InstagramKöşe Yazarlarımız

Üçüncü Uyruklu İşçiler ve Kölelik


Özgür Gazete tarafından gündeme getirilen “köle kampı” mevzusu gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.

Konunun kaba bir özet yaparsak; onlarca üçüncü uyruklu işçi danışmanlık adı altında faaliyet gösteren aracılar vasıtasıyla, Cypfruvex adına çalışma izinleri alınarak ülkeye getirilmiş.

Söz konusu aracılar, çeşitli vaatler vererek bu işçilerden yüksek meblağlarda para temin etmiş. İşçiler ya çok az çalışmış ya da hiç çalışmamış ve maaşlarını alamamışlar.

Buna mukabil Cypfruvex adına kayıtlı bulundukları için Sosyal Sigorta ödemeleri yapılmış veya alacak olarak kaydedilmiş.

İşçilerin barınma ve yiyecek ihtiyaçları ise insan sağlığına yakışmayacak derecede olumsuz koşullarda sürdürülmeye devam ediyor.

Dahası işçiler bu süreçte kendilerini dolandıran kişilerden şiddet görmüş ve görmeye de devam ettiklerini söylüyorlar.

***

Aslında yukarıda özetlenen durum yıllardan beridir devam eden uygulamaların, toplu olarak yaşanmasından başka bir şey değildir.

Yani yeni olan tek şey, kalabalık bir işçi grubunun hep birlikte bu sorunla yüzleşmiş olmasıdır.

Bağımsızlık Yolu olarak yıllardır üçüncü uyruklu işçilerin maruz kaldığı sıkıntıları, bu sıkıntıların nedenlerini ve çözüm önerilerimizi dile getiriyoruz.

Ancak gelmiş geçmiş tüm hükümetler döneminde bu pratik hiç değişmeden devam etti.

Geçmişte hükümette bulunmuş, hükümet kurmuş, Çalışma Bakanlığı’nı yönetmiş partiler; son yaşananlara dair zehir zemberek demeçler veriyor.

Ancak bu yaşananların kendi dönemlerinde de aynen var olması, bu sorunlara kalıcı ve yapısal bir çözüm bulmak için hiçbir şey yapmamış olmaları konusunda tek bir söz etmiyorlar.

***

Çalışma yaşamında yabancı uyruklu işçilere yönelik ayrımcılığın sona ermesi için ilk etapta atılması gereken adımları şu şekilde listeleyebiliriz:

1- Vatandaşlar arasında işsizlik makul bir oranın altına inene kadar, var olan çalışma izinlerinin yenilenmesi ve yatay geçişler dışında yeni çalışma izni verilmemelidir.

2- İşçilere iş, patronlara işçi temin eden kişi ve şirketler kapatılmalı, ilgili internet sayfalarına erişim yasağı getirilmeli, bu işlemleri yapanlar hakkında yasal işlem başlatılmalıdır.

3- Çalışma hayatı ile ilgili mevzuat önce İngilizce’ye ardından sırayla ülkede en çok istihdam edilmekte olan yabancı uyruklu işçilerin dillerinden başlayarak tüm dillere çevrilmelidir. Çalışma Bakanlığı başta olmak üzere işçilerin ihtiyaç duyacağı tüm devlet kurumlarında, tercüman istihdam edilmelidir.

4- Devlet kurumlarında yürürlükte olan ve Anayasa ile ILO Sözleşmeleri’ne aykırı tüm ayrımcı uygulamalar ortadan kaldırılmalıdır. Örneğin yabancı uyruklu işçilerin 2009 yılından beridir gasp edilmiş olan İhtiyat Sandığı hakkı geri verilmeli; Sosyal Sigortalar Dairesi’nin tahsil edip ödemediği “işsizlik sigortası” yabancı işçilere de sağlanmalıdır.

5- On ve üzeri çalışanı olan tüm işyerlerine, sendikasız işçi çalıştırma yasağı getirilmelidir.

***

Yukarıda sayılanları TDP ve CTP dahil hiçbir rejim partisi hayata geçiremez. Bugüne kadar hükümette bulundukları sürelerde de bu adımları hayata geçirmek konusunda hiçbir şey yapmadılar.

Zaten bugün devasa bir sorun olarak karşımıza çıkan olgu, on yılların birikimidir ve yaşananlarda tüm rejim partilerinin payı vardır.

Çalışma yaşamımızın genel olarak düzene girmesi, emekçilerin hak ve koşullarının insani düzeye yükselmesi göçmen işçilerin maruz kaldığı sömürü şartları devam ederken mümkün olamaz.

Rejim partileri ve mevcut sendikal bürokrasi, bu genel doğruyu görmezden gelmekte uzmanlaşmış durumdadır.

Oysa kamuda hızla gerilemekte olan hakların durumu da vatandaşların özel sektörde ağırlaşan çalışma koşulları da göçmen işçilerin sömürüsünden ayrı düşünülemez.

Bu durumda özel sektör emekçilerinin, göçmen işçileri de kapsayacak bir örgütlülük yakalaması ve sendikal mücadelenin örgütlenmesi dışında herhangi bir çıkış yolu yoktur.

Bağımsızlık Yolu’nun ısrarla çağrısını yaptığı; Sendikasız İşçi Çalıştırılmasının Yasaklanması kampanyasının başarılı olması durumunda; kurulacak sendikalar aracılığı ile bu vahşi sömürünün azaltılması için bir şans yaratılabilir.

Aksi takdirde, hangi kategoriye tabi olurlarsa olsunlar tüm emekçilerin hakları hızla gerilemeye devam edecektir.











Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu