Gençler YazıyorInstagram

Kıbrıslı, Çözüm Türkiye’de Değil, Bunu Görmek İçin Kaç 20 Temmuz Daha Geçmeli?






Geçtiğimiz gün 20 Temmuz’u, onlara göre ‘Barış Harekatı’nı ‘kutlamak’ için, Türkiye’den gelen konuklarımız vardı adamızda.

TC Cumhurbaşkanı buradaydı, onun koalisyon partisinin başkanı, hatta ana muhalefet partisinin başkanı bile adamızdaydı.

Üçü de yan yana, ayni şeyi ‘kutlamak’ için buradaydı. Kıbrıslılar için acı dolu olan o günlerin başlangıcını.

Ülkemizin ikiye bölünmesini.

Her ne kadar “acıların bayramı olmaz,” desek bile, geldiler ve kutlamalarını yaptılar…

Neymiş efendim? Kıbrıs’a ‘barış’ı getirmişler…

Kıbrıs’ta kan dökülmesi, sayısızca canların kaybedilmesi, üstelik canlarını kaybeden insanlar arasında sadece Kıbrıslıların değil, Türkiye’de ailesini, çocuğunu bırakmış ve Kıbrıs’a gelmiş kendi vatandaşlarının da olması, insanların zorla köylerinden, evlerinden göç ettirilmesi ve Kıbrıslıtürklerin uluslararası tanınmayan bir yapı olan ‘kktc’ye hapsedilmesi onlar için ‘barış’ demekmiş, bu yüzden ‘kutlamak’ gerekliymiş…

Tüm bunların yanında Özgür Özel, buradaki ana muhalefet partisi CTP ile yaptığı ortak açıklamasında “adanın hepsini ilhak etmedik, bu yüzden bu operasyon bir ‘barış’ operasyonudur” diye bir beyanda bulundu.

Her açıdan oldukça trajikomik bir itiraf olduğunu söylemeliyim.

Sanırım ‘adanın hepsini ilhak etmedik’ demek ile ‘yarısını ilhak ettiklerini’ kastetmiş oluyorlar. Yani artık ‘işgalci’ olduklarını kendileri de kabul mu ediyor?

Onlar için iyi bir gelişme olabilir, en azından uluslararası hukukun kabul ettiğini konuşmaya başlamışlar…

Bunun yanı sıra, bu cümlesiyle, adanın ‘tümünü’ işgal etmedikleri için özellikle Kıbrıslırumların onlara müteşekkir olması gerektiklerini mi ima ediyorlar? Yani isteselerdi, Larnaka’yı, Limasol’u, Baf’ı da alabileceklerini mi söylüyorlar?

Kıbrıslırum kardeşlerimizin onlara karşı yaptığınız bu büyük ‘lütuftan’ dolayı Pazar ayinlerinde sizler için de birer mum dikmesini ister misiniz sayın Özel?

Tabi ki ben bu olanlara şaşırmıyorum.

TBMM’de “Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıl Dönümü” adıyla oylanan “Kıbrıs Türk Devleti’nin uluslararası toplumun bağımsız ve eşit egemen bir üyesi olarak hak ettiği yeri alması daha fazla tehir edilemez” tezkeresini Özel de kabul etmedi mi sonuçta?

Türkiye’nin muhalefet partisinin lideri olsa bile, dış politika konusunda iktidar partisinden farklı bir görüş benimsemiyor…

Evet, hiçbir Kıbrıslı’ya danışılmadan ‘kktc’nin adı da TBMM tarafından ‘Kıbrıs Türk Devleti’ olarak değiştirilmiş bu arada.

Bakın be, koskoca Kıbrıslıların iradesini yansıtan, ‘eşit egemenlik’ hak eden devlete bakın (!)

Üstelik tüm bunlar ‘birleşik federal Kıbrıs’ istediğini söyleyen partimiz CTP’nin yanında söylendi. Tufan Erhürman’ın tüm bu sözler karşısında nasıl hissettiğini çok merak ediyorum.

Ondan daha da fazla merak ettiğim şey, kendi görüşlerine zıt düşmesine rağmen neden Özel’in bu sözleri karşısında bir söz söylemediğidir aslında.

Neden çıkıp “Ben Kıbrıs’ta barıştan ve birleşmeden yanayım, TBMM’de oyladığınız ‘iki eşit egemen devlet’ tezini kabul etmiyorum” demedi?

Ben bilmiyorum, sizler biliyor musunuz?









Başa dön tuşu