Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-tek) akaryakıt alımlarının “rant sahası” olduğuna vurgu yaparak, hükümetin şimdi hangi yüz ile yetki istediğini sordu
KTEZO: Gün ışığında karanlığı gördük
Yazılı açıklama yapan KTEZO, elektrik kesintilerine işaret ederek, gün ışığında karanlık yaşandığını söyleyerek, “Kötünün kötüsü var derdik, bir kez daha bunu gördük” ifadelerini kullandı.
Açıklamada, “Elektrik ve su temini ile ilgili olarak Kamu İhale Yasası’nda değişiklik yapılmak isteniyor. Başlangıçtaki haliyle hükümete ihalesiz 20 yıl gibi uzun süre inisiyatif veren değişiklik daha sonra 15 yıla düşürülerek Meclis’e sevk edildi. Bilmeyen de hükümetlerin elinde inisiyatif yok sanacak” denildi.
“Kimse parmağının arkasına saklanmasın”
Açıklama şöyle devam etti;
“Toplumun elektrik ihtiyacını ve elektrik arz güvenliğini karşılamakla ilgili olarak hükümet çevrelerinin önünde engeller mi vardı? Yatırım yapma, akar yakıt temini konusunda birileri mi tutuyordu kendilerini? Hakikaten bu yasa önerisini yaparken mesele ne idi? Neredeydi?
Bu noktadan sonra kimse parmağının arkasına saklanmaya kalkışmasın. Yapılan bu öneri ile bütün niyetler ortaya çıktı. Meclis’e getirilen Kamu İhale Yasası’ndaki değişiklik ile güç ve çıkar odaklarına sağlanan ve sağlanmakta olan ayrıcalıklar ve vurgunlar devam ettirilmek isteniyor. Yoksa hükümetlerin ömürlerinin kat ve kat çok üstünde olan 15 yıl gibi bir süre için bir hükümet neden inisiyatif istesin?
“Gözümüzün içine baka baka bu noktaya getirildi”
Özellikle elektrik ile ilgili olarak uzun bir zamandır bin bir oyunun tezgahlanmakta olduğu çoktan açığa çıkmıştı. Pis kokular her yerden gelmeye başlamış, kirlilik paçaları sarmış yükselişe geçmişti. Merak edilen olayın ne zaman patlak vereceğiydi.
O zaman bu zamandı.
Gözümüzün içine baka baka bu noktaya getirildi.
Elektrik arz ve güvenliği için yapılacak işler yıllardır önümüzde dururken, bile bile oynanmayan oyun bırakılmadı. Yatırım ihtiyacı tüm hükümetler tarafından kabul gördüğü halde yapılmadı, yaptırılmadı.
Yıllardır ve defalarca yakıtla ilgili çıkılan ihaleler sonuçlanmadı, sonuçlandırılmadı.
“Kıb-tek ve elektrik ülkenin ‘Rant oyun sahası‘ oldu”
Kriz ve sıkıntılı anlarda hükümetlerin elektik üretimi için yakıt alımı yetkisi olduğu halde, yakıt depoları dibi görmeden hiç bir adım atılmadı, attırılmadı. Hem da defalarca…
Hatta ülke çoğu zaman bu sebeple yakıtsız da bırakıldı. Herhangi bir sebep yokken de kriz ve sıkıntı yaratıldı.
Bütün bunlar olup biterken bakanların biri gitti diğeri geldi. Bu yüzden hükümetler bozuldu hükümetler kuruldu. Kıb-tek otoritesi elden ele Bakan değiştirdi.
Gün geldi dünyada hiç görülmemiş uygulamalar ile tankerlerle Türkiye’den, AKSA’dan milyonlar harcanarak yakıt getirildi. Yetmediği yerde Güney’e başka konularda burun kıvıranlar iki katına elektrik almaktan hiç çekinmedi. Yani kısacası Kıb-tek ve elektrik ülkenin ‘Rant oyun sahası‘ oldu.
Bütün bunlar olup biterken, ucu bucağı olmayan vicdansızlıkların sonucu olarak elektrik kesintileri aldı başını gitti. Alım gücüne oranla elektrik maliyeti esnafın, üreticinin ve tüketicinin kabusu oldu. Kıb-tek’in borç yükü artırıldıkça artırıldı.
Sayıştay dahi raporları ile bunu ortaya koymak zorunda kaldı.
Daha fazla sözü uzatmanın anlamı kalmadı.
Şimdi hangi yüz ile yetki isteniyor?
Elinde her türlü inisiyatif ve olanak olduğu halde bu kadar zaman bunu kötü kullananlar; şu anda daha fazla neyin yetkisini istiyor?
Hem de kendi hükümet etme ömürleri dışında, yeni gelecek hükümeti de bağlayacak bir yöntemle bunu yapmak istiyorlar.
“Aptal değiliz”
Bu kadarı da gerçekten fazla! Elektrik ve su gibi temel ihtiyaç ve üretim için temel girdi olan iki stratejik üründen söz ediyoruz.
Şakası yok. Azıcık vicdan çağrısı yaparken, tüm toplumsal muhalefeti de azami duyarlılık ve dayanışmaya davet ediyoruz.
Bütün dünya fuel oil gibi zararlı yakıtlardan kaçmaya çalışırken ve büyük ölçüde de uzaklaşmışken, bile bile bunu 15 yıl devam ettirmek için yasa teklifi sunanlar titresin ve kendine gelsin. Aptal değiliz.
Belli ki birileri bütün gemileri ve limanları yaktı. Gidecek yerleri kalmadı.
Kötünün kötüsü var derdik, bir kez daha bunu gördük.
Dur demezsek de sonu olmayacak”