Savcı Mahkemede, El-sen’e karşı savunmasını CTP üzerinden yaptı
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası‘nın (El-sen), “Anayasa’ya aykırı” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi‘ne taşıdığı, kamuoyunda “AKSA’ya peşkeş yasası” olarak bilinen Kamu İhale Yasası‘nda AKSA’ya özel yapılan değişiklikle ilgili davanın ilk görüşmesi geçtiğimiz hafta içinde yapıldı.
Basında çok kısa şekilde “Karar süresiz ertelendi” şeklinde verilen haber, aslında yaklaşık 2 buçuk saat süren duruşmanın sadece sonucuydu.
Ama Özgür Gazete‘den Kadir Sidal’ın da takip ettiği duruşmada devleti temsil eden Savcı’nın sözleri yadsınabilecek gibi değil.
***
El-sen davada, yasada yapılan değişikliğin Anayasa’ya aykırı olduğunu ve iptalini talep etmiş, davanın avukatı Serkan Mesutoğlu da “Yasa değişikliğinin kişi çıkarları güdülerek yapıldığı düşüncesindeyiz. Sendika bu düşünceye durduk yere varmadı” ifadelerini kullanmıştı.
İlk duruşmanın ardından Mesutoğlu, “Bakanların ve hükümetteki diğer yetkililerin basına verdiği demeçlerde ortaya çıkan beyanlarla hareket ettik. Düşünce ve argümanlarımızı Mahkemeye aktardık. Tarafları dinleyen Mahkeme, karar vermek üzere davayı süresiz olarak erteledi” demişti.
Peki El-sen’in davayı neden açtığı, hangi argümanları öne sürdüğü basında yer alırken, Savcı’nın bu iddialara savunması nasıl olmuştu? Bunu neden göremedik haberlerde?
***
El-sen, hükümet yetkililerinin basında yaptığı açıklamalarda; sadece AKSA ile 15 yıllık sözleşme imzalamak istediklerine dair ifadelerine yer vererek iddialar ortaya koyarken, Savcı da Meclis’te CTP ve UBP arasındaki konuşmalara atıfta bulunarak savunma yaptı.
Savcı Mahkemede, “Meclis’te milletvekillerinin yaptıkları tartışmaların hiçbirinde Anayasa’ya aykırılık konuşulmadı. Bütün tartışma; ‘Teknecik Elektrik Santrali’ne kim yatırım yapmıştı, yapmamıştı’ şeklindeydi. CTP ‘ben yatırım yaptım’ dedi, UBP ‘biz de yaparız’ dedi, o kadar” ifadelerini kullandı.
Savcı, tartışmaların Anayasa’ya aykırılık şeklinde yapılmadığını defalarca vurguladı.
CTP’nin bu tartışmalarda, “AKSA ile olan sözleşme, opsiyon kullanılarak 3 sene daha uzatılsın, yatırım yapalım” dediğini söyleyen Savcı, “Arada enterkonnekte adı da geçti ve iktidar da muhalefet de buna karşı değil zaten” dedi.
Bunlar Mahkemede Savcı’nın ağzından çıkan cümleler, ne bir eksik ne bir fazla. Mahkeme tutanaklarında da vardır zaten.
***
Savcı’nın El-sen davasına karşı yaptığı en net savunma ise her eleştirildiğinde kendisini eleştiren herkesi “CTP’ye düşmanlık” yapmakla, hatta “çıkar kovalamakla” suçlayan muhalefet çevrelerinin kulağına küpe olacak cinstendi.
Savcı El-sen’e, “Meclis’te bu yasayla ilgili tartışmalar sadece bu sözler üzerinden yürüyor. Yani yasa değişikliğinin Anayasa’ya aykırılığı tartışması değil. Kıb-tek ile ilgili hepimizin bir görüşü var tabi. Ancak karar verecek olan Meclis’teki seçilmiş iradedir. Hepimizin bunu kabul etmesi gerekir. Zaten Anayasa’ya aykırılık olsaydı, muhalefet bunu Anayasa Mahkemesi’ne taşırdı. Onlar bile taşımazken, sendikanın taşıması anlamlı değil. Üstelik bu durum sendikayı ve üyeleri direkt etkilemiyor. Eğer buna müsaade edilirse, her sendikanın her karar için Anayasa’ya aykırı diye başvurmasının önü açılır” savunması yaptı.
Evet, Savcı aynen böyle dedi. Yani “Anayasa’ya aykırılık olsaydı, CTP zaten başvururdu, o bile başvurmamışken sendikaya ne oluyor?” demeye getirdi.
Savcı, CTP’nin de Anayasa Mahkemesi’ne başvurmamasına dayanarak bizzat Mahkemede, “Bizim iddiamız; değişiklik yapılan bu madde Anayasa aykırı değildir. Birinci şart yerine gelmiştir” dedi.
***
Anayasa Mahkemesi Başkanı Narin Ferdi Şefik burada bir cümle kurdu ve Savcı’ya; “Davacının iddiası, bu yasa geçirilirken Meclis’teki tüm argümanlar ve hükümet yetkililerinin basında yer alan ifadelerinin; sadece AKSA üzerine olduğudur” dedi.
Savcı’nın cevabı ise; “Meclis’te 17 Nisan 2023’de yapılan oturumunda oy çokluğu ile alınan karar, Anayasa ile değil Meclis İç Tüzüğü ile alakalıdır. Burada İç Tüzük’le ilgili bir sıkıntı olmadığı gibi, Anayasa’nın aradığı yeter sayısı da vardır. Dava konusu değişiklik Genel Kurul’da gayet etkin şekilde tartışıldı ve öyle yasalaştı” şeklinde oldu.
***
Hatırlarsınız; El-sen bu yasaya karşı günlerce sokaklarda eylem yapmış, Meclis’in kapıları bir kez daha kırılmış, gece gündüz grev devam etmiş, hükümetin saboteleriyle ülke günlerce karanlıkta kalmış, yandaş medya yaşananlardan El-sen’i sorumlu tutan ve halkı kışkırtan haberlerle sürece dahil olmuştu.
O günlerde de El-sen’in ciddi bir yalnızlığa itildiğine dair haberlerimizi yapmış, muhalif çevreleri de uyandırmıştık.
Son gün ise Teknecik’te yapılan ve eylemin sonlandırıldığı duyurulan o basın açıklaması öncesi; CTP kendi Genel Merkezi’nde kendisi dışında hiçbir siyasi partiyi davet etmediği bir sözde “ortak akıl” toplantısı yapmıştı konuyla ilgili.
Bırakın siyasi partileri davet etmeyi, CTP adeta Elçiliğin güdümünde olan sermaye kesiminin örgütlü olduğu odaları toplantıya davet edip, “halk adına” çare aradığını iddia etmişti.
O toplantıya El-sen de çağırılmış ve akşamına da ülkenin en büyük eylemlerinden biri sonlandırılmıştı.
***
Teknecik’te yapılan o açıklamada, daha o günün sabahı “ortak akıl” toplantısı yapan, hiçbir anlamı olmayan ve bugünlerde konuşulmaya dahi değer görülmeyen sözde bir “ortak mutabakat metni” hazırlayan CTP, ne metne imza atmış ne de açıklama sırasında Teknecik’te olmasına rağmen kameralar önüne geçmişti.
Velhasıl kelam; o günlerde CTP’nin atağıyla söndürülen eylem ve mücadele ateşi, geçtiğimiz gün de Savcı’nın savunma sözlerinde kendine yer buldu.
Savcı El-sen’in davasını “Ama CTP bile dava etmedi, size ne oluyor?” argümanıyla cevap verdi.
***
CTP tüm bunlara farkında olmadan mı sebep oluyor?
Mücadelenin ateşine suyu bilmeden mi döküyor?
Savcı’nın topluma karşı hükümeti arkalanmasına yaptıklarıyla yanlışlıkla mı ortak oluyor?
Tüm bu soruların cevabı benim açımdan gayet net.
Ama siz de bir düşünün istedim diye Mahkemede olanları yazma ihtiyacı duydum.
Çünkü Mahkeme sadece sonuç cümlesinden ibaret değildir ve basın da bunu asla yazmayacaktır.