
İsrail‘in önde gelen gazetelerinden Haaretz, İsrail-Türkiye ilişkilerinin mevcut durumuna dair bir analiz yayımladı
Haaretz: Her kim Suriye’deki karar alma sürecini etkileyebilirse, Suriye-Irak ve Suriye-Lübnan ilişkilerini de etkileyebilir
Haaretz’in, “Suriye’nin yeniden inşasına liderlik etmek isteyen Türkiye, İsrail’i dizginlemek için Trump yönetimine döndü” başlıklı analizinde, Ankara’nın İsrail’in Suriye’deki Dürzilerle bağlarını ve Kürtlere verdiği desteği bir bariyer olarak gördüğü değerlendirmesi yapıldı.
Gazetenin Ortadoğu ilişkileri analisti Zvir Bar’el tarafından kaleme alınan yazıda geçen hafta İsrail uçaklarının Suriye’nin Hums kentindeki T4 hava üssüne düzenlediği saldırılara ve bu saldırıların ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yaptığı “İsrail’e karşı karşıya gelmek istemiyoruz” açıklamasına dikkat çekildi.
Fidan’ın açıklamasının konuyla ilgili resmi ağızdan verilen ilk demeç olduğuna dikkat çeken gazete, bu açıklamanın İsrail’in Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonların iki ülke arasında bir savaşa neden olabileceği endişesiyle yapıldığını öne sürdü.
Esad sonrası dönemde Türkiye’nin Suriye’de etkili bir rol oynadığını ve yeni yönetime askeri ve diplomatik destek verildiğini hatırlatan Haaretz şu değerlendirmede bulundu:
Türkiye, Şara’yı destekleyen tek ülke olmayabilir. Suudi Arabistan da ülkenin yeniden inşası için cömert bir yardım sundu. Tıpkı Katar’ın, BAE’nin, Avrupa Birliği’nin ve hatta Amerikan hükümetinin yaptığı gibi. Ama yeni Suriye rejimi ve Türkiye arasında özel ve yakın bir ilişki kuruldu. Bunun tek nedeni büyük miktarlarda verilen yardım ve iki hükümet arasındaki kişisel yakınlık değil.
Her kim Suriye’deki karar alma sürecini etkileyebilirse, Suriye-Irak ve Suriye-Lübnan ilişkilerini de etkileyebilir.
Böyle Suriye’deki birçok yabancı gücü yönlendirebilir. Bunu yaparak onlara karşı statüsünü de güçlendirebilir. Bu, Türkiye’nin şu anda Suriye’deki elde ettiği güçlü statüdür.
“Türkiye’nin önceliği Suriye ordusunu oluşturmak”
Haaretz’in analizinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Joe Biden döneminde Amerikan yönetimine IŞİD’le mücadeleyi üstlenmek için teklif sunduğu ancak Biden’ın Erdoğan’a yönelik güvensizliği nedeniyle bu teklifin geri çevrildiği belirtildi.
Türkiye’nin Suriye’deki Amerikan varlığını azaltmak isteyen Trump yönetimine de benzer bir teklif sunacağı ifade edilen yazıda şu değerlendirmelere yer verildi:
Kürt güçleri ve Suriye rejimi arasında, Türk ve Amerikan desteğiyle bir anlaşma imzalandı. Bu güçler yeni Suriye ordusu çatısı altında birleşecek ve bu durumu Türkiye’ye Esad rejimi döneminde sahip olmadığı yeni bir avantaj sağlayacak.
Yeni, iki donatılmış ve iyi eğitilmiş bir Suriye ordusunun kurulması karmaşık, uzun ve maliyetli bir proje. Eğer bu başarılırsa, Türkiye’yi ABD’nin İsrail’le olan ilişkisine benzer bir pozisyona sokacak.
Suriye’de Şara yönetiminin 350 bin kişilik bir ordu kurmayı planladığı belirtilen yazıda, bu ordunun savaş doktrinleri, kullanacağı silahların menşei, düşman devlet tanımlaması gibi bazı kararlar alması gerekeceğine dikkat çekilirken, bu kararların bir NATO üyesi olan Türkiye tarafından verilmesinin Washington tarafından bir avantaj olarak görüleceği değerlendirmesi yapıldı.
Haaretz’in analizinde, bu ay içinde Trump ile görüşmesi beklenen Erdoğan’ın ajandasındaki en önemli gündem maddelerinden birinin Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması olacağı ifade edildi.
Oksijen