Oxford Üniversitesi’nden bilim insanları araştırdı
Oxford Üniversitesi’nden bilim insanları iki metrelik sosyal mesafe kuralının ‘modası geçmiş bilime dayandığını’ ve barlar ve kulüpler gibi yüksek riskli bölgelerde yeterli olmadığını açıkladı.
Araştırmacılar, sosyal mesafe uygulamasının farklı riskler taşıyan alanlara göre yeniden uyarlanmasını ve yüksek riskli alanlarda yüz yüze konuşmama ve araya bariyer çekme gibi ek tedbirler önerdi.
İngiltere’de Oxford Üniversitesi’nden Doktor Nicholas Jones ve meslektaşları, 2 metre sosyal mesafe kuralının 100 yıl öncesine kadar uzanan çalışmalardan üretildiğini ve günümüzün toplumsal yaşamı için yetersiz olduğunu açıkladı. Araştırmacılar, bunun yerine, bir yerin ne kadar ‘riskli’ olduğuna bağlı bir derecelendirme sistemi olması gerektiğini ve buna uygun davranılması gerektiğini ifade etti.
Bilim insanları, corona virüs taşıyan damlacıkların öksürük veya hapşırığın ardından ne kadar uzağa yayılabileceğinin çevrelerindeki ortama bağlı olduğunu gösterdiğini söyledi.
Barlarda ek tedbirler olmalı, parklarda gevşetilmeli
Bilim insanları, havalandırması yetersiz ve insanların müziğin sesini bastırmak için bağırmak zorunda olduğu bar, gece kulubü ya da restoran gibi alanların yüksek riskli olduğunu ve bu alanlarda sosyal mesafeye yönelik ek tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi. Ek tedbirler, birbiriyle yüz yüze konuşmaması, araya bariyer eklenmesi ve sürekli maske takmak gibi uygulamaları içeriyor. Ancak parklar gibi düşük riskli olduğu düşünülen yerlerde kurallar gevşeyebilir, ve bu da ‘potansiyel olarak sosyal ve ekonomik yaşamın bazı yönlerinde normalliğe dönüşü mümkün kılabilir.
1897’deki araştırmaya dayanıyor
Doktor Jones, iki metre kuralının 1897 yılına kadar izlenebileceğini ve 20 yüzyılın başında bir dizi çalışma tarafından desteklendiğini, bu erken çalışmaların sınırlamalarına rağmen, şimdi iki metre mesafe kuralının hala kullandığını söyledi.
“DSÖ düşük kaliteli veri kullanıyor”
Çalışmada, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Covid-19 yayılmasını sınırlamak için bir metre veya daha fazla kuralı destekleyen inceleme komisyonuna dikkat çekildi. Alınanan kararın daha az bulaşıcı olan corona virüsler olan SARS ve MERS’den gelen verilere dayandığı aktarıldı. Diğer taraftan, farklı bilim insanları daha önce DSÖ incelemesinin ‘düşük kaliteli’ verileri kullandığını açıklamıştı.
Bununla birlikte, DSÖ’ye göre solunum damlacıkları Covid-19 bulaşmasının ana yolu. Bu tip yayılmada büyük damlacıklar yere düşmeden önce yalnızca kısa mesafeler kat ederler, bu nedenle insanlar arasında önerilen ‘güvenli sosyal mesafe’ iki metredir.
Aerosol tipi yayılma tartışması
Ancak, Doktor Jones ve bir grup bilim insanına göre corona virüs aerosol tipi yayılıyor ve havada uzun süre kalıyor. Aerosoller, damlacılardan çok daha küçük ve 8 metreye kadar yayılabiliyor.
Öte yandan, Covid-19’un aerosol tipi yayılımını henz kanıtlanmadı, ancak araştırmacılar ortaya çokna vakalara bakarak bunun mümkün olabileceğini döylüyor. DSÖ tarafından şu anda bu çalışmalar gözden geçiriliyor.
Dr Jones ve meslektaşları, iki metrelik kuralın büyük damlacıklar veya tek başına yayılan küçük hava damlacıklarıyla viral aktarıma dayandığını söyledi. Buna göre, spor salonu gibi kapalı bir alandaki öksürme, hapşırma, konuşma, şarkı söyleme veya nefes nefese kalmanın verdiği soluktaki viral yük hesaba katılmıyor.