KıbrısManşet

Özersay: Kimisi Başbakan olabilmek, kimisi de Başbakan kalabilmek için her şeye tamam demiş




Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, TC-KKTC sözde İş Birliği Protokolü‘nün Kıbrıs Türk toplumunun varlığına dönük riskler içerdiğini, Meclis’te muhalefet edilse de yasaların tıkır tıkır geçirileceğini söyleyerek, sineye çekmemek için sine-i millete dönmenin kaçınılmaz olduğunu belirtti

Özersay: Kimisi Başbakan olabilmek, kimisi de Başbakan kalabilmek için her şeye tamam demiş

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Özersay, bu kadar haftadır TC-KKTC İktisadi ve Mali İş Birliği anlaşma metninin neden kamuoyundan gizlendiğinin anlaşıldığını, hükümettekilerin kimisinin Başbakan olabilmek, kimisinin ise Başbakan kalabilmek için her şeye tamam dediğinin belli olduğunu belirtti.

Özersay, “Şimdi gelense Başbakanlığı yitirmemek için uygulamaya çalışacak, çok aşikar. Anlaşmada “Adada asli unsur olarak Kıbrıs Türklerinin varlığının muhafazası ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bekası Türkiye’nin vazgeçilmezidir” deniliyor. Maddelerine bakıldığındaysa bu temel hedefin hilafına bir dolu maddenin metinde yer aldığı görülüyor” dedi.

“Devletimize ve varlığımıza dönük ciddi riskler içeriyor”

Halk iradesinin, Anayasa’nın, demokrasinin ve devletin bu kadar itibarsızlaştırıldığı uygulamalar ortadayken Kıbrıs Türkünün varlığının ve devletin bekasının nasıl sağlanacağının anlatılması gerektiğine işaret eden Özersay, Türkiye ile ilişkilerin geldiği ve getirildiği durumun, anlaşmadaki bazı maddeler ve genel felsefesi nedeniyle daha da kötüye gidecek gibi göründüğünü vurguladı.

Özersay, “Ekonomik anlamda tasarruf ve kemer sıkma politikalarından bahsetmiyorum ama hayat tarzımızdan, temel hak ve özgürlüklere, vatandaşlık kriterlerine varıncaya değin öngörülen değişiklikler “vazgeçilmez” diye tarif edilen devletimize ve varlığımıza dönük ciddi riskler içeriyor” ifadelerini kullandı.

“Meclis’te konuşma süresi zorlayıp uzatılsa da her şey tıkır tıkır geçecek”

“Uluslararası anlaşmalar Meclis’te maddelerine değişiklik önerilemeyeceği için ya bütünen onaylanır ya da reddedilir” diyen Özersay, meşru olmayan ve demokratik teamüllere aykırı şekilde kurulan UBP-DP-YDP hükümetinin çoğunluğu ile Meclis’te onaylanması ve gereği olan yasalar kürsüden avazları çıktığı kadar bağırılması durumunda da, konuşma süresi zorlayıp uzatılsa da tıkır tıkır geçeceğini belirtti.

Özersay, “Bu konuda ve devamında anlaşmanın gereği olarak atılacak adımlarda her şey Meclis’ten de geçmeyecektir. Muhtemelen Meclis üç ay anayasal tatile çıkarılacak ve pek çok şey yasa gücünde kararnameyle Bakanlar Kurulu marifetiyle yürürlüğe konulacaktır” dedi.

“Sineye çekmemek, sine-i millete gitmek kaçınılmazdır”

Bu saatten sonra Kıbrıs Türkünün ve KKTC’nin bekası için geniş bir toplumsal mutabakatın kaçınılmaz olduğunu, meşru olmayan hükümeti ve artık doğru bir zeminden tamamen çıkmış olan Türkiye-KKTC ilişkilerini Meclis’te normalleştirmemek, olağanlaştırmamak gerektiğini kaydeden Özersay, şunları söyledi;

“Meclis’teki aritmetik madem ki bazı siyasi tercihler nedeniyle geniş tabanlı bir toplumsal mutabakat hükümetini mümkün kılmıyor o zaman meşru olamayan UBP-DP-YDP hükümetinden bir an önce kurtulmak ve Halk iradesini, toplumsal farkındalığı ve seçimlere katılımı yükselterek çok daha güçlü şekilde Meclise yansıtarak bu gidişe bir DUR demek gerekir. Bunu hem KKTC’nin hem de Türkiye’nin ortak menfaatini düşünen her aklı başında birey görebilmelidir. Sineye çekmemek, sine-i millete gitmek kaçınılmazdır”

Bakanlar Kurulu’nca alınan Yasa Gücündeki Kararname’lere buradan ulaşabilirsiniz; PROTOKOL









Başa dön tuşu