InstagramKöşe Yazarlarımız

İnsan Kendi Toplumuna Bu Kadar Düşman Olabilir Mi?






Maalesef olabiliyormuş…

Vatandaş bir yanda Türk Lirası‘nın döviz karşısındaki eriyişiyle her geçen gün biraz daha bataklığa gömülürken, diğer yanda ise zamlar yağmur gibi yağmaya devam ediyor.

Nitekim, Kıb-tek de geçtiğimiz gün yeniden elektrik tarifelerine yüzde 15 oranında zam yaptığını açıkladı.

Peki, akaryakıt ve dövizde artış olmasa dahi istikrarlı bir biçimde her ay zam yapılmaya devam etmesinin ardından yatan gerçek sebep nedir?

Ardı arkası kesilmeyen bu zamların sebepleri: Partizanca, eş dost partili ve akrabaların liyakatsizce istihdamı, daha düşük maliyetli ve daha çevreci üretim yöntemlerine yapılmayan yatırımlar, zamanında yapılmayan bakımlar, kullanılan kötü yakıtlar ve yangından mal kaçırırcasına AKSA ile imzalanan Kalecik III Sözleşmesi ve dahası…

Kısacası sebep KÖTÜ YÖNETİMDEN başka bir şey değil.

Bunlar arasında bu topluma yapılan en büyük kötülük ise hiç tartışmasız Kalecik III Sözleşmesi.

Neden mi?

Özellikle Madde 19.10 ile Kıbrıs Türkünün sadece bugünü değil, yarınları da AKSA’ya peşkeş çekildi.

Adını sözde “enterkonnekte” koydukları tek yönlü enerji satışı için kullanılacak kabloyu bir lütuf olarak göstererek, mevcut sözleşmeyi daha da kötüleştirip fahiş bir kar marjı ile tam 15 yıl daha uzattılar.

Peki Madde 19.10’da ne mi var?

Kablonun işletmeye alınması ile KKTC sınırları içerisindeki ELEKTRİK TÜKETİMİNİN TAMAMI kablodan sağlanacaktır”, dolayısıyla çift yönlü enerji alışverişi veya güneş enerjisinden üretilen fazla enerjinin satışı ve buna benzer durumlar söz konusu dahi değildir…

Hatta bu maddeye göre kablonun inşasında sonra yeni güneş enerjisi sistemi kurulum izni verilmeyeceğini de dolaylı yoldan yazdıklarını net bir şekilde görebiliyoruz.

Devamında ise kablodan sağlanan enerjinin yeterli olmaması veya arıza olması halinde mevcut AKSA santralleri devreye alınacaktır.

Mevcut Kalecik Santrali yedek olarak hazır bekletilecek, bu santral hiç çalışmasa dahi, AKSA’ya bu santrali emre amade tuttuğu için para ödeyeceğiz.

Bazı kabine üyelerinin, kablo projesinden sonra Kalecik III Sözleşmesi’nin otomatik olarak ortadan kalkacağını söylemeleri ise yalanların en büyüğü.

Madde 19.10 içerisinde Kalecik III Sözleşmesi’nden doğan hakların kablo projesine aktarılacağı da açıkça yazmaktadır.

Dolayısıyla bahse konu bu kablo, enterkonnekte ile uzaktan yakından alakası olmadığı gibi, KKTC’ye garantili elektrik satışı için inşa edilecek bir kablodan başka bir şey değildir.

Kısacası diyorlar ki; Siz zinhar üretmeyeceksiniz, biz size istediğimiz fiyattan ve istediğimiz kaynaktan vereceğiz, siz ise bu faturaları paşa paşa ödeyeceksiniz.

İşte her eve, her iş yerine, her vatandaşa dokunan ve bir ülke için stratejik öneme sahip elektrik enerjisi bu şekilde hunharca AKSA’ya peşkeş çekildi.

İşte bu kötü yönetim sayesinde elektrik bundan sonra hiç ucuz olmayacak.

İnsan, kendi toplumuna bu kadar düşman olabilir mi?
Maalesef olabiliyormuş…









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu