
İBB soruşturması kapsamında adliyeye sevk edilen 48 kişinin 30’u hakkında tutuklama talep edilmişti. Hakimlik, Dilek İmamoğlu’nun ağabeyi Cevat Kaya dahil 18 kişinin tutuklanmasına karar verdi. Murat Ongun’un eşi Gözdem Ongun ve İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa hakkında ev hapsi kararı verildi
Türkiye’deki ‘düşman hukuku’ uygulaması devam ediyor!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik ikinci dalga operasyonda gözaltına alınan ve dün tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen 30 kişiden 18’i tutuklandı.
Murat Ongun’un eşi Gözdem Ongun ve İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa hakkında ev hapsi kararı verilirken 10 kişi ise yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakıldı.
Tutuklanan isimler şöyle sıralandı:
Cevat Kaya, Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza Akyüz, İBB Boğaziçi İmar Müdürü Elçin Karaoğlu, Kültür AŞ Genel Müdür Yardımcıları Onur Aldı ve Erdinç Çolak, Kültür AŞ Reklam Müdür Yardımcısı Hakan Karaköse, iş insanı Mete Mağden, İBB Mühendisi Yakup Öner, İBB Kamulaştırma Genel Müdür Fatih Özçelik, İBB Bilgi İşlem Daire Başkanı Naim Erol Özgüner, İSTTELKOM A.Ş Genel Müdürü Melih Geçek ve Ekrem İmamoğlu’nun koruma personeli Çağlar Türkmen.
İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, eski CHP Milletvekili Turan Aydoğan, İmamoğlu’nun özel kalemi Kadriye Kasapoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Alpay, İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Begüm Çelikdelen, eski İmar A.Ş Genel Müdürü Onur Soytürk ve iş insanı Dursun Balcıoğlu’nun da olduğu 12 kişi de yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrolle serbest bırakıldı.
Hakimliğin karar yazısında neler var?
İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği kararında, Melih Geçek, Naim Erol Özgüner, Ali Rıza Akyüz, Çağlar Türkmen, Fatih Özçelik ve Yakup Öner’in üzerine atılı “rüşvet almak” ve “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” suçlarının vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, tanık beyanları, HTS kayıtları, MASAK hesap hareketleri, müşteki beyanları, dosyadaki bilgi ve belgeler kapsamında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular bulunduğu belirtildi.
Bu kişilerin üzerlerine atılı suçun, katalog suçlardan olduğu, söz konusu suçlara ilişkin yasada belirlenen cezanın alt ve üst sınırı dikkate alındığında kaçacaklarına yönelik somut olgu bulunduğu, delillerin henüz tam olarak toplanmamış olduğu, bu aşamada adli kontrolün yetersiz kalacağı değerlendirilen kararda, bu gerekçelerle tutuklanmalarına karar verildiği kaydedildi.
Kararda Şafak Başa, Adem Şanlısoy, Onur Soytürk ve Sinan Akçiçek’in üzerlerine atılı suçlardan tutuklanmaları talep edilmişse de tutuklama tedbirinin ölçülü olmayacağı yönünde kanaat oluştuğu, tutuklama koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği ve haklarında adli kontrol tedbiri uygulandığı vurgulandı.
Kültür AŞ. Genel Müdür Yardımcıları için ‘kaçma’ şüphesi
Nöbetçi İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği de kararında, Mete Mağden’in üzerine atılı “rüşvet vermek” suçundan Onur Aldı, Cevat Kaya, Elçin Karaoğlu, Erdinç Çolak ve Hakan Karaköse’nin ise “rüşvet almak” ve “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” suçunun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların saptandığını kaydetti.
Kararda, bu kişilerin üzerlerine atılı suçun katalog suçlardan olduğu, öngörülen cezanın alt ve üst sınırı dikkate alındığında kaçacaklarına dair somut olguların mevcut olduğunu, dosyadaki tanık beyanları ve müşteki anlatımları dikkate alındığında bu kişilerin serbest bırakılması halinde müşteki ve tanık beyanlarını etkileyip değiştireceği konusunda kuvvetli suç şüphesi bulunduğu ifade edildi.
Delillerin henüz tam toplanmamış olduğu ve bu aşamada adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı değerlendirilen kararda bu kişilerin tutuklanmalarına hükmedildiği belirtildi.
Kararda, adli kontrol tedbiri uygulanan Zeynep Ayten Gözdem Ongun, Begüm Çelikdelen, Rasim Kaya ve Ali Ayçiçek’in, sabıkasız kişilikleri olduğu, eylemlerinin vasıf ve mahiyetinin kişiler lehine değişme durumu bulunduğu, mevcut delillere göre birtakım delil araştırmalarının yapılması gerektiği, tutuklama tedbirinin bu kişiler için orantılı olmadığı ifade edildi.
Üzerlerine atılı suçlara ilişkin kanunda öngörülen cezanın nevi ve miktarı ile suçun niteliği ve önemine göre tutuklama tedbirinin ölçülü olmayacağı yönünde kanaat oluştuğu kaydedilen kararda, delillerin büyük ölçüde toplandığı, tutuklamadan beklenen amaca adli kontrol tedbirleri ile ulaşılabilecek olduğu ifade edilerek, tutuklama isteminin reddine karar verildiği belirtildi.
İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği ise kararında Engin Ulusoy, Hakan Aplak, Metin Bal, Ramazan Gülten, Nazan Başelli ve Gökhan Köseoğlu’nun üzerlerine atılı “rüşvet almak” ile “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” suçlarına yönelik alınan MASAK ve Sayıştay raporundaki tespitler, tanık anlatımları, kişilerin savunmaları, müşteki beyanları, dijital materyallerinin ön incelemesinde elde edilen deliller, tape kayıtları, banka hesap hareketleri, HTS kayıtları, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği Tevdi raporundaki tespitlere göre bu haliyle üzerlerine atılı suçları işlemiş olduklarına dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller olduğu aktarıldı.
Söz konusu suçlar için öngörülen cezanın üst sınırına göre zanlıların kaçma, delilleri karartma şüphelerinin bulunduğu, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı kaydedilen kararda, tutuklama tedbirinin uygun, ölçülü ve yeterli olacağının değerlendirildiği ve tutuklanmalarına karar verildiği anlatıldı.
Kararda, Ayhan Koç, Murat Selvi, Nurten Ulusoy, Tuğba Figankaplan’ın üzerlerine atılı “rüşvet almak”, “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” suçlarından tutuklanmaları talep edilmişse de kişilere ilişkin dosyadaki mevcut delil durumuna göre tutuklanmalarının ağır ve orantısız olacağı belirtildi.
Bu aşamada tutuklama tedbirinin orantılı olmayacağı ifade edilen kararda, bu gerekçelerle savcılığın tutuklama isteminin reddine karar verildiği ifade edildi.
Gazete Oksijen