KıbrısManşet

Erdoğan’ın açıklayacağı hiçbir şey bizim için ‘müjde’ olamaz




TC Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın, yarın Cumhuriyet Meclisi‘nde ne müjde(!) vereceğine kafa patlatmak, müjdenin içeriğine göre tavır alınacağı anlamına gelir, ki doğru olan yöntem bu değildir

Peki bizim asıl düşüneceğimiz şey müjdenin içeriği midir?

Dünyanın hiç bir yerinde bir ülkenin devlet başkanının, başka bir ülkenin meclisinde yapacağı konuşmada, o toplumu ilgilendiren bir ‘müjde’ vereceğini duyamazsınız.

Çünkü eğer birbirinden farklı 2 devletten bahsediyorsanız, bu diğer devletin içişlerine karışmak, müdahale etmek anlamına gelir.

Zaten hiçbir devlet başkanı da böyle bir diplomatik saygısızlığa ve aslında problem yaratacak bir harekete yeltenmez.

Peki bu bizim ülkemizde nasıl oluyor?

Bunu açıklamadan önce şunu da söyleyelim; Erdoğan’ın “KKTC Meclisi’nde açıklayacağım” dediği ‘müjde’den iktidar edenlerin de haberi yok.

Yani UBP cenahı ve özellikle AKP tarafından atanmış olan Başbakan makamındaki Ersan Saner ve yine müdahalelerle seçim kazandırılan Cumhurbaşkanı makamındaki Ersin Tatar da Erdoğan’ın ne açıklayacağını bilmiyor, bilemiyor.

Sormaya da cesaret edemiyor.

Azınlık Hükümeti bir proje ortaya koydu ve bunu hayata geçirmek için TC hükümetinden yardım istedi ve Erdoğan bununla ilgili olumlu bir açıklama yapacak desek o da değil.

Zira Azınlık iktidarı ve Tatar’ın herhangi bir proje vizyonu ya da fikri de basına yansımadı.

Geriye tek ihtimal kalıyor; o da Kıbrıs’ın kuzeyinde bir alt yönetim olduğu gerçeği.

Cumhurbaşkanlığı’nın Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ayar verme çabası

Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanlığı’nın Kıbrıs Cumhuriyetine ayar vermek için, “Türkiye Cumhuriyeti’ni değil Kıbrıs Türk tarafını, KKTC’yi muhatap alacaksınız. Bunu yapmadığınız için bu sorun çözülmüyor” hamasetinde olduğu gibi, muhatap alınacak bir KKTC falan yok ortada.

Bizimkilere, “Siz egemen eşit bir devletiniz” gazı öyle bir verilmiş ki, Türkiye’den icazet almadan adım atamadıkları ve güneyin de bu kabak gibi ortada duran gerçeği gördüğünü bildikleri halde, güneyin kendilerini muhatap alması gerektiğini söyleyebiliyorlar.

Anastasiadis haklı, senin bir görüşün bir politikan mı var Sn. Tatar?

Seni neden ciddi bir muhatap olarak kabul etsin?

Erdoğan’ın açıklayacağı hiçbir şey bizim için ‘müjde’ değildir

Gelelim Erdoğan’ın açıklaması muhtemel müjdelerine.

Elbette, kendi ülkesinde faşizan bir rejimi benimseyen, Türkiye halklarının özgürlüklerine ve yaşam tarzlarına müdahale eden, ekonomiyi çıkmaz bir hale getiren, bunlar yetmezmiş gibi komşularının hepsiyle kavga eden, oradaki terörist gruplara silah gönderen, neredeyse nefret dili ile konuşmadığı hiçbir coğrafya, zümre ve grup olmayan Erdoğan’ın bizimle ilgili açıklayacağı hiçbir şey bize ‘müjde’ olamaz.

Ülkelerde toplumlara müjdeleri kendi yönetimleri ve yetkilileri açıklar.

Başka ülkelerin devlet başkanları değil.

Dolayısıyla, KKTC denilerek, bu topluma en büyük kötülüğü yapmak için, sonuçsuz kalacağı bilinen ve sadece Türkiye’nin çıkarlarına hizmet eden bir çabayla devletleştirilmeye çalışılan Kıbrıs’ın kuzeyi, Türkiye’nin alt yönetimidir.

Arka bahçesi, çöplüğüdür.

Burada Erdoğan tarafından söylenecek hiç bir şey bize müjde değildir.

O yüzden tahmin yürütmek, kafa patlatmak bir o kadar nafile çabadır.

Sorulacak tek şey şudur;

Erdoğan, Belçika, Fransa, Azerbaycan gibi herhangi bir ülkenin meclisinde konuşma yapmaya davet edilse bile (ki bu bile çok ihtimal dahilinde değil) orada oranın toplumuna ‘Size bir müjde açıklayacağım’ diyebilir miydi?

Bu sorunun cevabı size Kıbrıs’ın kuzeyinin, KKTC mi yoksa bir işgal bölgesi ve alt yönetim mi olduğunun cevabını rahatlıkla verecektir.

Özgür Gazete/Özgür Yorum









Başa dön tuşu