin bu kurumda hiçbir mali yükümlülüğü kalmasın diye neredeyse tüm harcamaları, yapılan sözleşme ile özel şirkete devretmiş, sivil havacılık dairesini de şirketin denetleyicisi pozisyonunda tanımlamıştır.
“Açık açık yazıyor ve uyarıyoruz: Sakıncalı ve riskli durumda”
Gelinen son noktada, Sivil Havacılık Dairesi’nin şirket üzerinde hiçbir yaptırım gücü olmadığı anlaşılmakta olup bunun sebebinin ne olduğu hükümet tarafından cevaplanması gereken bir sorudur.
Hava Trafik Kontrol faaliyetlerinin yürütülmesinde kullanılan neredeyse tüm teçhizat ve ekipmanlar teker teker bozulmakta ve bozulanın yerine yenisi koyulmamaktadır.
Havacılıkta her ekipmanın en az iki yedeğinin olması havacılık emniyeti bakımından bir şart iken, biz çalışanlar her an hangi ekipmanımız bozulur da hizmet veremez duruma geliriz diye endişe içerisinde görev yapmaktayız. Açık açık yazıyor ve uyarıyoruz. Ercan’ı getirdiğiniz nokta havacılık emniyeti bakımından SAKINCALI ve RİSKLİ duruma gelmiştir.
“Oturacak sandalye bile bulamıyoruz”
Tüm bunlar bir yana , 7/24 hizmet verilen Hava Trafik Kontrol Merkezi’ndeki çalışma ortamı da yıpranıp eskiyen ve kullanılamaz hale gelen eşyalarla dolup taşmıştır.
Kontrolörler, pozisyonlarda oturacak sandalye bulamamakta, uzun saatler boyunca sağlığı olumsuz yönde etkileyecek koşullarda görev yapmaktadır. Halihazırda eksik personelden kaynaklanan iş yükü yetmezmiş gibi hava trafik kontrolünün olmazsa olmazı olan telsiz frekanslarımızın yarım yamalak çalışmasından dolayı verilmesi gereken talimatlar en az 3 defa tekrar edilerek pilotlar tarafından ancak anlaşılabilmektedir. Radar ekranlarımızın kararıp hizmet veremez duruma gelmesi an meselesidir.
“Bu hareketin yönetenlere bir utanç yaftası olması gerekmektedir”
Saymakla bitiremeyeceğimiz tüm bu problemlerin içinde, en azından personelin doğru düzgün oturabilmesi ve sağlığının daha fazla bozulmaması adına, devletin alamadığı ve aldıramadığı sandalyeleri biz Kıbrıs Türk Hava Trafik Kontrolörleri Derneği ve Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası olarak çalışanın bize eğitim ve sosyal mücadele için ödediği aidatları kullanarak temin ettik.
Bu hareketin yönetenlere bir utanç yaftası olması gerekmektedir.
Çalışanına 10 tane sandalye bile alamayacak derecede aciz duruma düşen bir devletin 15 Kasım’da yeni havalimanını tüm uluslararası havacılık kurallarına uygun bir şekilde nasıl hizmete açacağı merak konusudur.