EkonomiGüncelInstagramKıbrısManşetSiyasetYaşam

Rahvancıoğlu: Emek hareketi bölündüğü taktirde idare edilebilir, Kamu-Özel sektör ayrımı da buna örnektir






Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, Kanal T’de asgari ücretin tartışıldığı programda Damla Dabis’in sorularını yanıtladı

Rahvancıoğlu: Emek hareketi bölündüğü taktirde idare edilebilir, Kamu-Özel sektör ayrımı da buna örnektir

Programda yaptığı açıklamada cuma gün sendikaların çağrısıyla gerçekleştirilen eylem değinerek çok anlamlı olduğunu belirten Rahvancıoğlu, kamuda örgütlü 34 sendikanın, özel sektör çalışanlarının mahrum bırakıldığı sefalet ücretine karşı birlikte ses yükseltmelerini ve kabul edilemez olduğunu belirtmeleri çok önemliydi dedi.

Geçmişte de sendikaların parça parça ses verdiğini söyleyen Rahvancıoğlu, bu kadar geniş bir sendikal yelpazenin tek bir konu özelinde hareket etmesini bir eşik olarak değerlendirdi ve sendikaları tebrik ettiğini söyledi.

Emekçiler bir toplumun ezici çoğunluğunu oluşturur ve emek hareketi bölündüğü taktirde idare edilebilir diyen Rahvancıoğlu, emekçilerin sırtından hayatlarını kazananların ise o toplumun çok küçük bir azınlığını oluşturduğunu belirtti.

Rahvancıoğlu, bir azınlığın bir çoğunluğu yönetebilmesi için onu bölmesi gerektiğini, bu anlamda da kamu özel ayrımının yıllardan beridir bu toplumda oynanan kartlardan biri olduğunu aktardı. Rahvancıoğlu, olması gereken nitelikli bir yaşamda herkesin yukarda buluşmasıdır, yukarda olanların aşağı çekilmesi değildir dedi.

“Asgari ücret en düşük kamu maaşına eşitlenmeli ve iki ayda bir hayat pahalılığı oranında artırılmalı”

Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu’nun 2018 yılından beridir asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesi ve iki ayda bir hayat pahalılığı oranında artırılması talebiyle hareket ettiğini söyledi. Bu talebin yasa tasarısını hazırlayıp 4’lü koalisyon hükümeti eski Çalışma Bakanı Zeki Çeler’e sunduklarını ve bir geri dönüş almadıklarını söyledi.

Bu talebi seçim döneminde Halkın Partisi’nin de billboardlarında kullandığını ifade eden Rahvancıoğlu, söz ne kadar yayılırsa emekçiler için o kadar olumludur ifadelerini kullandı.

İstatistik Kurumu’nun verilerine dayanarak TÜFE üzerinden yaptıkları çalışmadan bahseden Rahvancıoğlu, 2011 yılından 2018 yılına kadar 7 yılda asgari ücretlinin reel ücret bazında 8 maaş kaybettiğini hesapladıklarını, maaşlarının eridiğini söyledi.

2018’den bugüne ise daha çok asgari ücret artışı yapıldığını ve oranların da hayat pahalılığı oranlarına giderek yaklaştığını, hatta bazı aylarda da geçtiğini belirtti. Hayat pahalılığının asgari ücret için bir kriter olmadığını vurgulayan Rahvancıoğlu, 14 yılda kaybettiklerimiz geri verilecekse hayat pahalılığından daha fazla artış verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Rahvancıoğlu, servetine servet katanların cebinde durmak yerine bize geri verilecekse hayat pahalılığının üstünde artış yapılması gerektiğini söyledi.

“Hakkımız olanı almak için ve elimizde olanı vermemek için özel sektör çalışanlarının sendikalaşması gerekir”

Rahvancıoğlu, ideal bir dünyada insanların ücretleri belirlenirken onların insanca yaşayacakları bir şekilde belirlendiğini, ancak yaşadığımız düzende, dünyanın birçok ülkesinde ve özellikle Kıbrıs’ın kuzeyinde ücretin bir pazarlık meselesi olduğunu, bu sebeple de sendikalara gerek olduğunu söyledi.

