InstagramKöşe Yazarlarımız

AB Sesimizi Hiç Duymadı Ki…!!!



Avrupa Parlamentosu seçimleri yapıldı, 5 yıl önce bir Kıbrıslı Türk kazandığında da bir şey olmadı, şimdi kaybettiğimizde de hiçbir şey olmayacak…

Dediler ki, “Oy kullanın ki Avrupa’da sesimiz olsun”…
AB sesimizi hiç duymadı ki…

Bu ses meselesi ortaya atılınca aklıma seksenli yıllar geldi…

Hatırlayanlar mutlaka olacaktır, 80’li yıllarda herhangi bir Türk futbol takımı ve/veya Milli takım Avrupalı rakipleri ile maç yaptığında sonuç %90 yenilgi, %9 beraberlik, %1 ise galibiyetti…

İşte bu beraberlik veya mucizevi milyonda bir galibiyet durumunda tribünlerde şöyle ezik bir slogan atılırdı;
“Avrupa, Avrupa duy sesimizi, işte bu Türklerin ayak sesleri”…

Seçimlerden sonra işte şimdi biz de aynı kaderciliği Küçük Emrah modu ile yaşıyoruz;
“Seçimlerde oy kullanmadık, Avrupa şimdi sesimizi duymayacak”…

Pardon…???
Ne zaman duydu ki…???
Hiç duymadı, hep ölü taklidi yaptı…

ABD ve Rusya’dan sonra dünyanın ekonomik ve siyasi olarak en büyük gücü kim…???
Avrupa Birliği…

AB’nin kuruluşuna kadar Avrupa ülkeleri çok önceden zaten bazı ekonomik iş birliğini hayata geçirmişti…

Şöyle ki;
1951 – Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu
1957 – Avrupa Ekonomik Topluluğu
1958 – Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu

1951 ile 1958 arasında biz ne idik…???
Birleşik Krallık sömürgesinde Kraliçenin tebaalarıydık, yani ona “Tabiydik”…

Yani vatandaş bile değildik, çünkü tebaanın vatandaşlık hakkı yoktur…

1965 – Füzyon Antlaşması ve Avrupa Toplulukları
1968 – Gümrük Birliği
1965-1969 arasında biz ne yapıyorduk…???

Dünyanın bize altın tepside sunduğu bağımsız cumhuriyeti yıkmakla meşguldük…
Arpamız fazla gelmişti…

Ve nihayet 1993 Maastricht Antlaşması ile Avrupa Birliği…

Peki biz 1974 ile 1993 yılları arasında ne yaptık…???
Kıbrıs’ın yarısını işgal ettik,

OKTY’yi kurduk,
KTFD’yi kurduk,
KKTC’yi kurduk…

Ganimet topraklarda, ganimet mallarla, ganimet bir hayat kurduk, zevki sefa yaşadık…

Dünyanın süper gücü Avrupa 1974 işgalinde ne yaptı…???
Makyajlı ölü taklidi…

Ama Rusya Ukrayna’ya savaş açtığında çok ani tepki verdi,
Derhal Rusya’ya ambargo uyguladı,

Avrupa bankalarındaki servetini dondurdu,
Uluslararası tüm yarışmalardan sporcularını men etti…

1974’ten günümüze Türkiye buraya ne kadar nüfus aktardı…???
Ben deyim 1 milyon, siz deyin yarım milyon…

Peki Cenevre sözleşmesi ne diyor…???
“İşgalci devlet, işgal ettiği topraklara bizzat kendi halkının bir kısmını tehcir veya nakledemez”…

Bu anlaşmanın altında hangi ülkelerin imzası var…???
BM ile birlikte tüm Avrupa ülkelerinin…

AB bu konuda sesimizi duydu mu…???

Biz bu ada yarısında bir avuç kalırken siz AB’nin bu konuda herhangi bir adım attığını duydunuz mu…???
Yine ölü taklidi yaptılar…

Açılım masalları ile, fonlarla bizi avuttular…
Türkiye’ye bu konuda “Gık” bile demediler…

Bırakın “Gık” demeyi, bir de utanmadan sırf Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üyelik başvurusunu kabul etmek için Türkiye ile 1995’te Gümrük Birliği antlaşması yaptılar…

Sözüm ona Kıbrıs’ta bir çözüm olmadan Kıbrıs AB içine alınmayacak diye güvence vermişlerdi…

Türkiye’de sırf gümrük birliğine girsin diye bu güvenceyi es geçti, kabul etti…
Olan bize oldu, hem AB’den, hem “Annem Vatandan” kazık yedik…

Sonra…???
Sonra 2004 Annan planı dönemi geldi…

AB dedi ki;
“Antlaşma referanduma giderse şu soru sorulacak:
Annan planına ve AB üyeliğine EVET mi, HAYIR mı?”…

Yani Rumlara dediler ki “Referandumda HAYIR derseniz AB üyeliğini unutun”…

Referandum öncesi gene bir andek, döndek, hooppp AB üyeliği resti geri çekildi…

Kıbrıslı Türkler referandumda yüzde 65 EVET derken, Kıbrıslı Rumlar o çok sevdiğiniz, uğruna öldüğünüz, sözüm ona komünist AKEL sayesinde yüzde 76 HAYIR deyiverdi…

Referandumdan tam bir hafa sonra Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB üyeliği havai fişeklerle kutlanırken, bizler de balkondan ağlayarak seyrediyorduk…

Sonuç…???
Yine olan bize oldu, hem AB’den, hem “Annem Vatandan” yine kazık yedik…

AB yine ölü taklidi yaptı…
“Merak etmeyin, bu güçlü EVET ile biz sizin yanınızda olacağız” diye bir de utanmadan bizimle alay etti…

Hepsinden vaz geçtim, gelelim 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimine…
Bu seçimlere Ankara bodoslama dalıp, her türlü baskı yaptıktan sonra Ersin Tatar’ı o makama atarken ne yaptı

Avrupa Birliği ve/veya Parlamentosu…???
Yine ölü taklidi…

Yine Ankara hükümetine ve RTE’ye “Gıkı” çıkmadı…
“Biz bu seçim sonuçlarını kabul etmiyoruz. Atadığınız kişiyi de Kıbrıs sorunu bağlamında görüşmeci ve toplum lideri olarak kabul etmiyoruz” niye demedi…???

Niye desin ki…
AB’nin müthiş bir mülteci korkusu var, Türkiye’ye hiç laf söyler mi…

Verir Ankara’ya 1 milyar Euro;
“Sen bunlara bakarak ol da bizim tarafa geçmesinler” der…

Alan memnun, satan memnun, bize ne oluyor…











Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu