InstagramKöşe Yazarlarımız

Muhtar


Muhtarlar ÖDENEK olarak aldıkları 30 bin TL gibi bir paradan Sosyal Sigorta yatırımları için devlete 11 bin 322 TL’yi geri ödüyor….

2 yıl önce tam da bu zamanlarda muhtar adaylığı için başvurumu yapmış ve 1 Ocak 2023 itibarıyla da mazbatamı alıp göreve başlayan bir kadın muhtar olarak yazıyorum bu yazıyı….

Birilerini rahatsız edecekse yazacaklarım -ki amacım odur- bu beni hiç de üzmeyecektir bunu başından söyleyeyim.

İki yıl önce bu yola girerken yapmak istediklerim ile yolda bulduklarımı kıyasladığımda kendi adıma hiç de fena bir performans göstermedim (bunu ben değil bölgemde hizmet verdiğim insanlar söylüyor) ama gelin görün ki bu hizmeti verirken yaşadığım(ız) sorunlardan maalesef ki yetkililerin haberinin olmaması çok şaşırtıcı.

Muhtarlar İçişleri Bakanlığı’na ve Kaymakamlıklara bağlı olarak hizmet veren ve devletin her kurumunun işleyişini sağlayan bir konumda olmasına rağmen ne acıdır ki bu toplumda hak ettikleri değeri görmekten çok uzak, ofissiz, sarf malzemesiz, ilgili ve yetkililer tarafından seçim veya seçim öncesi hatırlananlar olarak ve iktidara yakın değilse de çoğu zaman kaderlerine terk edilmiş bir şekilde görev yapıyor.

Şimdi birileri çıkıp da “e konteynerleriniz geldi, artık ofisleriniz de olacak, zaten bir eliniz yağda öbür eliniz balda” muhabbetine hiç girmesin çünkü işin aslı hiç de dıştan göründüğü gibi değildir.

Konteyneri yıllar önce konulmuş ama hala devlet tarafından elektrik ve su bağlantısı yapılmadığı için mum ışığında halka hizmet veren muhtarlar var bu ülkede.

Kıbrıs’ın kuzeyinde e-devlet olmaması ve nüfusla ilgili belirsizlik hepimizi vatandaş olarak yakından ilgilendiriyor ama en çok da biz muhtarları etkiliyor çünkü hizmet verdiğiniz bölgenin nüfusunu bilmeden Kaymakamlıktan ne kadar evrak alacağımızı, postadan ne kadar pul alacağımızı, yoklama dönemlerinde engelli ve yaşlı sayısını bilememekten tutun da bölgenin okul, sağlık ve eğitim ihtiyaçlarına kadar hiçbir şeyi planlayamıyor, devlet makamlarına veri veremediğimiz gibi devlet makamları ile de doğru zeminde ve vatandaş odaklı çalışamıyoruz.
“Alt tarafı bir ikamet belgesi verirsiniz” lafı biz muhtarların en çok duyduğu laftır. Ama gel gör ki ben senin nerede kaldığını, bekar mı evli mi dul mu olduğunu nerden bileyim. Bunu belgeyle ispat etmen lazım dediğim(iz)de gördüğüm(üz) tepki “yalan mı söylerim ben” olunca diyaloğun devamını tahmin etmek hiç de zor değil.

Bir de hiçbir evrakı olmadan farklı memleketlerden adada bulunan, elindeki kira sözleşmesi maliyeden mühürsüz “kaçak” kalanlar var ki onu bir başka yazının konusu olarak geniş geniş yazacağım.

Muhtarların asli görevi vatandaş ile devlet arasında bir köprü kurmaktır. Adanın kuzey yarısında, zaman mevhumu olmadan 7/24 görev yapan 250 ye yakın muhtar gerekli sosyal güvenceyi, güvenliği, maddi kaynağı ve ofis de dâhil insani birçok ihtiyacı karşılanmadan adı ödenek olan bir kalemden ve ülkenin ekonomik şartları göz önünde bulundurulduğunda güncellikten çok uzak olan bir miktara bu görevi yapıyor.

Şimdi diyebilirsiniz ama yapılan her işlemden para alıyorsunuz diye. Evet alıyoruz. Asgari ücretin binde biri +7,20 pul parası. Yani yapılan her işlemin de yarısı devletin kasasına geri gidiyor.

Ben ve benim gibi daha 40’lı yaşlarda olan, sosyal sigorta yatırımlarını yapması gereken muhtarların ÖDENEK olarak aldığı 30 bin gibi bir paradan Sigorta yatırımları için devlete 11 bin 322 TL’yi geri ödemesi doğru mu?

Ödenek adı altında muhtarlara verilen ve günümüz şartlarında komik sayılacak bu rakamın yarısını geri devlete ödemek durumunda kalan ben ve benim gibi sigorta yatırımı yapmak zorunda olan muhtarlar için neden yasalar güncellenmiyor?

Nedir bunun önündeki engel?

20 bine yakın hatta geçmiş bir nüfusa tam zamanlı hizmet veren ve devlet memurlarından da fazla saat çalışan bir muhtar olarak (ki bu durumda vatandaşa kesintisiz hizmet verebilmek için tek işim muhtarlık olmak zorunda) neden devlet nezdinde bu takdir edilmiyor?

Neden sapla saman her yerde olduğu gibi burada da karıştırılıyor?

Yaşanan sıkıntılar gelmiş geçmiş tüm İçişleri Bakanlarının bilgisindeyken neden kimse elini bir kez olsun muhtarların özlük haklarını insani şartlara yükseltmek ve bu görevi biz genç insanlar için daha cazip hale getirmek için çaba sarf etmiyor?

Bizler kamu kurum ve kuruluşlarından tutun da bankalara ve yurt dışına kadar birçok alanda hizmet veren 60’tan fazla evraka kendini riske atarak onay veren ve devletin işleyişinde aksama olmasın diye yeri geldiğinde kritik noktalarda kritik kararlara imza atarak görev yapan insanlarız.

Evet, bir memur değiliz ve bunun bilincindeyiz ama kimsesiz ve sahipsiz kendi kaderiyle baş başa da olmamalıyız.

Bağımsız girdiğimiz ve atanarak değil seçilerek hak ettiğimiz görevlerimizde ita amiri konumundakiler görevlerini yaptı diye kimseye minnettar olmamalı, Muhtarlar Yasası değiştirilerek yasa güvencesinde olmalıyız.

Bir genabla atasözü der ki; Gonuşduklarım ağırına giddiysa sustuklarıma say…











Başa dön tuşu