Kıbrıslı Türklerin Hayatına Son 10-15 Yılda Girmiş Yepyeni Duygular
● Güney Kıbrıs’ta bir marketten veya kasaptan Mandıra Cumhuriyeti piyasa fiyatlarının yüzde 50 altında kuzu veya dana eti alabilmenin dayanılmaz hafifliği ve mutluluğu;
Barikatlardan kuzeye geçerken “acaba gümrükçüler bagajı açıp arıza yapar mı” ya da “aha öndeki arabaya bakallar, mıçtık” düşüncelerinin verdiği dayanılmaz stres.
● Muhalefetten gelen her yeni hükümeti kurtuluş sanmanın coşkusu ve kısa zamanda bu coşkunun yerini alan derin hayal kırıklığı;
Eski kaşar zübük parti ve politikacıların tekrar iktidara geldiğinde yaşanılan şapa oturduk duygusuyla birleşen acaba bu sefer neleri ve ne kadar çalacaklar merakı.
● Ayda 180 TL’dir denilerek girdiğiniz cep telefonu paket faturasının 800 TL’ye yükselmesinin verdiği cinnet duygusu ve operatörün “armudun sapı ile üzümün çöpü” izahatını dinledikten sonraki cinayet işleme arzusu;
Diğer operatöre geçeyim mi acaba diye düşünüp araştırma yaptıktan sonra her ikisinin de, büyük ortakları hükümetle beraber organize bir çete olduğunu anlayarak durumdan zevk alma moduna geçilmesi.
● Anormal yüksek enflasyonist ortamda marketten bir ürünü iki kere aynı fiyattan alabilmenin verdiği çocuksu mutluluk;
Memleketteki zamlardan yakınan mağdur zincir restoran sahibinin bir salatayı 500, 15 TL’ye mal ettiği içeceği 80’e kakalamasının verdiği ‘biyo’ çekme hissi.
● Ha bu gün düşer, ha yarın, iki güncük daha bekleyim diyerek almadığınız sterlinin siz alacağınız gün patlamasını takip etmenin kalp burkan acısı;
Kafadan sürekli hesap yapmanın yarattığı beyin ağrısını hissetmenin stresi.
● Monaco ve Dubai ile yarışabildiğimiz tek alan olan, yollardaki bilumum marka, çok yüz bin sterlinlik lüküs otomobilleri kimlerin ve nasıl alabildiği düşüncesinin beyin yakan kuşkulu merakı;
Bunların çoğunun işçiye, en son örnekte olduğu gibi 120 TL artışı kestirerek tasarruf edenler tarafından kullanıldığını hatırlayınca gelen önlenemez küfretme isteği;
Gene bunların çoğunun madde ikideki eski kaşar zübükist hareketin mensupları olduğunu tekrar idrak etmenin verdiği depresif ruh hali.
● Markette, restoranda, çarşıda, çalışanlar da dahil tüm müşterilerin Kıbrıslı Türk olmadığını fark ettiğiniz an yaşanılan dumura uğrama hali;
Çalışan Türkçe bilmediği için kullandığınız İngilizceyi konuşurken gelen “ma noluyoruk bamma” düşüncesi.
● Halkın arasına dahi çıkmayacak kadar kirli ve yozlaşmış siyasetçilerin pişkin ve topluma meydan okuyan demeçlerini, bunların destekçisi olan patronların sahibi olduğu sıçındırık internet medyasından okumanın verdiği derin öfke;
Bunların çoğunun sap olacak tek balta olarak siyaseti seçmiş profesyoneller olduğunu ve siyaseti meslek ve geçimlerini temin etmek için yaptıklarını yine, yeni, yeniden hatırlamanın burukluğu;
Bunlardan şikayet eden, kimisi yakın dost ve akrabanız olan halkın üç otuz çıkara yine, yeni, yeniden bunlara oy ve destek verdiğini bilmenin çaresizliği;
Sıçındırık medya patonunun gazetesinin, ilk seçimde bu siyasetçileri umutmuş gibi pazarlamasının verdiği cinnet hali.