Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği (KTEB) Başkanı Dr. Umut Öksüz, ilaç sıkıntısında bu saatten sonra çözümün ‘ek bütçe‘ olduğunu söyleyerek, hükümet ve Bakanlığın bu konuda kendilerini muhatap almaları gerektiğini aksi halde havanda su dövmeye devam edeceğini vurguladı
Öksüz: Türkiye’de ilaca gelen yüzde 37.43’lük zam ilaç üretici firmaları tatmin etmedi
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Öksüz, son iki gündür yetkililer tarafından ülkede devletin tedarik ettiği ilaçlarda yaşanan sıkıntı ve özel eczaneleri ilgilendiren konuların basında yer aldığına işaret ederek, çok kez dile getirdim bir konuyu tekrar hatırlatmak zorunda olduğunu belirtti.
Türkiye’de ilaca gelen yüzde 37.43’lük zammın Türkiye’deki ilaç üretici firmalarını, maliyetlerindeki giderlerinin döviz endeksli olmasından dolayı tatmin etmediğini belirten Öksüz, bundan dolayı ilaç firmalarının TC iç piyasasına tam anlamıyla ilaç vermediğini ya da veremediğini söyledi.
“Yine ihracat yasağı kapsamında yer alacak ve ciddi kalem ilaçların eksikliği boy gösterecektir”
Öksüz, “Bunun sonucunda ise tahmini 3-4 ay içerisinde, ‘yurt dışı piyasası’ olduğumuzdan, yine ihracat yasağı kapsamı içerisinde yer alacak ve ciddi kalem ilaçların eksikliği yine ülkemizde boy gösterecektir” dedi.
Bu konu ile ilgili yaptıkları görüşmelerden herhangi bir geri dönüş almadıklarını özellikle belirten Öksüz, ‘KKTC’nin Türkiye tarafından ihracat yasağı kapsamından çıkarıldığına dair bir bilginin de Sağlık Bakanlığı tarafından kendilerine iletilmediğinin altını çizdi.
“Sürekli duyduğumuz ‘2-3 hafta içerisinde ilaç sıkıntısı kalmayacaktır’ cümlesini Haziran ayından sonra da bolca duyacağız”
Farklı tarihlerde olmak üzere, hükümet tarafından 7 ya da 8. kez tekrarlanan, “2-3 hafta içerisinde ilaç sıkıntısı kalmayacaktır” cümlesinin, ne yazık ki her zamanki gibi gerçeği yansıtmadığını, İlaç ve Eczacılık Dairesi‘nin ilaç tedariği için aylarca bütçenin geçmesini beklediğini belirten Öksüz, bütçe geçtikten sonra da ihalenin seçim yasaklarına takılacağından, daire yetkililerinin YSK’dan yasalara uygun bir şekilde seçim yasaklarına takılmamak için canla başla uğraşarak izin aldığını hatırlattı.
Öksüz, “Bütçe görüşmeleri sonunda ise ihaleler için sadece ve sadece aktarılan kaynak 120 milyon TL oldu. Aktarılan bütçe bugünün şartlarında sadece geçici süreliğine yeterli olacaktır. Kısacası, sürekli duyduğumuz “2-3 hafta içerisinde ilaç sıkıntısı kalmayacaktır” cümlesini yüksek ihtimal Haziran ayından sonra yine bolca duyacağız” dedi.
“Bakanlık atacağı her adımda bizleri muhatap almak zorundadır, aksi halde havanda su dövmeye devam edecek”
Bu saatten sonraki çözümün ‘ek bütçe’ olduğunu söyleyen Öksüz, öte yandan bugün Bakanlığın, sağlıktaki e-devlet modülünü hayata geçirmek için ihaleyi kazanan Türkiye’deki firmanın yetkilileri ile Lefkoşa’da görüşme gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Öksüz, “Görüşmede, özel eczaneleri kapsayan modül görüşüldü ve konular tartışıldı. Hedefleri ise özel eczaneleri de içine alacak olan modülü 15 ay içerisinde hayata geçirmek olduğunu dile getirdi. Fakat yılmadan,usanmadan ve de bıkmadan dile getireceğim; Sağlık Bakanlığı ‘çökmüş’ bir sağlık yapısına mevcut olduğundan ve de sektörümüzün sorunlarına siyaset yapmadan, samimice çözüm bulmadığından dolayı,
ülkemizdeki tüm ilaç ve ecza konularında atacağı herhangi bir adımda ilk olarak bizleri de artık muhatap almak zorundadır. Masa başında bizlerin de görüş ve düşünceleri artık alınmalıdır. Aksi halde her zaman olduğu gibi havanda su dövmeye devam edecek, tüm bunların yükünü ve de cefasını suçsuz günahsız vatandaş çekmeye devam edecektir” dedi.
“Sonuç? Ülkenin mevcut sağlık yapısına bakın; size cevabı veriyor”
Öksüz sözlerini şöyle sürdürdü;
“Öte yandan, Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği (Değişiklik) Yasa Tasarısı‘nı artık hayata geçirilmelidir!
Aksi halde mevcut yapıda denetim mekanizması çalışmadığından, 15 ay içerisinde hayata geçirilmesi planlanan herhangi bir çalışma, kısa vadede çökecektir ve de tamamen geçmişteki ilaç takip sisteminin hayata geçmesi için vatandaşın vergisiyle binlerce dolar harcanıp, hiç kullanılmayan bir sistem haline dönüşecektir.
Tüm sağlık bakanlarının yüzlerine karşı sayısız kez dile getirdik. Biz hazırız dedik. Biz sizinle çalışmaya varız dedik. Sizlere yardım edelim dedik. Bu eczacıya zerre sahip çıkmamanıza rağmen, bu eczacı her daim gönüllü görev almaya taliptir dedik. Peki Sonuç? Ülkenin mevcut sağlık yapısına bakın; size cevabı veriyor”