Turizm ve Barış
Turizm, farklı coğrafyalardan değişik kültürlere sahip insanları bir araya getiren ve etkileşim yaratan çok önemli bir barış köprüsüdür.
Bizi biz yapan ülke değerlerimizi, daha fazla geç kalmadan, bozmadan, tüketmeden, kültürü ve doğayı yok etmeden, somut tedbirlerle koruyamıyoruz.
Sadece bugünü değil, yarını düşünen, geleceğe taşınacak tarih, kültür ver doğa değerleri yaşatacak, bir ülke için sürdürülebilir turizm hedeflerimiz olmalı!
27 Eylül Dünya Turizm Günü
27 Eylül Dünya Turizm Günü, 1980 senesinden itibaren, dünyanın turizm ülkelerinde her sene farklı bir tema ile kutlanıyor. Bu yılın teması; Turizm ve Barış…
Dünyanın turizm gelişim önceliklerinden ve ülkemizin başarılı/başarısız geçmiş turizm örneklerinden dersler çıkararak, planlı ve sürdürülebilir turizm ilkeleri ve somut turizm hedeflerinin kâğıt üzerinde kalmaması sağlanmalı.
En batıdan doğuya, turizm potansiyeli taşıyan bölgeler, kırsal turizm hedefiyle bir plan dahilinde markalaşmalı, tematik köyler sözde değil altyapısı ile oluşturulmalı.
“Yerel üret yerel tüket” felsefesiyle turizm ve tarım ilişkisi kurulmalı. Tarihsel ve kültürel mirasın korunması için bilirkişilerin katılımı ile etkin planlama yapılmalı.
Müze ve ören yerlerine büyük önem verilmeli, yeni kent ve tematik müzeler oluşturulmalı. Temiz enerji kullanımının adımları atılmalı.
Ekolojik denge ile çevrenin öncelikli olacağı ve yerel halkın yaşam kalitesini önemseyen, topluma dayalı bir model rehber olarak benimsenmeli.
Dijital pazarlama ağları ile ülkemizin somut ve soyut mirasları tanıtılmalı.
Geçmiş turizm deneyimlerinde yapılan hatalar, tekrarlanmamalı.
Plansız yapılaşma, taşıma kapasitesinin aşılması, sahil şeritlerinin korunmasızlığı, turizmi olumsuz etkileyen aşırı kitlesel ziyaretçinin yarattığı altyapıyı zorlayan kalabalıklaşma yerine nitelikli turist/turizm hedeflenmeli.
İmar planları ile korunan planlı bir turizm gelişimi benimsenmeli. Topluma dayalı halk odaklı kültür, tarih ve çevre dostu turizmin ülke için en uygun gelişim modelidir.
“Özel ilgi turizmi, yeşil turizm, köy turizmi, Kıbrıs mutfağı, yürüyüş yolları, kuş gözlem turları, su altı gözlem dalış turları, yavaş turizm, macera turizmi, eko turizm, agro turizm, sağlık turizmi, inanç turizmi gibi özel ilgi turizmi modellerinin bir plan dahilinde geliştirilmeli.
Ülkemizin geleceğinde planlı turizm çok önemlidir. Dünyanın birçok ülkesinde taşıma kapasitesinin aşılmasından dolayı, doğal alanlar ve biyolojik çeşitlilik tehlike altındadır.
Sahil şeritleri, kaya oluşumları, ormanlık alanlar, flora, fauna ve yerel kültür muhakkak surette kapsamlı çevre ve turizm planının bir parçası olmalıdır. Turizm sektör yasa ve tüzükleri birbirine uyumlu olmalıdır.
Turizmden sağlanan gelir, şeffaf ve denetlenebilir bir biçimde turizmin geliştirilmesi için kullanılmalıdır.
Tarihi alanların, kırsal bölgelerin, özgün mimariye sahip yerlerin, müze ve ören yerlerinin ve doğal alanların korunması, alt yapılarının güçlendirilmesi şarttır.
Turizm sektöründe çalışanların özel tedbirlerle meslekten koparılmaması ve nitelikli yerel işgücünün desteklenmesi oldukça önemlidir.
Turist rehberlerine özel önem verilmelidir.
Küçük aile işletmelerine, turizm eğitimi veren kurumlara, üreticilere, turizm emekçilerine, otel çalışanı, restorancı, turist taşıma, kiralık araba işletmecisi, yat işletmecisi, turist rehberi ve turizmle bağlantılı alın teri döken herkese bir bütün halinde değer verilmelidir…
Sürdürülebilir turizm ve çevre ayrılmaz ikilidir…
Dünyanın yükü çok ağır, çevre felaketleri ve küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için yerelden genele var gücümüzle savaşmalıyız…
Turizm kültürleri kaynaştırır. Planlı turizm ve seyahat, barış ve dostluğa büyük fayda sağlar.