Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili adayı Ekonomist Nevzat Özkunt, külliye projesinin laik yaşam anlayışımıza uymayan bir proje olduğunu, bunun hayata geçmesini ısrarla savunanların da toplumun sinir uçlarıyla oynadığını belirtti
Özkunt: Türkiye’ye ve TL’ye bağımlı ülke ekonomisinde yangın var
Özgür Web TV‘de yayınlanan Seçim Özel programında Pınar Barut‘un sorularını yanıtlayan Özkunt,
Türkiye’ye ve TL’ye bağımlı ülke ekonomisinde yangın olduğunu, sadece turizm ve eğitim sektöründe bir miktar dışa açık bir durumda olunduğunu vurguladı.
Özkunt, “Ekonomide hem yönetim beceriksizliğinden kaynaklanan hem de pandemi nedeniyle ciddi bir sıkıntı var. Türkiye’deki ekonomi yönetiminde yapılan hatalar, Merkez Bankası‘nın bağımsızlığının neredeyse ortadan kaldırılması ve buradaki UBP ağırlıklı hükümetin beceriksizliği sıkıntıları daha da çözümsüz hale getiriyor” dedi.
“Hükümet sadece maaşları ödemekle icraatını tamamladığını var sayıyor”
Pahalılığın devasa boyutlara ulaştığını ve önlenemediğini vurgulayan Özkunt, hükümetin de bu konuda alması gereken tedbirleri almadığını, çok pratik tedbirler var iken bunları hayata geçirmediğini belirtti.
“Maalesef hükümet sadece maaşları ödemekle icraatını tamamladığını var sayıyor” diyen Özkunt, aynı partilerin 23 Ocak erken genel seçimleri için de ekonomiyle ilgili vaatlerde bulunduğunu hatırlattı ve bunların kimisinin uçuk, kimisinin ise ancak kolektif akılla masaya yatırılarak gerçekleştirilebilecek şeyler olduğunu kaydetti.
Özkunt, “Özellikle pahalılığın önlenmesi ve alım gücünün korunması anlamında, hükümete kim gelirse gelsin bu yeni dönemde kolektif akılla bunların ele alınması gerekiyor” dedi.
“Toplum, sinir uçlarımızla oynayan bu yaklaşımların devam etmesini mi istiyor?”
Kıbrıs Türk halkının geleceği konusunda bir kaygısı olmayan UBP’nin mutlaka yönetimden gitmesi ve toplumun UBP’nin yarattığı enkaza dur demesi gerektiğini ifade eden Özkunt, halkın kendisine ‘sanal betciler ve kara para aklayanlarla kol kola yürüyen, toplumun çıkarlarını önde tutmayan, kamuda partizanlığı devam ettiren, geçici işçileri kamuya dolduran sistemin devam etmesini isteyip istemediğini sorması gerektiğini söyledi.
Özkunt, “Toplumda bu kadar sorun varken bir de Külliye olayının tartışılması tamamen bir yaradır. İlaç, tüp gaz ve akaryakıt tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşanırken, böyle bir projenin üstelikte de toplum yapımıza uymayan, laik yaşam anlayışımıza uymayan bir projenin hayata geçmesini ısrarla savunan ve sinir uçlarımızla oynayan bu yaklaşımların devam etmesini mi istiyor toplum? Eğer istemiyorsa, mutlaka UBP dışında bir hükümetin göreve getirmesi gerekiyor” dedi.
“Külliye bizim yaşam tarzımıza yapılan bir dayatmadır”
Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan Ersin Tatar’ın, toplum çıkarlarını esas almayan ve atanmış olan biri olduğunu belirten Özkunt, Tatar’ın ‘sarayın damı akıtıyor, ciddi sıkıntılar var’ sözlerine de tepki gösterdi.
Özkunt, “Bizim tarihimizi de simgeleyen bu yapılar neden korunup, tadil edilmiyor da külliye yapılıyor?” diye sorarak, İngiltere’de kraliçe niye yeni saray yaptırmadığını ya da Amerika’nın neden yeni bir Beyaz Saray daha inşa etmediğini sorguladı.
