İki Kavram Arasındaki 8 Fark: Etik–Ahlak
“Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldür” atasözünü pek severim.
Viki sözlüğe göre “insan hafızasının eksikliği, unutkanlığıdır” veya bir başka söyleyiş ile “unutkanlık insanlık halidir” anlamında kullanılan bir özdeyiş.
Hoppala yavrum yaz geldi, Cenk’e aniden bir ciddiyet geldi diye merak edenler olabilir, vallahi geldi.
Sosyal medyanın, internetin bu kadar hayatımızda olduğu bu zamanlarda bile ciddi bir toplumsal hafıza sorunumuz var.
Unuttuk;
Başbakan İrsen Küçük ve Maliye Bakanı Ersin Tatar’ın 13. maaşlar için Ercan Havaalanı‘nı Emrullah Beye 100 milyon TL karşılığı peşkeş çektiğini;
Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün banka hesabına sihirli eller tarafından aktarılan milyonlarca doları;
Kendi kendine elleriyle eden Ersan Saner’i, çeşit türlü yolsuzluğu unuttuk.
Unuttuk ama bu dönemdeki siyasal ahlaksızlığa eklenen toplumsal ve kişisel ahlaksızlığı unutmak zor olacak.
Mevcut başbakan odaklıdır bahsettiğim ahlaksızlıklar, siyasi, idari, mali ve ailevi ahlaksızlıklar.
Yerle bir edilmemiş değer bırakmayan, sınır tanımayan bir ahlaksızlık dalgasıyla karşı karşıyayız.
Yazının çıkış noktasında, konumuz olan toplumsal değerin mali yani İndira Gandi boyutunda memleketi çok fazla sınamış olan Serdar Denktaş’ın 29 Mayıs 2017 tarihinde Meclis’te söylediği veciz cümle var.
Oğlunun sahibi olduğu üniversiteye peşkeş çekilen devlet arazileri ayyuka çıkıp krize yol açınca şu veciz lafı milletin gözüne sokmuştu dönemin Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı.
Denktaş, üniversite izni konusunda gayrı yasal hiçbir şey olmadığını söyleyerek aynen meclis tutanaklarından aldığım şu cümleyi söylemişti:
“Ben şu an bakanım diye etik bir boyutu olabilir. Etik kısmını ben bir şekilde hallederim”
Bakan işin yasal olduğunu ama etik olmadığını söylemişti. Aslında, etik kelimesini kullanarak durumun düpedüz ahlaksızlık olduğunu itiraf etmişti.
***
Pek severdim Leman dergisinde yayınlanan iki resim arasındaki 7 fark yazılarını. Aşağıdakini de o dönemde kaleme almıştım.
Şimdi bakıyorum da günümüz ahlaksızlıklarının yanında gene bile normal kalmış o dönemde yaşanan “etiksizlikler”