Bukalemun ve CTP!

Son zamanlarda Kıbrıs adasında yaşananlar, adanın sosyal ve siyasi dinamiklerini köklü bir şekilde etkileyen ilginç bir gelişmeye sahne oldu.

İki ayaklılardan oluşan yeni bir yaratık türü, halk arasında “Bukalemun” olarak adlandırılan bir varlık olarak tanımlanmakta.

Bu yaratık hem şöyle bakıldığında eylemlere katılan hem de resmi açılışlar gibi devlet etkinliklerinde yer alan bir figür olarak dikkat çekiyor.

Özellikle “CTP” kısaltmasıyla anılan bu yaratık, Kıbrıs’ın siyasi ikliminde dönüm noktası olabilecek bir gelişim gibi görünüyor.

Bukalemun, doğada renk değiştirebilen bir sürüngen olarak bilinse de Kıbrıs Adası’nda bu terim yeni bir siyasi entiteyi temsil etme kapasitesine sahip bir figür haline geldi.

CTP, Kıbrıs Türk toplumunu temsil ettiği iddiasıyla ortaya çıkan ama aynı zamanda toplumdaki farklı grupların ve taleplerin, tatmin edilemeyecek kadar farklı bir yelpazede yer bulduğu bir yapılanma olarak belirebiliyor.

Renk değiştirebilen bir varlık olarak simgelenmesi, bu grupların değişken ve çoğu zaman tutarsız duruşlarını sembolize etmektedir.

CTP, eylemlere katılım göstererek toplumsal talepleri dile getirmek amacıyla hareket eden bir yapı haline geldi.

Ancak, burada dikkat çeken unsur, bu katılımın ne kadar samimi olduğu ve hangi çıkarlarla gerçekleştirildiğidir.

Bukalemun gibi, CTP de zaman zaman değişen renkleriyle, olay ve durumlara verdiği tepkileri sistematik olarak yönlendirmeye çalışıyor. Toplumun talepleri doğrultusunda bir mücadele yürütmek yerine, mevcut duruma uygun davranışlarla, kendini bu sahnede var etmeye çalışıyor.

CTP’nin bulunduğu siyasi konum, bir anlamda onu Kıbrıs Türk toplumu açısından önemli bir aktör haline getiriyor.

Ancak, bu aktörlük, eylemlerin yanı sıra resmi devlet etkinliklerine de katılmakla kendini gösteriyor.
Külliye açılışlarına katılması, adanın siyasi yapısındaki ikiyüzlülüğü ve iktidar ilişkilerini sorgulamaya açan bir durumdur.

CTP’nin, bu tür devlet etkinliklerinde görünür olması, toplumda birbiriyle çelişen mesajlar yaymakta ve halkın kafasını karıştırmaktadır.

Kıbrıs Adası, tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra, politik belirsizlikleri ve sosyo-kültürel çatışmaları ile de dikkat çekmektedir.

CTP gibi Bukalemun temsili yeni yaratıkların varlığı, mevcut siyasi iklimdeki çelişkili yapıları gözler önüne sererken, aynı zamanda kamuoyunu daha fazla birlik ve beraberlik arayışına yönlendiriyor.

Bukalemun türünün burada ne kadar süre var olacağı veya ne şekilde evrileceği ise toplumun ve siyasetin dinamiklerine bağlı olarak değişebilir.

Unutulmamalıdır ki, Kıbrıs Adası’nın geleceği, bu Bukalemunların ne şekilde yönetileceği, toplumun gerçek ihtiyaçlarına ne kadar duyarlı olunacağı ve adanın gerçek değerlerinin ne şekilde korunacağı ile doğrudan ilişkilidir.

Dolayısıyla, bu yaratıkların varlığı, sadece izlenmesi gereken bir fenomen değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi bir uyanışın tetikleyicisi olabilir.

Kıbrıs’ın geleceği için bu yaratıkların nerede durduğunu ve hangi renkleri seçeceğini görmek, hepimizin sorumluluğudur.