Küresel mali piyasalarda yeni haftanın ilk iş günü temkinli bir hava ile başladı.
Takdir edersiniz ki, geçen haftanın son 2 iş gününde, bizler bayram tatilindeyken, ABD’de açıklanan manşet enflasyon verileri beklentileri oldukça aşmış, tabir caizse ‘yer yerinden’ oynamıştı.
Akabinde, enflasyonun küresel talep ve arz sıkıntısından beslenen emtia fiyatları ile arttığı, tedarik zincirinde yaşanan zorluklar ile yükseldiğini savunan FED, netice itibariyle enflasyonun geçici faktörlerden arttığını, asıl sorunun emek piyasasında olduğuna işaret ederek, faiz artırımına yanaşmayacağı algısını kuvvetendirmişti.
Aslında, bu kadar büyük bir varlık balonunun ultra gevşek para politikası ile şiştiği bir ortamda, ara ara piyasanın kendisini enflasyon tehdidi ile düzeltmesine, aslında FED’in de göz yummak istediğinden hiç şüphemiz bulunmuyor.
Enflasyonun bu kadar hızla yükseldiği bir ortamda, zirvenin Nisan ayında görülmediğini, büyük olasılıkla Mayıs ayında TÜFE’nin %4,5 ; çekirdek enflasyon ise %3,5 seviyelerine yükseleceği düşünüyoruz.
Böyle bir durumda, enflasyonun baz etkisinin geçmesi ile sonbaharda yeniden boynunu bükmesini de bekliyoruz.
Bu beklenti ışığında, 2022 öncesinde bir faiz artışı olmayacağı inancı da artmış durumda.
Dün bu bağlamda, yurtdışı piyasaların ‘enflasyonun kalıcı olmayabileceğini’ yönünde fiyatlanma tarafına geçmesi ile dalga boyu oturunca, içerde, Türk Lirası da, bayram döneminde yazdığı kayıplarının nispeten telafi etti.
USDTRY kuru 8,50 seviyesini test etmesi sonrası, 8,30 seviyelerinin diplerine kadar gerilerken, küresel hisse senedi piyasalarında yaşanan hafif de olsa satıcılı seyre rağmen, BİST100 endeksi günü %0,9 (bankacılık endeksi %2,3 artış kaydetti) yükselişle tamamladı.
Bültenin devamı için TIKLAYIN