KıbrısManşet

Vudalı’dan ‘Kovid-19 ve okul çağındaki çocuklar’ hakkında bilimsel gerçekler






Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı Sorumlusu Dr. Emre Y. Vudalı, Çocukların okul ortamında COVID-19 hastalığına yakalama ve bulaştırma olasılığını açıkladı

Vudalı’nın açıklaması şu şekilde:

COVID-19 ve OKUL ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLAR

  • Çocukların okul ortamında COVID-19 hastalığına yakalama ve bulaştırma olasılığı nedir?

Çocukların büyük bir kısmı asemptomatik (şikayet olmadan hastalığı geçirme) veya hafif şikayetler ile hastalığı geçirmektedir. Okul salgınları COVID-19 pandemisi açısından bulaşta önde gelen bir sebep olmamıştır.

Çocukların SARS-CoV-2 virüs bulaşının temel sebebi olduğunu gösteren hiçbir bilimsel kanıt bulunamamıştır. Ancak araştırmalar çocukların enfekte olabileceğini ve semptomatikken virüsü yetişkinlere bulaştırabileceğini göstermiştir.

  • Okullar ne zaman ve nasıl yeniden açılacak ? Okullarda enfeksiyonun yayılmasını önlemek için hangi önlemler uygulanmalıdır?

Okul ortamlarında gözetlenecek önlemler; fiziksel mesafenin artırılması, iyileştirilmiş havalandırma, düzenli el yıkama ve mümkün olduğunca maskelerin kullanılmasıdır. Bu önlemler virüsün okullarda bulaşmasını azaltacak ve önümüzdeki sonbahar ve kış mevsiminde diğer solunum yolu enfeksiyonlarının etkisini azaltmaya yardımcı olacak, böylece okul ve sağlık tesisleri üzerindeki baskıyı azaltacaktır.

  • Çocuğumun / çocuklarımızın okula dönmesi güvenli midir?

Çocukların okula gidememesinin olumsuz sosyal etkiler oluşturacağı bu sebeple uygun öğrenme ortamının oluşturulması ve cocukların öğrenimine devam etmesi gerekmektedir.

Mevcut bilimsel kanıtlar, COVID-19 hastalığının diğer herhangi bir toplumsal aktivite ile karşılaştırıldığında yayılma riski açısından okullarda farklı olmadığını gösteriyor.

Ev ortamında yetişkinlerden çocuklara bulaşma kanıtı olsa da, bunun okul ortamlarında meydana geldiğine dair çok az kanıt vardır.

Çocuklarda yetişkinler ile karşılaştırıldığında daha düşük bir oranda COVID-19 antikoru bulunmaktadır. Bu ise çocukların hastalığı bulaştırmada yetişkinlere göre daha az rol aldığını düşündürmektedir.

Okulların COVID-19 açısından güvenlik seviyesi önceden belirtilen önlemlere uyulup uyulmadığına bağlıdır. Bunlar; fiziksel mesafenin artırılması, iyileştirilmiş havalandırma, düzenli el yıkama ve mümkün olduğunda maskelerin kullanılmasıdır.

  • Okulların açılması COVID-19 hastalığın toplumda yayılmasını artırıyor mu?

COVID-19 pandemisinde okul ortamındaki salgınlara bakıldığı zaman herhangi bir erişkin kişiye bulaşma saptanmamıştır. Bu sebeple toplum içindeki bulaşmada çocukların büyük rol almadığı düşünülmektedir.

  • COVID-19’un bulaşmasında çocukların rolü net değilse, okullar kapalı kalmalı mı?

Çocukların toplumdaki COVID-19 bulaşında yetişkinlerden daha fazla bir rolü bulunmamaktadır. Bununla birlikte çocuklar asemptomatik olma eğilimindedirler veya hafif bir enfeksiyon geliştirirler, böylece hastalığın çocuklarda  tespit edilmesi veya teşhis edilmesi zorlaşmaktadır.

Okullarda gerekli önlemler alındığı zaman, COVID-19 hastalığının toplum içindeki yayılmasında okulların etkisinin az olması beklenmektedir. Ancak okullar çocukların hayatının ve toplumun elzem bir parçasıdır.

Ulusal düzeyde okulların kapatılması ancak da gerekli önlemler alınmasına rağmen  toplum içinde bulaşın devam etmesi halinde düşünülebilmelidir.

  • Çocukların hasta olması halinde ebeveynler ne yapmalıdır?

Çocukta COVID-19 semptomları (ateş, öksürük, halsizlik, vs) gelişmesi durumunda bir sağlık merkezine başvurulmalıdır. COVID-19 tanısı koyulması durumunda verilen direktiflere uyulmalı ve ancak çocuğun şikâyetleri düzeldikten sonra doktorun önerileri doğrultusunda okul ortamına dönülmelidir.

