DünyaManşet

Türkiye’deki karanlık tablo: Evlilik yoluyla çocuk istismarı






Türkiye’de, İsmailağa Cemaati‘nde bir kız çocuğunun altı yaşında evlendirildiğinin ortaya çıkması, çocuk yaşta evlilikleri gündeme getirdi. Bazı araştırmalar kapsamında dahi yetersiz bulunan veriler, aile ya da hakim izniyle evlendirilebilen ‘çocukların’ uğradıkları istismarları ve devletin rolünü gözler önüne seriyor

Kanuna göre 17’sini dolduranlar velilerin yazılı izni ile, 16’sını dolduranlar da hakim izniyle evlenebiliyor

Türkiye’de kanuna göre, kişinin kendi kararıyla evlenebilmesi için 18 yaşını doldurmuş olması gerekiyor. Ancak 17’sini dolduranlar velilerin yazılı izni ile, 16’sını dolduranlar da hakim izniyle evlenebiliyor.

Medeni Kanun’un 124. maddesinde, “Erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez.

Ancak hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir” deniliyor.

2020’de 16-17 yaşında resmi olarak evlenen erkek çocuk sayısı 726 iken bu sayı aynı yaştaki kız çocuklar için 13 bin 14

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2020’de 16-17 yaşında resmi olarak evlenen erkek çocuk sayısı 726 iken bu sayı aynı yaştaki kız çocuklar için 13 bin 14.

Yani 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuk sayısı, erkek çocuk sayısının 18 katı. Ancak Türkiye’de resmi evlilik istatistikleri, imam nikahıyla gerçekleşen evlilikleri içermediği gibi, 16 yaşından küçüklerin evlendirilmelerine dair de veri içermiyor.

Madra: Elimizde yeterince veri yok

Suna’nın Kızları” Araştırma Koordinatörü Dr. Aysel Madra, “Türkiye’deki en önemli sorunlardan bir tanesi, elimizde yeterince veri olmaması.

Resmi istatistiklere yansımayan ve 16 yaş altında vakalar olduğunu duyuyoruz ama bunların ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Elimizdeki resmi verilere baktığımızda bile sorunun çok büyük bir toplumsal cinsiyet boyutu olduğunu görüyoruz” diyor.

Dr. Aysel Madra
Dr. Aysel Madra

Rapora göre; 18 yaş öncesi evliliklerde dini nikah tercih ediliyor

Birleşmiş Milletler‘e göre, çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler, çocukların eğitimlerini engelleyen, sosyal, psikolojik, fiziksel ve kültürel gelişimlerini sınırlandıran ve özgürlüklerini kısıtlayan çocukların temel haklarına yönelik ihlallerden biri.

Türkiye’de Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler: 1993-2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları Veri Analizi” raporuna göre, çocuk yaşta evlenen çocuklar depresyon, riskli davranışlar ve intihar eğilimleri yaşıyor. Rapora göre, 18 yaşından önce yapılan evliliklerde resmi evlenme yaşına ulaşmamış kız çocuklarının dini nikâh ile evlendirilmeleri tercih ediliyor.

Çocuk yaşta evlenmiş 20-24 yaş grubundaki kadınların yüzde 33’ü ilk doğumlarını 15-17 yaşında yapıyor

Anayasa Mahkemesi 2015 yılında resmi nikah kıymadan dini nikah yaptıranlara ve evlilik cüzdanını görmeden bu nikahı kıyan din görevlisine hapis cezası verilmesini öngören Türk Ceza Kanunu‘nun 230’uncu maddesinin 5 ve 6’ıncı fıkralarını iptal etmişti.

Türkiye 2018 Nüfus ve Sağlık Araştırması, 20-24 yaş grubunda 18 yaşından önce yapılan evliliklerin yüzde 71’inde dini nikâhın önce yapıldığını ortaya koyuyor. Aynı araştırma, çocuk yaşta evlenmiş 20-24 yaş grubundaki kadınların yüzde 33’ünün ilk doğumlarını 15-17 yaşında yaptığını gösteriyor.

Madra: Okullulaşmanın düşük olduğu bölgelerde zorla evlendirme oranları yüksek

TÜİK verilerine göre, evliliğini 18 yaşından önce yapan erkeklerin oranı yüzde 4,4 iken kadınların oranı yüzde 24,2. Çocuk yaşta evlilikler kız çocuklarının eğitimden sağlığa birçok alanda problemler yaşamasına yol açıyor. Okula devamlılık, kız çocuklarının evlenme yaşını öteleyebiliyor.

Dr. Madra, “Kız çocukların okullulaşma oranlarının daha düşük olduğu bölgelerde ve illerde gene çocuk yaşta ve zorla evlendirme oranlarının daha yüksek olduğunu görüyoruz” diye konuşuyor.

“Başta devlet olmak üzere, kız çocuklarının güvenliğini sağlamakla yükümlü herkesin yükümlülüklerini yerine getirmesi şart”

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye‘nin “Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evliliklerin Sağlık Riskleri ve Sonuçlarına Çok Sektörlü Yaklaşım” raporunda, ebeveynlerin ve çocukların eğitim düzeyi düştükçe erken yaşta evliliklerin oranının da artış gösterdiği tespiti yer alıyor.

Rapora göre, eğitim düzeyi düşük, çocukluğunu kentsel yerleşim yerleri dışında geçirmiş olan kız çocukları erken yaşta evlenme riskine daha fazla maruz kalıyor. Sağlık perspektifinden bakıldığında ise çocuk yaşta evliliklerin yol açabileceği en önemli sorunlar arasında riskli gebelikler ve buna bağlı olarak anne-çocuk sağlığına yönelik tehlikeli durumlar sıralanıyor.

Dr. Aysel Madra, kız çocuklarının çocuk yaşta, erken ve zorla evlendirilmelerinin önüne geçmek için koruyucu tedbirlerin önemine özellikle dikkat çekiyor:

“Bu aslında bir çocuk güvenliği ve çocuk koruma meselesi. Varolan sistemlerin çok iyi uygulanması gerekiyor. Başta devlet kurumları olmak üzere kız çocuklarının güvenliğini sağlamakla yükümlü aktörlerin bu yükümlülükleri yerine getirmeleri şart.”

Kaynak: DW Türkçe – Burcu Karakaş









Başa dön tuşu