InstagramKöşe Yazarlarımız

Rahat Olmaktan Rahatsız Olmalıyız!






Rahat olmaktan, rahatsız olmamız gereken günlerden geçiyoruz. Her geçen gün, azalacağı yerde çoğalan, yığınlar halinde rahatsızlık birikiyor hayatımızda!

Tempoyu düşürmeden yükselen enflasyon, artan geçim sıkıntısı, sermayenin bitmek bilmez geleceği düşünmeden yarattığı plansız toprak yağması, ülkeyi sevmeyenlerin yaptığı kötülükler, sürdürülemeyen yapay hedefler ve sahtelik haberleri, vicdan sahibi insanlar için taşınması güç yük oluyor…

Yakın geçmişte, dürüstlük, saflık ve iyilikle anılan Kıbrıs insanının bir bölümü, parasal ve anlamlandıramadığım boşluklardan dolayı, hazımsız bir kitleye dönüşmüş durumda…

1974 sonrasındaki, ganimetin yarattığı, eşitliğe, hak edişe dayanmayan haksızlıklar, toplumsal değil kişisel düşünen, partizanlık, torpil ve sırf partilidir diye atanan liyakatsiz, iş bilmez yöneticiler, iyi yönetim ilkesinin çok uzağında davranış sergiliyor…

Nüfusunu bilmediğimiz ülkemizdeki kalabalıkların tehdit ettiği Kıbrıs kültürü…
Yabancılaştığımız ada Kıbrıs…

Bir yanda, kültürü korumayı, doğayı, oyulan dağlarımızı, plansız dikey yapılaşmayı, altyapı olmadan üstyapının yarattığı çirkinliği, su kaynaklarının tehlike boyutunda azalmasını, narenciyenin yere dökülmesini, sokakta kalan canlıların açlığını, çocukların sağlıklı gıdaya ulaşamamasını, bir ekmeği alıp almamayı düşünen emekçiyi ve ay sonu taksitini dert edinen insanların varlığı…

Öte yanda haksız kazanç, rant, yolsuzluk, kişisel çıkar hesapları ve hak etmediği yerde olanların varlığı! Sahte diploma skandalının ardındaki sahtelikler… Doymak bilmeyen hazımsızlıklar…

Hayatımıza Giren Sözlüklerin Anlamları

Son dönemde hayatımıza giren sözcüklerin anlamları, içerisine düştüğümüz veya düşürüldüğümüz toplumsal çürümeyi açıklıyor.

Yolsuzluk: Bir görevi, bir yetkiye kötüye kullanmak. Usulsüzlük.

Liyakat: Bir kimsenin, kendisine is verilmeye uygunluk, yaraşırlık, ehliyete haizlik durumu.

Rant: Bir mal, hizmet veya paranın, emek verilmeksizin sağladığı hak edişe dayanmayan gelir.

Rüşvet: Yaptırılmak istenen bir işte, yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal ve para olarak sağlanan çıkar.

Nepotizm: Akraba ve yakın arkadaşa çıkar sağlama, kayırma.

Sahtelik: Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, gerçek olmayan.

Bu köşede, turizm, tarih, kültür ve doğa yazmak niyetimi ve hevesimi, yaşadıklarımızdan dolayı sürekli olarak erteliyorum.

Siyasetçinin tapındığı o iskemlenin bir ayağının kırık, zemininin de kaygan olduğunu görmüyor muyuz?

Görüyorsak ne yapıyoruz?

Sosyal medya şikâyeti ve hezeyanı dışında ne yapmalıyız? Bakmak ve görmek, arasındaki fark nedir?

Ucu kime dokunursa dokunsun, sosyal adaletsizlik ve yolsuzluk olaylarının, sıfır tolerans ile hesabı sorulmalıdır…









Başa dön tuşu