Yöneticiler veya patronların bu insanların da insanca yaşaması gerekir demediğini belirten Rahvancıoğlu, bu giderse başkası gelir, yerli çalışmazsa yabancı çalışır dediğini anlattı. Pazarlıkta hakkımız olanı almak için veya elimizde olanı vermemek için özel sektör çalışanlarının sendikalaşması gerekir diyen Rahvancıoğlu, özel sektörün örgütlenmesi ve güçlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bağımsızlık Yolu’nun asgari ücretin en düşük maaşa eşitlenmesi mücadelesini hale hazırda güçsüz olan özel sektör çalışanına güçlenene kadar bir can simidi olması için dillendirdiklerini belirtti. Alım gücünü yükseltmek için yapılsa politikalar da ortaya koymak gerekir diyen Rahvancıoğlu, bugün yaşayan insanların bugünkü sorunlarını bugün çözmek için de asgari ücretin şu an arttığından daha da artması gerektiğini söyledi.

“Fiyatların artış sebebi ücretler değil, ultra zenginlerin kar hırsı”

Rahvancıoğlu, maliye bakanının, ücretleri yüksek olduğu için güneye alışverişe gidiyorlar derken, esas ima edilmek istenenin siz maaş artışı aldıkça burada piyasa pahalılanıyor olduğunu söyledi. Bu konuyla ilgili hem Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası hem de Kıbrıslı Türk ekonomist Engin Kara’nın araştırmalarına değinen Rahvancıoğlu, ücretlerin fiyatlara yansımasının %1 bile olmadığının kanıtlandığını kaydetti.

Ekonominin bir bilim olduğunu ifade eden Rahvancıoğlu, ücretlerin fiyatlara yansımasının çok düşük olduğunun görüldüğünü belirtti. Fiyatların artma sebebinin ise kar oranlarının yüksekliği olduğunun altını çizen Rahvancıoğlu, pahalılığın sebebini emekçinin ücretinde değil patronların etiketleri değiştiriyor olmasında arayacaksınız dedi.

Rahvancıoğlu, İstatistik Kurumu’na göre 2021-2022 hane halkı tüketim harcamaları ülke ortalamasına göre bütçenin %21.6’sının konut, su, gaz elektrik ve diğer yakıtlara gittiğinin görüldüğünü belirtti.

Bütçeden geriye kalanının ise %20’sinin gıda ve alkolsüz içeceklere, %18’nin ulaştırmaya, %6’sının eğitim hizmetlerine, %4.7’nin de sağlığa harcandığını anlatan Rahvancıoğlu, burada zenginlerin kazandığını, halkın bütçesinin çoğunun AKSA’ya, eğitim, sağlık ve market sektörü patronlarına gittiğini bunu tersine çevirmenin yolunun da sosyal devleti yeniden inşa etmekten geçtiğini vurguladı.

Bir grup ultra zenginin bu halkın en temel ihtiyaçlarının üzerine çöreklendiğini anlatan Rahvancıoğlu, bir de üstüne teşvik, hibe, muafiyet aldıklarını yani devletin bütçesinden onlara kaynak aktarıldığını söyledi.

“Sendikalaşma vergi kaçırmanın ve kayıt dışı işçi çalıştırmanın önüne geçecek”

Sendikasız çalıştırılmanın yasaklanması, vergi kaçırmanın, kayır dışı işçi çalıştırmanın önünde engeldir diyen Rahvancıoğlu, 10 kişi ve üzeri işçi çalıştıran işyerlerinde sendikasız çalıştırılmak yasaklanmalı dedi.

Liberalizmin merkezi ABD’de bile özel sektörde %6 sendikalaşmanın olduğuna dikkat çeken Rahvancıoğlu, ülkemizde ise bu oranın %1 bile olmadığını söyledi. Özel sektörde sendika olmamasının birçok soruna neden olduğunu düşündüklerini ifade eden Rahvancıoğlu, sendikanın, sesi çıkmayan özel sektör emekçisinin sesi olacağını söyledi.











Başa dön tuşu