DünyaGüncelInstagramManşetSiyaset

Suriye’deki Kürtlerin federasyon talebi AKP dış politikası için yeni yıkım anlamına mı geliyor?






Türkiye‘de faaliyet gösteren Nefes Gazetesi yazarı Nuray Babacan, Kuzeydoğu Suriye’de tüm Kürt tarafların katılımı ile düzenlenen “Birlik ve Ortak Tutum Konferansı”nda merkezi Şam yönetimine sunmak üzere mutabık kalınan taleplerin Ankara’da hayal kırıklığı yarattığını yazdı. “Federasyon ve özerk bölge anlamına gelen ifadeler, net bir şekilde reddediliyor” diyen Babacan, “Ankara yönetimi, ‘Bunu savaşı devam ettirmek istedikleri şeklinde okuruz’ yorumları yapıyor” ifadelerini kullandı

Suriye’deki Kürtlerin federasyon talebi AKP dış politikası için yeni yıkım anlamına mı geliyor?

Kuzeydoğu Suriye’de tüm Kürt tarafların katılımı ile düzenlenen “Birlik ve Ortak Tutum Konferansı”nda merkezi Şam yönetimine sunmak üzere talepler netleştirildi. Konferansta ademi merkeziyetçi (Federasyon) sistem talebi öne çıkarken, sorunun ulusal bütünlük içindeki Suriye çerçevesinde çözülmesi istendi.

Onaylanan belgede; Suriye’nin çok uluslu, çok kültürlü ve farklı inançlara sahip ülke olduğu ve anayasasının Araplar, Kürtler, Süryaniler ve diğer halklar da dahil olmak üzere tüm bileşenlerin haklarını garanti altına alması gerektiği ifade edildi. Belgede bölgenin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair de önemli vurgu yapıldı. Bu kapsamda; “adalete, eşitliğe, kuvvetler ayrılığı ilkesine ve insan haklarına saygıya dayalı ademi merkeziyetçi bir yönetim sistem” talep edildi.

Maddeler halinde sıralanan talepler dizisinde, “Kürt bölgelerinin federal bir Suriye çerçevesinde entegre bir siyasi-idari birim içinde birleşmesi, Kürtlerin gerçek bir halk olarak ulusal varlığının tanınması ve Kürtçenin Arapça ile birlikte resmi dil olarak kabul edilmesi de dahil olmak üzere siyasi, kültürel, idari ve anayasal haklarının garanti altına alınması” başlıkları öne çıktı. Bu kapsamda, Kürt eğitim ve kültür kurumlarının kurulması çağrısı yapıldı.

Belgede; Kürt bölgelerindeki demografik değişimin önüne geçilmesi, yerinden edilmiş kişilerin güvenli bir şekilde geri dönüşünün sağlanması, 1962 nüfus sayımına göre vatandaşlıktan çıkarılanlara vatandaşlıklarının geri verilmesi, Kürt bölgelerinin zenginliklerinden elde edilen gelirlerin bir yüzdesinin kalkınmaları için tahsis edilmesi talepleri de öne çıkan diğer başlıklar arasında sıralandı.

“Ankara’da hayal kırıklığı yarattı”

Nefes yazarı Nuray Babacan’ın aktardığına göre; konferansta alınan kararlar, Ankara’da hayal kırıklığı yarattı. Babacan, “Başkentte Suriye alarmı” başlıklı yazısında, “Federasyon ve özerk bölge anlamına gelen ifadeler, net bir şekilde reddediliyor. Ankara yönetimi, ‘Bunu savaşı devam ettirmek istedikleri şeklinde okuruz’ yorumları yapıyor” diyerek, şunları kaleme aldı:

“Daha birkaç gün önce Kamışlı’da yapılan toplantının anlam ve önemi konusunda yapılan değerlendirmeler oldukça ilginçti. Bu toplantının, Iraklı Kürt liderler Mesut Barzani’nin ev sahipliğinde yapılması anlamlı bulunmuştu.

Tüm hazırlık sürecinden Türkiye’nin haberi olduğu, Dem temsilcileri dahil, tüm katılımcıların bilindiği ve sürecin PKK’nın fesih sürecinin bir parçası olduğu değerlendirmeleri yapılıyordu.

Türk istihbaratı, PKK’nın feshedilmesi, silahların teslim edilmesi sürecinde bunun dışında birkaç alt kongre daha yapıldığını, bunun kamuoyuna açık olan son toplantılardan biri olduğunu paylaşmıştı.

Toplantının sonuç bildirisinin Suriye’nin geleceği ve demokratik alt yapı oluşturulmasına, tüm azınlıkların haklarının korunmasına ilişkin genel değerlendirmeler de sorun görülmediği anlaşılıyor.

AKP ve Federal çözüm çıkmazı!

Ancak, Suriye’nin Kuzeydoğu bölgesi için ademi merkeziyetçi bir yönetim şekli talep edilmesi, açıkça federatif bir yapı ya da özerk bölge anlamına geldiği yorumu yapıldı ve film burada koptu.

Suriye yönetiminin, bildirideki bu ifadeleri kastederek, ‘Suriye’nin toprak ve halk bütünlüğü bizim için kırmızı çizgidir ve buna yönelik her türlü ihlal ve sapma; Suriye’nin birleşik kimliğine saldırı olarak değerlendirilir’ açıklaması Ankara tarafından önemli bulunuyor.

Bu süreci yakından izleyen kurmaylar, bu ifadenin Türkiye için ne anlama geldiğini, ‘Türkiye açısından kabul edilemez. Suriye halkının olurunu almadan oldu bittiye getirmeyi kimse kabul etmez. Türkiye bu yaklaşımı, ‘savaşı sürdürmek istiyorlar’ olarak okur…’ değerlendirmesi yaptılar.

Ankara, ‘Hükümetin pozisyonu net. Suriye’de ayrı bir yapı kabul edilemez ve bununla mücadele edilir. Suriye yönetimi de üniter yapıdan taviz vermez. Bundan sonrası onların bileceği iş…’ noktasında.

Bu tutumun, ‘talepleri üst elden açmak, finalde karlı çıkmak’ adına bir manevra olarak değerlendirenler de var. Bunu “örgütlerin talep maksimalizmi’ olarak yorumluyorlar”

T24













Başa dön tuşu