Kör ve Topal

“Her şey sizin olsun ama yarınları bize bırakın”

Bu cümlenin içinde barındırdığı umut ve endişe, günümüz toplumunun acı gerçeğini yansıtıyor.

Yozlaşmanın karanlık gölgesi altında, geleceğe dair umutlarımızı korumak her geçen gün zorlaşıyor.

Son günlerde atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ın Kıbrıs konusundaki talihsiz açıklamaları, gençlerimizin gelecek endişelerini arttırıyor.

Evet, bugünü kurtarmak zorundayız, ancak yarını da düşünmek istiyoruz. Ancak, günümüz siyasi atmosferinde bu pek mümkün görünmüyor.

Siyasi liderlerin, bağımsız egemen devlet savunusunun ötesinde işlev görmemesi, toplumun geleceği açısından endişe vericidir.

Ancak unutulmamalıdır ki, bu gemi artık yüzecek deniz bulamıyor.

Toplum olarak, sessizliğimizle bu duruma ortak oluyoruz ve yozlaşmanın bedelini yarınlar ödemeye devam edeceğiz.

Belki bir gün uyanırız, ancak o gün geldiğinde karşımızda çürümüş kemikler dışında bir şey kalmayabilir.

Gelecek planları kurmak, umut etmek ve nefes almak istiyoruz, ama bunun için bugünden harekete geçmek zorundayız.

Unutmamalıyız ki, yarınlarımızı bugünden inşa etmek, sessizliğin ve umutsuzluğun karşısında durmakla mümkün olacaktır.