50 Yıllık Saadet Zincirinin Altında Gelen Pis Kokular
Sevgili Pınar Barut’un Özgür Gazete’de yaptığı “21. Yüzyılda Kıbrıs’ın Kuzeyinde Kölelik Kampı” haberi aslında herkesin gördüğü, bildiği ama yazmaya cesaret edemediği gerçek bir dramdır.
Emek sömürüsünün dehşet şekilde görünür olduğu ve toplumun yüzüne tokat gibi vuran bu haber aslında 50 yıldır bizi yönettiğini iddia edenlerin kendilerine yarattıkları saadet zincirinin garibanın ensesinden nasıl inşa edildiğinin de göstergesidir.
“Haritada göster” desek yerini bile bilmedikleri bu ada yarısına binlerce euro ödeyerek işlemek için gelen bu insanlar “Devlet” ve iş birlikçi insan tacirler (isteyen acente desin isteyen ajans bana göre insan kaçakçısıdırlar) tarafından kandırılarak filmlerde bile göremeyeceğimiz bir toplama kampında insanlık onuruna yakışmayacak şekilde tutulmakta.
Bu insanlar bu adaya gökten zembille inmedi.
Bu insanları bulan, gelmelerine aracı olan, getiren çalıştıran ve sonrasında gerekli denetimi yapmayarak sömürülmesine göz yuman, kaçağa düşürerek daha da sömürülmesi için zemin hazırlayan herkes bana göre bu olayda suçludur
Peki, bu toplama kampı bir tanemi?
Tabii ki hayır.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki sanayi bölgelerinin hangisine giderseniz gidin izinsiz yatı evleri, kaçak iş hanlarında derme çatma ofislerin oda diye işçilere kiralandığını görmeniz mümkündür.
“Yok, yoktur böyle bir şey” diye iddia eden varsa gelsin ben elinden tutup bir bir göstereyim nereleri olduğunu.
Evet, bu insanları bu adaya getirenler ve denetlemeyip sömürenler suçlu hatta çok suçlu ama tek suçlu onlar mı?
Bu insanlık dramını görmezden gelen Belediye’nin ve Kaymakamlığın hiç mi sorumluluğu ve denetleme yapmadığı için suçu yok?
Mesela Güzelyurt Belediyesi 51/95 Belediyeler yasasına göre kendi bölgesindeki izinsiz, toplum sağlığını etkileyecek şekilde olan yatı evlerini denetleme, mühürleme, uyarı verme ve kapatma hakkına sahipken, kan donduran bu ortama nasıl duyarsız kaldı?
Neden burayı mühürleyip mal sahibine ceza kesmedi.
Peki ya Kaymakamlık? Bölge kaymakamı neredeydi bu kamp inşa edilip kullanılırken?
Bu derme çatma kamp bir geceden sabaha olmadığına göre ve Fasıl 96/Yollar ve Binalar Düzenleme Yasası kapsamında İNŞAAT ONAYI ve İNŞAAT RUHSATI Kaymakamlık tarafından izinlendirildiğine göre Omorfo’daki narenciye bahçelerinin içinde yer alan bu yatı evine hangi Kaymakam, Hangi siyasi parti iktidarında ve ne zaman izin verdi?
Peki ya Güzelyurt Polis Müdürlüğü?
Bu kadar kalabalık bir yatı yerinden (toplama kampından) bu kadar yabancı uyruklu insanın bölgede olduğundan ve burada kaçak kaldığından haberdar değil miydi ülkenin kolluk kuvvetleri?
50 yıldır ilmek ilmek işlenen bu saadet zincirinize zarar gelmesin diye kendinize köleler satın alabilirsiniz ama “Bu köle kampını işleten kimdir? Bu insanları köle gibi kullanan kimdir? Bu insan ticaretini yapanlar kimdir?” diye soran bir gazeteciyi satın alamazsınız.
Bir genabla atasözü der ki: Kıç kısmı elden çıkınca, donun uçkuru 9 yerden koparmış.