Baba Kavanozu
Açık bir pencereden otuzlu yaşlarımın hafif çökmüş bedenine dokunan baharın cennet yeli, masamda duran en kırmızısından bir şarap, yüzümde uçuşan saçlarım ve uçuştukça saçlarımdaki aklarımın dansı, fonda Düşler Sokağı Sakinleri’nin dağılmadan önce radyo yayınları…
Bahar ile sevişenlerin nesli tükense de ben ısrarla bütün süpermarketlere rağmen küçük bakkal dükkanını kapatmayan esnaf gibi direniyorum. “Doksanlara özlem”dir belki de bu kim bilir…
Sokaklar sessiz ve bir o kadar da yıldızlarla dolu…
Sokakların yalnızlığı ve akşam sefalarının kokusu derinlerimde en güzel en saf ve en çocukça anılar barındıran iki müthiş zemheri bir sır.
Babam ben küçükken şehir dışında çalışırdı bu nedenle çalıştığı bölgede kalırdı evimiz uzak olduğu için…
Babasına aşık bir kız çocuğuydum o uzağa gittiğinde anneme çaktırmadan hep ağlardım sonra bir gün babamın geleceği güne kadar her akşam bir akşam sefası çiçeği koparıp kavanozun içine koydum.
Bu benim babamı beklerken geriye sayışımdı.
Babam gelene kadar her akşam usanmadan bir çiçek koyardım baba kavanozunun içine babam geldiğinde o kavanozu ona verirdim ama görmezdi bile çocukluk aklı hiç ilgilenmese de ben o her gittiğinde bunu hep yapardım.
İşte o gün keşfettim yanından geçip gittiğimiz akşam sefalarının kokusunu görmezden geldiğimiz basıp geçtiğimiz ot diye yolduğumuz bu çiçeğin kokusu ve kendisi çok değerli benim için.
O çiçek bana bir şeyleri beklemeyi beklemenin kutsallığını ve karşılıksız sevginin masumiyetini hatırlatır hep.
Lefke’de yaşam kimileri için sessizliği ve doğayı temsil etse de bana çocukluğumu yaşatan müthiş bir piyes sahnesi…
Hele de toprağa ve cana cemre düştüğünde yani Ahmet Arif’in de dediği gibi “dağlarına bahar gelmişse memleketimin değmeyin keyfime…”
Ağaçlar gelin oldu bahar geldi.
Umut ağaçlar gibi çiçek açtı, kırlangıcı gördüğüm an marteniçkamı da bağladım bir bahar dalına…
Gerçeğimizin yuva olduğu aşkın yakanızdan düşmediği, yârinizin zülüflerine karanfiller konduracağınız bir mevsim dilerim hepinize.
Sonrası mı?
Geçmişe, şimdiye ve geleceğe iyilik güzellik olsun. Akşam sefası biriktirecek kadar sevin birbirinizi.
Öperim hırpalanmış kalbinizden…
