İnsan Direnir! İnsan Konuşur!

Mücadele aslında bugün başlamadı, dün da başlamadı. Hep oradaydı, günden güne eriyen bu toplum da içten içe o mücadele hep yürekteydi, işgale ve zulme karşı.
Cumartesi günü bu ülkede, bir pankarttan, bir çift sözde, bir dik bakıştan korktular. Çünkü ne kurdukları saraylar ne de ithal ettikleri liderler halkın iradesinden daha büyük değil.
Ve işte o korktukları irade, Kermia‘da bir pankartta yazılıydı: “İrade Bizde”
Altına sığındıkları betonlar, üstümüze çöken uçak sesleriyle örtmeye çalıştıkları gerçek, işte oradaydı.
Kendi yurdunda yurtsuzluğa itildik ve en güzel sözleri ile arbede esnasında Halil söyledi “İnsan direnir! İnsan konuşur!” Bize insanlığımızı hatırlattı Halil’in bu sözleri ve ona omuz veren yoldaşları.
İnsanlığımızı unuttuk evet, bizlere dayatılan onca siyasi kriter ve bunlara kafa sallayan kuklalar ile mücadele etmekten balon gündemler ile mücadelemiz sistematik şekilde dibe çekildi.
Polis saldırdı. Darp etti. Gözaltına aldı. Tacan Reynar’ı, Halil Karapaşaoğlu’nu, Növber Gürtay’ı… Bu ülkenin vicdanını yere serdiler.
Ama Pankart orada kaldı “İrade Bizim” ve de hep orda kalacak. O yazı silinmeyecek. O pankartla dövülenler değil, onu parçalayanlar küçüldü.
Bu halk bugün bir kez daha gördü: Burada açılan her “yerleşke” pankartına karşı, yerli olanı susturmak için her şeyi yapıyorlar ve yapmaya da devam edecekler.
Her açılış bir kapanıştır aslında; özgürlüğün kapatıldığı, halkın üstüne bir duvar daha örüldüğü bir kapanış.
Korkuyorlar, çünkü biz buradayız. Çünkü bu topraklar hâlâ bizi tanıyor. Çünkü ne kadar silmeye çalışsalar da Muzaffer Gürkan’ın, Ayhan Hikmet’in, Kavazoğlu’nun ve Mişaulis’in yankısı hâlâ Lefkoşa’nın taş sokaklarında dolanıyor.
Onlar işgalin gölgesinde boyun eğerken, biz halkın onuruyla yürümeye devam edeceğiz, bugünler için değil yarınlar bugünleri yaşamasın diye.
Bugün külliye açıldı belki ama, bilin ki biz o duvarların dışındayız ve özgürüz. Onlar alkış tutarken işgale, biz ellerimizi yumruk yaptık göğe kaldırdık. Onlar devlet sandıkları dekorlara övgüler düzerken, biz özgürce yaşayacağımız toprakların varlığına inanarak hazırlanıp mücadeleyi hep en zirve de tutacağız.
Ve unutmayın:
Biz sustukça onların yalanları büyümeye devam edecek. Ama bir kişi haykırdığında sarayları başlarına yıkılacak.
Şimdi susma zamanı değil aslında hiçbir zaman olmadı. Şimdi bir adım daha öne çıkma zamanı. Her pankart, her kelime, her direnç bir isyan kıvılcımıdır.
Bugün gözaltına alınanlar bizim onurumuzdur. Sesimiz oldular. Onlara kelepçe vuran eller yarın utanacak çünkü o kelepçeyi bu toplumun iradesine vurdular.
Ve biz, bu adanın sokaklarında yeniden özgürce yürüyene kadar ne saraylarınızla barışacağız ne de afişlerinizde yer alacağız.
Unutmayın, biz buradayız. Gölgeniz değiliz. Karanlığınızda değil, kendi ışığımızda yürüyoruz. Utanmadan sıkılmadan!
Yarınlara borcumuz var! Ödemeden bu yoldan dönmüyoruz!