Anti Kedi
“Anlayamıyorum bu kedi sevgisini” diyorum Avusturalya Büyük Elçisi Fiyona’ya.
“Evet, ben de anlayamıyorum” karşılığını veriyor.
Onun durumu daha kötü, çünkü kedi alerjisi var. Buradayız madem, bizi bu partiye davet eden ev sahibimiz Agniszka’nın kedilerini eleştirmekten başka yapacak başka bir şey yok.
Kedileri sevmem.
Gençlik yıllarımda köyde tavşan çiftliğimiz varken, yavru tavşanları kapıp kaçardı kediler. Kedinin ağzında çırpınan yavru tavşanı görünce içim parçalanırdı.
Birkaç tane kediyi öldürmek zorunda kaldım bu nedenle. Bunu birilerine anlatınca yüzleri değişiyor hemen, insan öldürmüşüm gibi bakıyorlar yüzüme.
Kedi gibi sevimli, şirin bir hayvanı sevmediğimi duyunca şaşırıyorlar. Ben de bir seri katili bu kadar sevmelerine, övmelerine şaşırıyorum doğrusu, abartıyorlar.
Evcil hayvanlar arasında bir numaralı katildir kedi. Aç olmadığında bile öldürmeye devam eder. Zevk için yavru tavşanları, kuşları, kurbağaları, kertenkeleleri, kendinden küçük ne bulursa öldürür.
Oysa bu hayvanlar kedilerden çok daha sevimli ve yararlı benim gözümde.
Kimileri fare ve yılandan korktukları için, fare ve yılandan korunmak için kedi beslediğini söyler. İkna olmuyorum. Faydasız bir hayvandır kedi.
Bir diğer evcil hayvan köpeğin faydası var, ama kedinin yok. Köpeğin faydalı olduğu alanlar; arama kurtarma köpeği, körler için kılavuz köpeği, çoban köpeği ilk aklıma gelenler.
En başta edebiyatçılar öve öve bitiremiyorlar kediyi. Kutsallaştırıyor, yüceltiyor, birtakım soyluluk unvanları atfediyorlar ona.
Gizemli bir hayvan olarak görüyorlar şımarık kediyi. Kedilerine kitap adayan yazarlar bile var. Yahut da kitap kapağında karısı, sevgilisi veya çocuklarıyla değil kedisiyle poz verenler.
Sağlam bir kedi eleştirisine Jonathan Ames’in ‘Özgürlük’ adlı romanında rastladım sadece. Geriye kalan yer yerde övgü ve güzelleme.
İnsanlardan daha fazla kedileri sevenler var hatta dünyada, kurgu değil, gerçek…
Kuşları, kurbağaları, kertenkeleleri sevmeyenler kedi besler ancak, kedi sahibi ve hayranı olmak yaban doğa karşıtı olmakla aynı şeydir bence.
Eve, yani kafese kapatılmış kedileri bunun dışında tutuyorum, çünkü onlar kendilerinden küçük canlılara zarar verme fırsatı bulamıyorlar (böcekleri saymazsak.)
Öyle görünüyor ki; kirpiden, tilkiden ve yılandan daha fazla kedi var adada. Zamanla daha da çoğalıyorlar, sadece bahar aylarında çiftleşmiyorlar artık.
İnsanlardan öğrendiler her mevsim bu işin yapılabileceğini.
Kedisiz tek bir köşe yok bizim Boğazköy’deki mahallede. Kendi evlerindeki kediler yetmiyor, sokaktaki kedileri de besliyor komşularım.
Sadece bizim mahalle değil şehirlerde birçok mahalle var böyle.
Nedir bu kedi deliliğinin psikolojik açılımı?
12 bin yıldır insanlara bu kadar yakın yaşamaktan öz doğası bozuldu kedinin. Dediğim gibi hiçbir faydası yok doğaya, aksine zararı var.
Kendi başına kedi 32 tür kuşun yok olmasından sorumlu. Sadece ve sadece insanları memnun etmek için var kedi ve insanların doğadan kopmasını temsil ediyor, eğer bir şey temsil ediyorsa.