Çocuğun yaşadığı evde COVID-19 tanısı almış bir kişi mevcut ise çocuk okula gönderilmemeli ve evde karantinaya girmelidir. Evdeki hasta kişinin izole edilmesi veya hastanede tedavi altına alınması durumunda çocuk, hasta kişi ile son temasından 14 gün sonrasına kadar karantinada tutulmalıdır.

  • Okulda pozitif vaka olduğunda okul ne yapmalıdır? Birisinin testi pozitif çıktığında okullar ne yapmalıdır ?

Okulda doğrulanmış bir vaka tespit edilirse,  okullar derhal sağlık yetkililerini bilgilendirmelidir.

Okulda COVID-19 vakası tespit edildiği zaman daha fazla bulaşı engellemek amacı ile temas ettiği kişiler öğrenilmelidir.  Sonrasında temaslılar karantinaya girmeli, el yıkama, maske ve semptomlar hakkında bilgilendirme yapılmalıdır. Semptomları gelişen veya yakın teması olan kişilere doğru zamanda PCR testleri yapılmalıdır.

Filyasyon çalışmaları okul yönetimi ve sağlık bakanlığı temas ekibi iş birliği ile yapılmalıdır.

Bir kişinin COVID-19 testi pozitif çıktığında, daha fazla yayılmayı engellemek ve kesintiye uğratmak için vakayla teması olanların hızlı bir şekilde tanımlanması ve yönetilmesi gerekir.

Ebeveynlere, çocuklarında hangi semptomlara dikkat edilmesi gerektiği ve tıbbi tavsiyeye nereden ulaşılacağı konusunda bilgi verilmelidir. Temaslılarda semptomlar ortaya çıkması durumunda vaka derhal izole edilmeli ve test edilmelidir.

  • Çocuklar birlikte oynamalı mı?

Çocukların enfeksiyonu başkalarına bulaştırabildiği bilinmekte, ancak bulaşma dinamikleri ve temel bulaşma yolları belirsizliğini korumaktadır.

Okulların uzun süreli kapalı kalması, çocukların büyüme ve gelişiminde olumsuzluklara  sebep olmaktadır. Bu olumsuzluklar özellikle ayrıcalıklı öğrencilerde daha fazla olmaktadır.

Araştırmalar 2-10 yaş arası çocukların okulda sahip olduğu aktif sosyal yaşamının akranlarından öğrenmelerine yardımcı olduğunu ve kişilik özellikleri ve kimlik duygularının gelişmesine yardımcı olduğunu göstermektedir.  Akranlarından ayrı kalmak çocuklarda depresyon, suçluluk ve öfke ile ilişkilendirilmiştir.

Ayrıca, okul ve ders dışı etkinlikler çocuklar için yapı, anlam ve günlük ritim sağlayan etkinlikler arasındadır. Anksiyete ve depresyon yaşayan çocuklarda bu düzenin bozulması bu hastalıkların ağırlaşmasına sebep olabilmektedir.

Bu nedenle, çocukların yukarıda belirtilen risklerini azaltmak için, artmış fiziksel mesafe, yeterli havalandırma, düzenli el yıkama ve mümkün olduğunca maske kullanımı gibi özel önlemlere bağlı kalınarak etkileşimde bulunmalarına izin verilmelidir.

  • Okullarda çocuklar ve öğretmenler maske takmalı mı?

Toplum içinde özellikle kapalı ve fiziksel mesafenin korunamadığı durumlarda maske önerilmektedir. Ancak çocuklarda özellikle uzun süre boyunca  bunun uygulanmasının zor olduğu açıktır.

İlkokullarda özellikle fiziksel mesafenin artırılmasının sağlanamadığı durumlarda maske kullanımı, öğretmenler ve diğer erişkinler için önerilirken öğrenciler için önerilmemektedir. Ortaokullarda hem öğrenciler hem de öğretmenler ve diğer yetişkinler için maskelerinin kullanılması tavsiye edilmektedir. Okullarda bulaşmayı önlemek için maskelerin kullanımı tek önlem yöntemi olmaktan ziyade tamamlayıcı bir önlem olarak görülmelidir.

Okullarda maske kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın ayrıca fiziksel mesafe, güvenli öksürük görgü kuralları, el hijyeni ve hastalandığında evde kalma gibi önlemlerin de uygulanması önemlidir.

Artan temaslı sayısı ile birlikte karantina merkezleri yeniden maksimum kapasiteye yaklaşmaktadır. Bu nedenle daha önceden önerdiğimiz denetimli evde karantina sistemine ( https://www.kttb.org/evde-karantina-ve-denetim-ekipleri/ ) geçmemiz için hazırlıklar tamamlanmalı ve zaman kaybetmeden bu sisteme geçilmelidir. Aksi takdirde temaslı ve/veya hastaları yatırabileceğimiz yatak bulmakta sıkıntılar yaşamamız olasıdır. Bu sebepler dışında merkezi karantina sistemi mevcut olduğunda toplumun bir kısmı test yaptırmaktan kaçmaktadır. Bu nedenlerle var olan vakalara tanı koymada yetersiz kalma riskimiz mevcuttur.









Başa dön tuşu