Özkunt, “Burada amaç yeni saray yapmak değil. Burada yapılmaya çalışılan şey resmen toplum yapımızla oynamaktır. Atanmış olan kişi de buna alet oluyor. Umarım toplum buna gereken cevabı verir. Çünkü bu bir gereklilik değildir. Orası sur içidir, tarihi bir yapıdır. Oranın o doku korunarak geliştirilmesi gerekiyor. Elbette Cumhurbaşkanlığı çalışanlarının orada ihtiyaçları olabilir ama amaç yeni bir bina yapmak ya da bir ihtiyacı karşılamak değildir. Adı gibi Külliye bizim yaşam tarzımıza yapılan bir dayatmadır. Toplumun bütün kesimlerinin buna karşı çıkması gerekir” dedi.
“Külliyeye karşı olmak Türkiye’ye karşı olmak olarak algılanıyor”
Konuştuğum bazı UBP’li kişilerin de külliye yapımına karşı olduğunu ancak buna ses çıkarmanın, Türkiye’ye karşı durmakla eş tutulmasından dolayı konuşmadıklarını anlatan Özkunt, toplumun iradesinin ve çıkarlarının cesurca savunulması gerektiğinin altını çizdi.
Özkunt, “Ben bunu Türkiye’ye karşı durmak değil aksine AKP’nin toplumumuzu istismar etmesine izin vermek ve özne olmaktan çıkarmak olarak algılıyorum. Bunun sürekli gündeme getirilmesini de toplumun sinir uçlarıyla oynamak olarak görüyorum. Sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi ‘hadsizlik’ falan değil bilakis toplumun çıkarlarını savunmaktır” dedi.
“Biz diyoruz ki TDP’yi destekleyin ki bu uygulamaları topluma yayalım”
TDP’nin toplumun yapısını ve çıkarlarını esas alarak siyaset yapan bir parti olduğunu, 5 yıl görev yapan 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın duruşu ve Lefkoşa Türk Belediyesi‘nde de Mehmet Harmancı Başkanlığı’nda sosyal belediyecilikte sosyal devlet örneklerinin yaşandığını hatırlatan Özkunt, buna örnek olarak da Kadın Sığınma Evi, Paylaşım Mutfağı ve Paylaşım Bakkalı örneklerini verdi.
Özkunt, “Çalışma Bakanlığı döneminde çalışanların haklarını korumaya çalışan, özel sektörde sendikalaşmayı gündeme getiren ve bir miktar da bunu başaran Zeki Çeler var. Biz diyoruz ki TDP’yi destekleyin ki bu uygulamaları topluma yayalım. Temel gıdada devletin yapması gerekenleri yapıp, denetimlerle pahalılığı önleyelim” dedi.
“Asgari ücret 520 dolarken 300 dolara indi”
TDP Milletvekili adayı Nevzat Özkunt, temel gıdadaki pahalılık ve asgari ücretteki erimenin temel iki sorun olduğunu hatırlatarak, Eylül’de belirlenen 4 bin 324 TL’lik asgari ücretin o dönem 520 dolarken, bugün 300 dolara indiğini belirtti.
Özkunt, “Bizim adil bir vergi sistemi dediğimiz; kayıt dışının kayıt altına alınması ve vergi sistemine dahil edilmesidir. Buralarda ne kadar büyük paralar döndüğünü hepimiz biliyoruz. Elde edilecek kaynağı nasıl adil bir şekilde dağıtacağız, bunu planlayacağız, kaynaksız bu iş olmaz” dedi.
“Toplum TDP’ye Kıbrıs’taki çözümü ve barışı sağlamak için talip olduğu görevi versin”
TDP olarak bu göreve talip olduklarını söyleyen Özkunt son olarak şunları kaydetti;
“Solda bir güç oluşturmaya da memleketi yönetmeye de talibiz. Bizi Meclis’e getirirlerse ve başaramazsak, ‘başaramadık, asgari ücreti koruyamadık, vatandaşlık yasasını geçiremedik’ der evimize döneriz.
Lütfen herkes oy verme görevini yerine getirsin ve TDP’ye Kıbrıs’taki çözümü ve barışı sağlamak için talip olduğu görevi versin. Barış için mücadele ederken güncel sorunlar için de çalışma fırsatı verilsin. Unutulmasın ki çözüm ve barışta bize bir refah hediye edilmeyecek, o yüzden çalışmamız için bize fırsat verilmesini istiyorum”