“Ben senin iyiliğin için söylüyorum, vazgeç bu işlerden”
Annemiz, babamız, eşimiz ve sevdiklerimiz bizim için endişelenebilir.
Bu doğaldır.
Mesleğinizden dolayı birilerini rahatsız ediyorsanız, o birilerinin de sizi rahatsız(!) etme ihtimalini düşünüp huzursuz oluyorlardır.
Onların tedirginliğini anlarsınız.
***
Ancak bir de bazı dostlar(!) dolanır etrafınızda..
İyiliğinizi istiyorlardır…
“Dikkatli ol, tehlikeli sularda yüzüyorsun, başına bir şey gelmesin” diyorlardır.
“Ben senin için söylüyorum”cudurlar bunlar…
Aslında şunu demek istiyorlardır;
“Ben aracıyım. Bu insanlar yaptığın haberlerden rahatsızlık duyuyor. Devam edersen her türlü kötülüğü yaparlar. Bu tehdidi de ben sana getiriyorum, elçiye zeval olmaz”
***
Peki tüm bu dostça uyarılar neden yapılır?
Sadece gazetecilik yaptığınız için!
Kimsenin adamı, birilerinin yandaşı olmadığınız için.
Doğru bildiğinizi söylediğiniz, araştırıp ortaya çıkardığınız bilgiyi kamuoyuyla paylaştığınız için.
Kimi ilgilendirdiğini umursamadan adalet yerini bulsun, yolsuzluklar, yalanlar, dönen dolaplar ortaya çıksın diye çalıştığınız için.
***
Yeri geldiğinde iktidarın canını sıkarsınız,
Yeri geldiğinde güvenlik güçlerinin!
Şunu söyleyenler bile olur;
“Cebine, çantana, arabana uyuşturucu koyabilirler”,
“Alakan olmadığı bir suçla ilişkilendirebilirler”,
“Asılsız ve bel altı iddialarla itibarsızlaştırmaya çalışabilirler”,
“Ya da bir gün arabana bindiğinde…”
Ve dahası..!
***
Bunları yapamazlar demiyorum.
Tarih bunun örnekleriyle dolu.
Rahatça planlarını uygulayanların, tam her şeyin yolunda gittiğine inandıkları anda yalanlarının, yolsuzluklarının ve kötülüklerinin ortaya çıkması karşısındaki hırsları, her şeyi yaptırabilir belki de…
Ama bir gerçek daha var ki;
Gerçekten toplum için gazetecilik yapmaya karar vermiş olanları geri çevirebilecek hiçbir güç yoktur.
Karşılık beklemeden, ülkesine ve insanına olan aşkı, adalet ve hukuka olan bağlılığıyla kendini buna adamış insanları yenmek kolay değildir.