Sanat İhtiyacı
Hepimizin sanata ihtiyacı var esasında ama bunun farkında olanlar veya olmayanlar diye ikiye ayrılıyor insanlar.
Sanata ihtiyacımız var, özellikle de bölünmüş, siyaset üretmeyen ve dar kafalılığın hüküm sürdüğü bu adada.
Her insanın içinde ancak sanatın doldurabileceği varoluşsal bir boşluk vardır.
Sanatla ilişkisi olmayan insanlar kaba ve çiğdir.
Sanatla ilişkisi olmayan insanların kafası tek yönlü çalışır.
Sanat, güzelliği görmemizi ve ondan haz almamıza yardımcı olur.
İçimizdeki hayvanı yumuşatmasına ve inceltmesine ihtiyacımız var sanatın.
İnsanlığın bilimsel ve teknolojik başarısından çok, sanatsal başarısı ilgilendiriyor beni. Bilimsel ve teknolojik gelişme olarak öyle bir yere geldik ki, her şeyi o kadar kurcaladık ki, bedeni, ruhu, hepsinden daha önemlisi doğayı bozduk.
Burada üretilen sanatın çoğu hobi sanattır, oyalanma sanatıdır. Boş vakitleri değerlendirmek için yapılan işler sanat adı altında sergileniyor, paylaşılıyor.
Kendini sanatına adayanlar o kadar az ki.
Sanatçı için ticari iş yapmak zorunluluktur. Yalnız bu noktada, sanatçının sistemle nasıl uzlaştığı ve ne kadar ödün verdiği sanatını da belirliyor sonuçta.
Evet, kötü veya vasat sanat yapan ama iyi niyetli, barışçı ve ilerici birçok ‘sanatçı’ var Kıbrıs’ta. Yüzeysel, üstünkörü, klişe işler yapıyorlar çoğunlukla. WC sanatı ve çöp sanatı bile var aralarında. Sergi değil, parti veya minik bir karnaval yapıyorlar.
Olsun. Sosyalleşmeye, yeni insanlar tanımaya, eğlenmeye de ihtiyacımız var.
Manchester’da yaşarken bar arkadaşım besteci John tanıdığım en sanatçı sanatçıydı. Yedi yıl boyunca ne gördüm ne duydum herhangi bir bestesini.
Buna karşın ticari hiçbir iş yapmaz, para karşılığında piyano çalmaz, tam bir sanatçı gibi yaşardı hayatını. Yani söylemeye çalıştığım, sanatçı gibi yaşayabilmek de marifet. Takdir etmek gerek böyle yaşayanları.
Egosu sanatından çok daha büyük olanlar veya her cümlesine ben diye başlayan, üç beş saat aralıksız sanatıyla ilgili konuşan ama ortada sanatı olmayan ‘sanatçılar’ en rahatsız edici, en çekilmez olanlar benim için.
Kimisi de yetenekli olmaya yetenekli fakat geçim derdinden, işten güçten, çoluk çocuktan sanatını geliştirmek için zaman bulamıyor. Bu nedenle gelişemiyor sanatı, cılız kalıyor.
Varsın Sanatçı çok, sanat az, olsun. Kötü veya vasat sanat, iyi, nitelikli sanattan daha az, olsun, ne çıkar. Yapmasınlar mı yani?
Bırakın yapsınlar, bırakın üretsinler, herkes gibi ruhlarını kurtarmaya çalışıyor onlar da. Bırakın kurtarsınlar ruhlarını, kurtarabilirlerse eğer.
Sanatçılar Kıbrıs sorununu çoktan çözdü, siyasetçiler uğraşıyor hala daha. Ve öyle gösteriyor ki birkaç kuşak siyasetçi daha uğraşacak bunun için.
Kuşkusuz iyileştirir sanat, ama bir bedeli var bunun. Kestirmeden iyileşme olmaz.
Derine dalmak gerek bunun için. Ve görünen o ki insanın ruhunu din ve siyaset değil, doğaya yakınlık ve sanat kurtaracak.