Avrupa Parlamentosu, Propaganda ve Hakikat
9 Haziran Pazar gün gerçekleşecek olan Avrupa Parlamentosu seçimleri, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde kayıtlı partiler üzerinden Kıbrıslı Türklere yönelik yoğun bir propagandaya vesile olmuş durumda.
Bu propagandanın bir parçası da Avrupa Parlamentosu adayları arasında Kıbrıs’ta barış isteyen üç Kıbrıslı Türk adayın var olduğu söylemidir!
AKEL adayı Niyazi Kızılyürek, Volt adayı Hulusi Kilim ve Yeşiller adayı Oz Karahan’ın, “Kıbrıs’ta barış isteyen üç Kıbrıslı Türk” oldukları söyleniyor. Bu iddia Oz Karahan için külliyen yanlış, bu sanı Yeşiller Partisi için kökten hatalı ve temelsizdir!
***
Böyle yanlış bir kanının yerleşmesinde temel sebep olan “Kıbrıslı Türk kimdir?” ve “barış nedir?” sorularının yanıtlarına, yazıyı uzatacağı ve birçok yerde defalarca bu konularda yazıp çizdiğim için detaylı olarak girmeyeceğim.
Şu kadarını söyleyebilirim ki; Yeşiller Partisi 1997 yılında savaşın eşiğinden dönmemize neden olan S-300 Füze Krizi’nin mimarı, Oz Karahan da kendisini Kıbrıslı Türk olarak değil “Türkçe konuşan Kıbrıslı” olarak tanımlayan bir milliyetçidir!
“Aman canım, ne farkeder” diyenlerinizi duyar gibi oluyorum! Tam da bu kolaycılık ve detaylı düşünmekten kaçış nedeniyledir ki, Oz Karahan da defalarca aksini yazdığı ve söylediği halde hala “barış isteyen bir Kıbrıslı Türk” zannedilmektedir!
***
Kıbrıs’ta “barış istemek” ne demektir?
Türk milliyetçilerinin “adada 1974’den beridir barış hüküm sürüyor” dediklerini bilmeyen yoktur sanırım! Ersin Tatar da uzunca bir süredir “iki devletliliğin kalıcı barışı garanti altına alacak tek yol” olduğunu iddia ediyor!
Adolf Hitler, Kavgam isimli kitabında dünya barışına ulaşmanın biricik yolunun “tüm dünyada Alman egemenliği olduğunu” yazmıştır! Kısacası “barış”, lafta herkesin savunabileceği ama altının nasıl doldurulduğu çok önemli olan bir kavramdır!
Oz Karahan’ın Kıbrıs’a ilişkin barış anlayışı ise kendi tanımı ile “Kıbrıs milliyetçiliği ile üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunan zinde kuvvetlerin altında birleşerek devletimize ve bayrağımıza sahip çıkmak”tır!
Eğer barıştan anladığınız, 1960 anlaşmalarından bile geri olan yani Kıbrıslı Türklerin azınlık haklarına bile sahip olmadığı üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş ise, Oz Karahan’a “barışçı” diyebilirsiniz!
Zaten Oz Karahan’ın Kıbrıslı Türklere bakışı, 1990’lı yılların TC egemenlerinin Kürtlere bakışı ile bire bir örtüşmektedir: “Onlar da kim? Yok ki öyle birileri!” Analiz aynı olunca çözüm de aynı oluyor: “Bir vatandaş bir oy prensibine dayalı üniter devlete ve bayrağa sahip çıkmak!”
***
Yeşiller Partisi ve Oz Karahan federasyon seçeneğini barış için bir yöntem olarak kabul etmemekte, bunu savunanları “vatan hainliği” ile suçlamaktadırlar! Karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık hakkını inkâr etmekte, bunu savunanları “Türk işbirlikçiliği” ile suçlamaktadırlar!
Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan kişilerin üniter bir Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüşü kabul edecek şekilde beyan vermesini öngören bir yasa geçirmeyi ve bunu imzalamayı kabul etmeyenlerin Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığının iptal edilmesini savunmaktadırlar!
Türkiye’ye giremeyen Kıbrıslı Türklerin, Türkiye Devleti’ne “hakaret ettikleri” için, böyle bir yaptırım ile karşılaşmalarının normal, buna rağmen hala dava açarak Türkiye’ye girmeye çalışmalarının ise yüzsüzlük olduğunu düşünmektedirler!
Tüm bu başlıklarda ELAM ile ortaklaşan Yeşiller Partisi ve Oz Karahan; Kıbrıslı Türk diye bir olgunun varlığını reddetmekte ve bu konuda Elam’dan bile daha gerici bir pozisyona savrulmaktadırlar! Elam an azından bizi yok edilmesi gereken bir “düşman” olarak tanımakta, Oz Karahan ve Kıbrıs milliyetçileri ise bize “siz zaten yoksunuz” demektedir!
***
Oz Karahan ve onun destekçisi pozisyonundaki Avrupa Gazetesi içerisindeki Kıbrıs milliyetçilerinin kullanmayı çok sevdikleri bir cümle var: “Ya Türkiye Cumhuriyeti ya Kıbrıs Cumhuriyeti!” Bu kişilere göre Kıbrıslı Türklerin federal bir Kıbrıs’ta siyasal eşitlik temelinde bir birleşme istemesi ham hayaldir!
Ya Türkiye Cumhuriyeti tarafından asimile edileceğiz ya da Kıbrıs Cumhuriyeti’ne geri döneceğiz! Başka bir seçeneğimiz yoktur!
Federal bir Kıbrıs’ın seçenek olmadığı, böyle bir olasılığın mümkün olmadığı, bunu isteyenlerin hayal kurdukları iddiası; Ersin Tatar tarafından da sıkça dile getirilen bir iddiadır! Bu noktadan bakılırsa, Ersin Tatar ne kadar barışçıysa, Oz Karahan ve Avrupa Gazetesi’ndeki arkadaşları da o kadar barışçıdır!
***
9 Haziran tarihinde gerçekleşecek Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, adaylar arasında Kıbrıs’ta barış isteyen üç Kıbrıslı Türk aday yoktur! Oz Karahan, Kıbrıslı Türklerin siyasal eşitlik mücadelesini reddeden, federasyona karşı çıkan bir Kıbrıs milliyetçisidir! Bu fikirde olanları “barışçı” diye nitelemek, barış mücadelesine hakarettir!