InstagramKöşe Yazarlarımız

Yapılanlar Lütuf Değil, Gecikmiş Borçtur!






Halkın cebinden çıkan parayla yapılan hizmetleri, halka lütuf gibi sunanlara kısa bir hatırlatma zamanı geldi…

Karpaz’a 40 yıl sonra bir yol yapılacak diye törenler düzenliyorlar.
Eyvallah!

Sağlık ocağına bir doktor atandı diye manşet atıyorlar, ambulans geldiği gün, bayram ilan ettiler.

Farklı zamanlarda üç-beş işçi alındı diye insanları esir almaya çalıştılar.

İhtiyaç sahibi birkaç aileye destek verildi diye halktan ömür boyu minnet bekliyorlar.

Ve bütün bunları, kendi ceplerinden yapmışlar gibi anlatıyorlar!

Gerçek ise apaçık ortada:
Yapılan her işin kaynağı, Türkiye’den gelen mali yardımlar ve bu halkın ödediği vergilerdir!

Türkiye destekli projeler ve halkın alın teriyle biriken bu kaynaklar, olması gerektiği gibi halka hizmet olarak dönmek zorundadır.

Bu bir iyilik değil, devletin en temel görevidir!

Kimse bu halka iyilik yapmıyor. Kimse bizim sırtımızdan yapılan yatırımları marifet gibi sunmasın.!

Karpaz halkı yıllardır ihmal edildi.

Yol istedik, sessizlik.
Sağlık istedik, bahaneler.
İş istedik, göz boyamalar.
Eğitim dedik, sustular.

Bugün yapılanlar, yıllar süren ihmalin ardından, zar zor atılmış birkaç adımın ifadesidir!

Zafer Burnu yolu tam 40 yıl sonra yapılacak.
40 yıl boyunca halk, toz toprak içinde yaşadı.
Şimdi bir yol yapılacak diye göklere çıkarıyorlar.

Peki diğer yollar?

Kaleburnu-Karpaz yolu neredeyse kullanılmaz halde.
Ayfilon yolu berbat durumda.

Avtepe sahil yolu, kendi çabaları ile yarım yamalak.
Her yağmurda, çamur içinde kalan köyler var.

Yollar, araçlara zarar veriyor, insan hayatını tehlikeye atıyor.
Bu yollar da bizim vergilerimizle yapılmayacak mı?

Sağlık ocağına bir doktor atanmış, büyük bir haber olmuş!

Bir doktora, ambulansa, öğretmene, okula sahip olmak, bir bölgenin lüksü değil, en temel hakkıdır!

Sağlık gibi hayati bir hizmeti bu kadar geç ve eksik getirmek, övünülecek bir şey değildir!

İşsizliğe gelince;

Üç-beş kişiye iş verdiniz diye bunu büyük bir zafer gibi gösteriyorsunuz.

Oysa Karpaz’da gençler, umutsuzluk içinde ya göç etmekte ya da işsizlikle boğuşmaktadır.

Karpaz’ın gençlerine sadaka değil, kalıcı ve adil iş olanakları yaratılması gerekiyor!

Devlet imkanları bu konuda sıfır.
Balıkçılar deseniz…
Balıkçı barınakları dökülüyor.

Denize açılan balıkçılarımız teknelerini güvenli bir şekilde bağlayacakları ve inip çıkacakları liman bulamıyor. Güney köylerinde bu durum sıfır seviyede.

Verilen sözler tutulmadı, yıllardır barınaklar harabe durumda.

Peki ya çiftçilerimiz?

Toprağını işleyen, üretim yapan çiftçiye gereken destek sağlanmadı.

Maliyetler yükselirken, verilen destekler yerinde sayıyor.

Mazot, gübre, yem derken çiftçi tükeniyor ama kimsenin umurunda değil!

Ve bitmeyen bir başka mesele: Eşekler sorunu;

Yıllardır başıboş eşekler, çiftçilerin ekinlerini talan ediyor, kazalara yol açıyor.

Ne bir çözüm üretildi ne de halkın sesi duyuldu.

Eşekler kadar değeri olmayan bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız!

Bütün bu gerçekler ortadayken, yapılan birkaç göstermelik hizmetle halkın gözünü boyayabileceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz!

Türkiye destekli projeler ve en önemlisi alın terimizle ödediğimiz vergiler, hizmetlerin asıl kaynağıdır.

Devletin yaptığı her şey, halkın hakkıdır.

Bu halk da yapılanı sorgulamak, eksik olanı talep etmek ve gecikenin hesabını sormak hakkına sahiptir.

Karpaz halkı artık şunu açık açık söylüyor:
Sadaka istemiyoruz.
Minnet duymuyoruz.
Hakkımızı istiyoruz!

Yapılan her yol, her hastane, her okul, her barınak bizimdir!

Kim de bunların yapılmasına vesile olursa, teşekkür etmesini de biliriz.

Yeter ki minnet eder gibi gözümüze sokmayın.!

Siz bugün yapmadıklarınızın hesabını vermezseniz, yarın halk önünde mutlaka hesap vermek zorunda kalacaksınız!

Unutmayın:
Karpaz susmaz.
Karpaz unutmaz.

Karpaz günü geldiğinde, hakkını söke söke alır!

Güneşin Doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun.













Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu