“Boş Tencerenin Yıkamayacağı İktidar Yoktur”
Türkiye’de CHP’nin büyük bir başarı ile çıktığı yerel seçimler bize gösteriyor ki; bir toplumun sinir uçları ile oynandığında yapamayacağı şey yoktur.
Türkiye halkı farklı dönemlerde farklı siyasi partileri iktidara taşısa da günün sonunda tencereye ne düşerse o çıkıyor sandıktan.
Türkiye’de “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur” diyen Süleyman Demirel, eminim bu sözü boşuna dememiştir.
Yakın coğrafyamızda yaşanan 20 yıllık AKP iktidarı bizim coğrafyanın da ayarlarını bozdu.
Türkiye’deki rejimden nemalanan Kıbrıs’ın kuzeyindeki atanmış siyasi yapı bu seçim sonuçlarından sonra nasıl bir duruş sergileyecek bilinmez ama benim odaklandığım nokta bu saatten sonra tamamen Kıbrıslının sandıkta ne yapacağıdır.
“İtibardan tasarruf olmaz” mantığıyla buraya da el atan TC iktidarı orada ne varsa buraya da getirmeye and içmiş gibi işbilikçileri ile kol kola ilerliyor.
Külliye inşaatı 7/24 devam ederken, aynı itibar 3 sel ve irili ufaklı birçok yangın atlatan Lefkoşa Devlet Hastanesi’ni ve sağlık sistemine yatırım yapmak yerine özel hastanelerde kaderleri ile baş başa bırakılan hastaları unutma Kıbrıslı.
Eczacıları bir bir günah keçisi ilan edip halkı bir panadola muhtaç hale getiren ve gerekli denetimi yapmayan Sosyal Sigortaları ve Sağlık Bakanı’nı unutma Kıbrıslı.
Saçma sapan sebeplerle her gün yollarda kaybettiğin canları, karanlık sokakları, kesilen elektriğini, havaya ödediğin seyrü sefer paralarını ve böbreğini satsan alamayacağın değerdeki lüks araçlara kimlerin nasıl bindiğini unutma Kıbrıslı.
Tasarruf etmedikleri itibarlarından dolayı tavanı düşen okulları, tam gün eğitim maskaralığıyla aç kalan öğrencileri ve 40 kişilik sınıfları unutmaman gerektiği gibi Sünni İslam dayatmasıyla doludur dediğimiz halde “Ders kitaplarının arkasındayım” diyerek öğretmenleri itibarsızlaştıran, Mesleki teknik Eğitim Fuarı‘na binlerce dolar para bulan Eğitim Bakanı’nın Meslek Lisesi atölyelerine demirbaş alacak parayı bulmadığını da sakın unutma Kıbrıslı.
Senelerce işleyip tam emekli çıkacağında kasada para yok deyip aylarca beklediğin emekli ikramiyeni, yıllarca sömürülen emeğini ve kuş kadar bağlanan emekli maaşınla geçinememene rağmenh, birilerinin veznede diploma alıp en yüksek baremlerden emekli olduğunu da unutma Kıbrıslı.
Unutma ki “Beni sokmayan yılan bin yaşasın” diyerek sustuğun o yılan, evlatların göç yoluna düştüğünde, bankalar malına çöktüğünde ve tencereni boş gördüğünde seni de sokacak.
Bir Genabla atasözü der ki; “Ayarıyla oynadığın kantar, gün gelir seni de tartar”