Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), kış mevsiminde artış yaşanan solunum yolu enfeksiyonları ile ilgili açıklama yaptı. ‘Domuz Gribi‘ olarak bilinen Influenza A- H1N1 grip türünün, yeni bir salgına dönüşme ihtimali üzerine yazılan iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi
KTTB: PCR işlemi uygulamadan, hastalara ‘’Domuz Gribi’’ tanısı koymak doğru değildir
KTTB Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, solunum yolu enfeksiyonlarının her kış döneminde arttığına ve bunun yeni bir salgına işaret etmediğine dikkat çekildi. ‘Her grip domuz gribi değildir’ denilen açıklamada; grip türleri hakkında bilgi verildi.
Birtakım sağlık kuruluşları ve hekimlerin PCR işlemi uygulamadan sadece antijen testleri ile hastalara ‘’Domuz Gribi’’ tanısı bildirdiklerini gözlemlediklerini ve bunun doğru olmadığını belirten KTTB, solunum yolu enfeksiyonlarının tanı süreçlerine ilişkin geniş çaplı bilimsel açıklamalar ortaya koydu.
“Kış mevsiminde, solunum yolu enfeksiyonlarında doğal bir artış yaşanıyor”
KTTB’den yapılan açıklama şöyle:
“Son zamanlarda kış mevsimi dolayısıyla beklenen bir şekilde artan solunum yolu hastalıkları ile ilgili bilgi paylaşımına devam ediyoruz. Yerel bir gazete talebi üzerine, tarafımızdan toplumu aydınlatmak adına yapılan açıklama ve bilgi paylaşımlarımız yayınlanmıştır. Fakat kuruluş amaçlarından birisi halk sağlığını korumak olan bir meslek örgütü olarak bir konunun altını çizmemiz gerekir.
Haberde yayınlanan bilgiler ve ifadeler, tarafımızdan ilgili gazeteye iletilen bilgilerden farklıdır. Haber içeriğindeki bilginin düzeltilmesi için ilgili gazete ile irtibata geçilmiş olup, şimdiye kadar olumlu veya olumsuz bir yanıt alınamamıştır.
Toplumun güvenilir ve bilimsel bilgiye ulaşımını sağlamak adına kış mevsiminde artış yaşanan solunum yolu enfeksiyonları ile ilgili açıklama yapmayı gerekli gördük. Her yıl kış mevsiminde solunum yolu enfeksiyonlarının arttığı bilinmektedir. Özellikle risk gruplarında bazı solunum yolu virüsleri önemli risk oluşturmaktadır.
“Domuz Gribi olarak bilinen Influenza A – H1N1 türünün toplum içi yayılımı son derece düşüktür”
Bunların başında İnfluenza virüsleri, Respiratuar Sinsityal Virus ve Corona virüsleri salgın niteliği kazanabilmesi yönünden önemlidir. PCR yöntemleri ile tiplendirilme yapılarak toplumda baskın görülen türler belirlenmektedir. Kıbrıs’ın kuzeyinde de benzer şekilde solunum yolu enfeksiyonları mevsim değişiklikleri ile birlikte beklenen artışta izlenmekte olup toplum içi dolaşan türlerin tespit çalışmaları devam etmektedir.
Bu noktada birtakım sağlık kuruluşları ve hekimlerin PCR işlemi uygulamadan sadece antijen testleri ile hastalara ‘’Domuz Gribi’’ tanısı bildirdiklerini gözlemlemekteyiz. Domuz gribi salgını olduğunu ima eden bir haber ve yanlış yönlendirme ile halkımızda ‘’Domuz Gribi Salgını’’ paniği oluşacağı kaygısı içerisindeyiz.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde yapılan tiplendirme çalışmalarında Domuz Gribi olarak bilinen İnfluenza A H1N1 türünün toplum içi yayılımı son derece düşüktür. Baskın tür tespit çalışmaları halen devam etmektedir. Avrupa’da Kasım ayında yayınlanan raporda baskın İnflunza A türünün H3N2 olduğu belirtilmiştir. Domuz gribi olarak bilinen H1N1 türünün sıklığının önceki yıllara oranla %35 oranında daha az olduğu ifade edilmiştir.
“Hızlı antijen testleri ile “Domuz Gribi” tanılarının bildirimi yanlıştır, bundan kaçınılmalı”
Antijen testleri ile sadece İnfluenza A veya B virüsünün varlığının tanısı konulabilmektedir. Tiplendirme işlemi sadece PCR işlemi ile yapılabilmektedir. Bu nedenle hızlı antijen testleri ile “Domuz Gribi” tanılarının bildirimi yanlış bir ifade olup halkı yanlış yönlendirmeye neden olacağı açıktır. Bu yaklaşımlardan kaçınılması gerekmektedir.
Doğru ifade olarak ‘’influenza virüsü A/B’’ veya ‘’Grip virüsü’’ kullanılması önerilmektedir. İnfluenza virüsü önemli bir solunum yolu enfeksiyonu etkeni olmasına rağmen, aşılı kişilerde mortalite-morbidite oranlarının düştüğü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. 5 yaş altı, özellikle 2 yaş altı çocuklar, 65 yaş üstü, evde bakım yapan kişiler, hamile ve hamilelik planı olanlar, savunma sistemi yetersiz olanlar, kalp, böbrek, karaciğer, diyabet, astım vb. kronik hastalığı olanlar, vücut kitle indeksi 40 üstü olan obezler ağır enfeksiyon açısından risk altındadırlar.
“Sağlık Bakanlığı toplumu doğru terminoloji ile bilgilendirmeli ve oluşan bilgi kirliliğini önlemeli”
İnfluenza; burun, boğaz ve akciğerde enfeksiyona neden olur. Grip başlangıcında burun akıntısı, hapşırma ve boğaz ağrısı ile başlayıp ilerleyebilir. Ateş, kas ağrısı, titreme, terleme, baş ağrısı, öksürük, nefes darlığı, gözlerde kızarıklık gibi semptomlar gelişebilir. Morarma, aşırı sıvı kaybı, göğüs ağrısı, baş dönmesi, havale geçirme, nefes almada zorlanma olması halinde mutlaka acile başvurulmalıdır. Semptomu olan risk grubu kişilere hekim tarafından verilecek anti-viral tedavi ile semptom süresi ve ağır enfeksiyon önlenebilmektedir.
Diğer benzer solunum yolu viral enfeksiyonlarında olduğu gibi kalabalık ortamlarda maske kullanımı, kişisel mesafenin korunması ve el hijyeninin sağlanması en temel korunma yöntemleridir. Ayrıca semptomu olan ve tanı almış kişilerin kendilerini izole etmesi hem sevdiklerini ve toplumu koruma açısından oldukça önemlidir.
Sağlık Bakanlığı süveyans verilerinin düzenli olarak kamuoyu ile paylaşmasının ve sağlık kuruluşları ile hekimlerin hastaları ve toplumu doğru terminoloji ile bilgilendirmelerinin, oluşan bilgi kirliliğinin önlemesi açısından son derece önemli olduğu görüşündeyiz.
Yeni yıla gireceğimiz önümüzdeki günlerde de, solunum yolu enfeksiyonu olanların toplu yerlere gitmemesi, kendilerini izole etmeleri ve mümkün olduğu kadar az kalabalık eğlencelerin tercih edilmesini önermekteyiz. Sağlıklı, mutlu, huzurlu ve barış dolu bir 2023 dileriz!”